12/08/2015 | Yazar: Berkay Ayseven

‘HIV+’lere bir kaç şey söylemek istiyorum, lütfen artık şu korku prangalarınızdan kurtulun. Evet, her gün neler yaşadığınızı, kamusal alanda nelere maruz kaldığınızı biliyorum, çünkü ben de birinci elden tanığıyım. Fakat bu tıpkı eşcinselliğimizi gizlemek gibi bize yarardan çok zarar getiriyor’

“HIV+'lere bir kaç şey söylemek istiyorum, lütfen artık şu korku prangalarınızdan kurtulun. Evet, her gün neler yaşadığınızı, kamusal alanda nelere maruz kaldığınızı biliyorum, çünkü ben de birinci elden tanığıyım. Fakat bu tıpkı eşcinselliğimizi gizlemek gibi bize yarardan çok zarar getiriyor”

Bilinenin aksine düzen size doğrudan olarak seçme şansınızın olmadığı veya seçtiklerinizden dolayı camdan bir fanus hediye edip sizi toplumdan izole yaşamaya mahkûm etmiyor; aksine, sizi '' en zayıf noktanızla '' birlikte sokağın ortasına atıp toplum tarafından açık hedef haline getirilmenizi sağlıyor. Sokakta kimimizin en zayıf noktası kalabalıklara karşı kullanabileceği en güçlü silah haline gelirken, kimimiz ise kalabalıkların altında ezilip yok oluyor.

Ötekileştirilmeyi her ne kadar düzen kaynaklı olarak tanımlasak da, bir de '' düzen kaynaklı ötekileştirilenin ilan ettiği ötekiler '' var. Bunlardan biri ise '' HIV+ eşcinsel bireyler''. Ben de onlardan biriyim. İçinizde, her fırsatta ''ama onları da suçlamamak lazım düzen böyle dayatıyor'' diyen sevgi pıtırcıklarının olduğunu biliyorum, fakat bilgi çağında yaşadığımızı ele alırsak (yersen) temcit pilavı gibi sunduğunuz bu argümanın neresinden tutsam elimde kalıyor. Ve kaldı ki kendini aktivist olarak adlandıran insanların bile HIV/AIDS konusundaki ön yargıları mevcutken diğerlerini '' bilgisizlik '' üzerinden, sırf insan seviciliğinize zarar gelmesin diye kayırmanın hiç bir haklılığı yok! HIV+ bireyler olarak toplumda paçavra muamelesi gördüğümüz yetmezmiş gibi bir de LGBT bireyler arasında buna maruz kalınca isyan etmemek '' bir zahmet '' mümkün olmuyor. Derdim burada kimsenin ön yargılarını yıkmak, bir şeyleri değiştirmeye çalışmak değil. Tümüyle ikiyüzlülüğünüzden bahsetmek istiyorum. Zaten üzerimizdeki ibne etiketiyle zor bela yaşarken, neden birbirimizin hayatını daha da zorlaştırıyoruz bunu merak ediyorum!

Ben HIV+ olmam konusunda da eşcinselliğim konusunda da aileme ve çevreme açığım. Ne yazık ki benim gibi olmayan insanlar var, eşcinselliğini zar zor gizlerken bir de beraberinde HIV+ olduğunu gizlemeye çalışan insanlar var. Fakat '' madileme '' kültürünüz sağ olsun insanların '' zayıf noktalarını '' kullanmak konusunda dünya birincisi. Size ailesine-çalıştığı kuruma HIV+ olduğunu söylemek ile tehdit edenden tutun da, partner bulma sitelerinde HIV+ insanlar adına sahte hesaplar açıp diğerlerine bu kişiden uzak durmaları konusunda mesajlar atana, sevgilisinin HIV+ olduğunu öğrendikten sonra terk edene, sağda solda fıtı fıtı dedikodusunu yapana kadar bir çok ötekileştirme örneği verebilirim. Hepiniz bu retro-virüse adayken böyle şeyler yapmak kime ne kazandırıyor çok merak ediyorum ve yüzünüze karşı ''Şunun farkına varın artık, yarın bir gün elinize ‘POZİTİF’ raporu gelirse koşacağınız ilk kişiler bizler olacağız. Bizim hayatımız zaten yeterince zor, biz bir de sizin vahşi dürtüleriniz ile uğraşmak zorunda mıyız? Sizden herhangi bir destek beklemiyoruz ama lütfen bize köstek de olmayın” diye bağırmak istiyorum.

Destek demişken, bir de destek olduğunu sanan sözde '' kültürlü-eğitimli '' tabaka var. Geçenlerde ''Yaşayan Kütüphane'' etkinliğine HIV+ kitap olarak katıldım. Mümkün olduğunca dramatize etmeden anlattım kendimi, HIV+'in günümüz tedavi şartlarında kronik bir hastalıktan farksız olduğuna hatta tümüyle kronik bir rahatsızlık olduğundan bahsettim. Fakat gelin görün ki ben konuştum onlar acıdılar, ben konuştum onlar acıdılar. Ya arkadaşım, benim senden destek dilendiğim falan yok ki, niye vicdan mastürbasyonunu benim üzerimde yapıyorsun sen? ben de senin gibi bir insanım, senin için zararlı olan her şey benim için de zararlı, niye sen her söylediğim şeyden sonra '' ayhhhh canım yaaaaaaa kıyamaaaam '' diyorsun? Hayır, ille de bize çok destek olmak istiyorsanız öncelikle kendinizi eğitin lütfen, zaten geri kalan kısmında bize pek ihtiyaç duymayacaksınız. 

Son olarak HIV+'lere bir kaç şey söylemek istiyorum, lütfen artık şu korku prangalarınızdan kurtulun. Evet, her gün neler yaşadığınızı, kamusal alanda nelere maruz kaldığınızı biliyorum, çünkü ben de birinci elden tanığıyım. Fakat bu tıpkı eşcinselliğimizi gizlemek gibi bize yarardan çok zarar getiriyor. '' Zayıf noktamız'' olduğunu düşündüğünüz bu durum aslında kalabalıklara karşı kullanabileceğimiz en güçlü silahımız. Bunu gizledikçe insanlar bunun utanılası/korkunç bir şey olduğunu düşünüp bize karşı daha da ön yargılı oluyorlar, bunu gizledikçe bazı kendini bilmezlerin daha çok hedefi olup sosyal hayatımızı yaşanılamaz bir hale getiriyoruz. Bunu tek başına bir hastalığa karşı verdiğimiz mücadele olarak düşünmemeliyiz, bunu tümüyle LGBT mücadelesi gibi politik temellere dayanan bir mücadele olarak ele almalıyız. Bugün bile LGBT olarak sokakta kısmen '' rahatça '' yürüyebiliyorsak bunun sebebi geçmişte bedel ödemiş insanlar sayesindedir. Sivil/örgütlü hiç fark etmez herkes üstüne düşeni yaparsa, toplumdaki görünürlüğümüz artarsa kimsenin eline hayatımızla ilgili söz hakkı vermiş olmayız.


Etiketler:
İstihdam