28/05/2012 | Yazar: Koray Özbal

Ailesine karşı dürüst olup onurlu bir şekilde eşcinsel olduğunu açıkladıktan tam bir yıl sonra babasının silahında çıkan kurşunlarla öldürülen Ahmet Yıldız’ın geçen hafta Salı günü doğum günüydü.

Yıl 2008, aylardan Mayıs...
Marmara Üniversitesi Fizik Bölümü’nden koşar adım çıkıyor 26 yaşındaki genç...
Savcılığın kapısında şöyle bir etrafına bakındıktan sonra içeri giriyor, tehdit telefonları aldığını, hayatının tehlikede olduğunu söylüyor savcılığa. Bir bir anlatıyor her şeyi. Dinliyorlar dikkatlice...
Tamamdır, bir şey olursa haber ver, özel korumaya veya soruşturma açmaya şimdilik gerek yok diyerek gönderiyorlar. Kapıyı kapatıyor, arkasını dönüp çıkıyor savcılıktan.
İçeride iğrenç bir gülümseme...
...
Tarih 15 Temmuz 2008, yer İstanbul’un güzide ilçesi Üsküdar. İki dondurma külahı...
Yere düşmüş, üzerindeki dondurma eriyor.
Eriyen vanilyalı dondurmanın yanında boylu boyunca uzanmış 26 yaşında bir beden. Bedende 3 kurşun, tam kalbin üzerinde.
Kan sızıyor yaradan. Ağır ağır ilerliyor eriyen dondurmanın üzerine, vanilyanın beyazı, nefretin kızılına karışıyor...
...

Bir adam...
Yüreği nefret ile bilenmiş, karanlık, soğuk bir beden...
İçerisinde sıcak bir tebessüm barındırmamış, töre kölesi kanlı eller...
Çirkin ve bir o kadarda nefret dolu bakışlar...
...
4 Yıl sonra...
“Türkiye’nin ilk gey namus cinayeti”ne kurban giden Ahmet Yıldız hala 26 yaşında...
 
Cinayetin 1 numaralı sanığı baba Yahya Yıldız, kırmızı bülten ile aranmasına rağmen hala bulunamadı.
 
Dava hala devam ediyor.
 
Nefret cinayetleri artmaya devam ediyor.
 
Eşcinseller ve Transseksüeller her geçen gün öldürülmeye mahkûm bırakılıyor.
 
Devlet eşcinselliği ve transseksüelliği tanımayıp, nefret suçları kapsamına almadığı sürece öldürülmeye de devam edecek...
...
Ailesine karşı dürüst olup onurlu bir şekilde eşcinsel olduğunu açıkladıktan tam bir yıl sonra babasının silahında çıkan kurşunlarla öldürülen Ahmet Yıldız’ın geçen hafta Salı günü doğum günüydü (22 Mayıs) aradan geçen 4 yıla rağmen Ahmet hala 26 yaşında....
 
Son olarak...
 
LGBTT bireyleri diyor ki;
 
·         Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılıkla mücadele etmek için kapsamlı mevzuat şarttır ve en kısa zamanda oluşturulmalıdır...
 
·         Yetkililer homofobik ve transfobik söylemin kabul edilemez olduğunu öncelikle kendileri bu dili kullanmaktan sakınarak ayrımcılıkla mücadelede siyasi idare göstermelidir.
 

Etiketler:
İstihdam