12/02/2014 | Yazar: Umut Güner

"Başka türlü seviyoruz, başka türlü yaşıyoruz. Acımızı da pek tabii ki başka türlü çekeceğiz! Birbirimizin ailesi olarak..."

Bugün bir arkadaşımın babasının vefat ettiğini öğrendim. Bana telefonda haber veren arkadaş, “Ben oraya geçiyorum” dedi. Ben o kadar emin bir şekilde “oranın” cenaze evi olmadığını bildiğim halde, “Nereye” diye sordum. Evet cenaze evine değil, arkadaşımızın evine gidiyoruz, taziye için. Çünkü aile cenazeye arkadaşımızı çağıracak mı bilmiyoruz. Arkadaşımın ailesiyle ilişkisi iyi olduğu halde cenaze “toplumsal” bir ritüel olduğu için her zaman girip çıktığımız evin kapıları cenazelerde bize kapanabiliyor.
 
Sonrasında geçen sene bir başka arkadaşımın annesinin vefatı aklıma geldi. İkinci günü haberim oldu ve evinde ziyarete gittim. Arkadaşım annesi öldüğü için üzgündü ama annesinin cenazesinde dışlanmadığı ve kabul edildiği için gizli gizli mutlu oluyordu.
2006 yılında annem vefat ettiğinde bir yandan ağlarken bir yandan da cenaze ritüelleri ve kendi seçtiğim ailem (sevgilim, arkadaşlarım) ile ailemin karşılaşması, cenazede dış kapının mandalı olma halleri üzerine kaygılarım yüzünden acımı bile düzgün bir şekilde yaşayamadım.
 
Bir gün annemin yanında refakatçi kalıp eve gittikten sonra birkaç saat sonra annemin vefat ettiği haberiyle ailemin evine gittim. Teyzem, babam, abim, kız arkadaşı, ben ve sevgilim evdeyken birkaç saat olayın şokunu atlattıktan sonra sevgilim eve geri döndü! Abimin kız arkadaşı evli olmadığı halde bizim evde kalabilirken sevgilim sırf gey olduğumuz için evimize geri dönmek zorunda kaldı. Sonraki günlerde zaten “gey” evlat olmak, eksik evlat olmaya dönüşüveriyor, ikinci üçüncü kuşak akrabalar bile sürece ilişkin daha fazla söz sahibi olabiliyorlar.
 
Bugün babası ölen arkadaşım, cenazede benimle beraberdi! Annemin cenazesi sanırım onun sayesinde en “queer” cenazeye dönüştü. Feminist bir arkadaşım Ayşen ile birlikte helva yaptılar, bütün apartmana dağıttılar. Arkadaşım herkesten daha çok üzüldü, ağladı, annemi tanımadığı halde! Belki o cenazede annemden sonra bana en çok ait olan şey arkadaşlarımın varlığı idi!

Başka türlü seviyoruz, başka türlü yaşıyoruz. Acımızı da pek tabii ki başka türlü çekeceğiz! Birbirimizin ailesi olarak... 


Etiketler:
nefret