14/03/2011 | Yazar: Emre Korlu

Sanırım yıllar oluyor, bir ara yine haberleri izlememeye yemin etmiştim.. İstiyordum ki dünyada 'Kötü' hiçbir şey olmasın...

Sanırım yıllar oluyor, bir ara yine haberleri izlememeye yemin etmiştim.. İstiyordum ki dünyada 'Kötü' hiçbir şey olmasın... Çünkü bu 'Kötü' nasıl bir kavramsa dokunduğu her şeyi kirletiyor; yok ediyor, parçalıyor... Anlayacağınız çocukluğumda anneannemin 'Tu kaka' dediği şeyler demek ki 'Kötü'den ibaretmiş.. Birkaç gündür Japonya'nın haline istinaden tekrar izlemeye başladığım haberler bana yıllar öncesini hatırlattı.. 1999 depremi ve depremden arta kalanları... İnsanları; ortalığa yayılmış eşyaları araklamaya çalışan kapkaçcıları, çocukların çaresizce bakan gözlerini, yaşlı bir kadının cansız bedenini, yitirdiklerinden arta kalanları toplamaya çalışanları, kısacası; depremzedeleri...
***
Üzülmeye şartlanmış Türk halkını bugün de İbrahim Tatlıses gündemi vurdu.. 'Sağlığına kavuşsa bile artık şarkı söylemeyecek, onun sesini plaklardan dinleyeceksiniz' diyen kardeşinin bu kararlı davranışı, Tatlısesin durumu sahi; bu kadar kötü mü? sorusunu getirdi akıllara.. 'Silahla adam olunmaz, yürekle adam ol kardeşim' diyen ve ceplerinde silah taşıyan magandaların kurşununa hedef oldu; o siyah bıyıklı, siyah saçlı, pembe gömlekli, gri ceketli adam.. Sanatçısını bu kadar çabuk harcayan bir toplum olarak kendimizle ne kadar övünsek az... Neyimize sahip çıkabildik ki yıllarını müziğe adamış sanatçımıza sahip çıkabilelim.. Şimdi dışarda sokak muhabbetleri dönmeye başlar 'İmparator da yıkıldı '
1970 yılında tanınıyor muydu İbrahim Tatlıses ya da şöyle düzelteyim durumu 'Kara Kız' adlı albümünü duymuş muydunuz? O zamandan bu zamana kaç kez yıkılmayla burun buruna gelmiş bir imparatorluk var ortada haberiniz var mı?
***
Hayatın kritik noktaları vardır; kimisi ölür, kimisi yaralanır, kimisi felç olur, kimisinin yaşama umudu yoktur, kimisi bir; 15 Temmuz gecesi evden çıkar canı dondurma çekmiştir ve aldığı kurşunla oracıkta seyir halinde olduğu arabasının içinde hayata gözlerini yumar..

Ahmet Yıldız..
İbrahim Tatlıses kadar önemli biri değildi elbet.. Öylesine bir eşcinseldi.. Ölüm tehditleri alan ve kabuslarla uyanan bir genç adamdı; hani dedim ya o, yaşama umudu olanlardandı.. Bugün hiçbir haber bülteninde göremezsiniz 'Ahmet Yıldız'ı ...
Vurulduğuna ilişkin haberleri de duymamıştınız zaten.. Keza İbrahim Tatlıses kadar ünlü de değildi.. Ne bileyim bir tanıyan gören bilen var mıdır? diye soruyorum Ahmet Yıldız, İmparator değildi belki ama cenazesi ailesi tarafından reddedilen 26 yaşında bir üniversite öğrencisiydi..

Aradan üç yıl geçti ve yine Ahmet Yıldız'ın adı sanı duyulmuyor felaket tellalcisi haber bültenlerinin soğuk stüdyolarında... Yani anlayacağınız hiçbir şey değişmedi; 15 Temmuz gecesinden, bu yana! 

Etiketler: insan hakları, nefret suçları
İstihdam