25/09/2013 | Yazar: C

Hani, dün bağırıyorduk ‘faşizme karşı bacak omuza’ diye sokaklarda? Anne babanız sizi anlamayacak.

Memlekette mücadele etmediğimiz şey kalmadı. İyiyiz bu konuda. Gücümüz yerinde, haksızlığa gelemiyoruz. Zaten bizi bu hale getirenler utansın. Fakat ben dönüp dolaşıp aynı yere takılıyorum, peki ya anne baba terörü?
 
Sanki anne baba ile mücadele etmede o kadar güçlü değiliz.
 
Peki, ne oluyor da onlar da mücadele edilmesi gerekenler listesine giriyor? Ve ne oluyor da biz bu konuda muvaffak olamıyoruz? Kendi seçimimizle belirlemediğimiz kan bağı bu kadar kutsal mıdır?
 
Bence listeye girmek bir kenara bildiğin listenin en başındalar. Bütün gün “annem babam bu yaptıklarımı bilse beni evlatlıktan reddederler” diyebileceğimiz en az bir şey yapıyoruzdur. Ama anne babaların zaten bunları bilmesini beklemeyeceğimiz gibi biz de bu konuda kendimizi yalancı ya da kandırıkçı atfetmiyoruz. Her şey çok yolunda. Öyle mi?
 
Türkiye’de çoğu zaman lanet ettiğim gelenek, görenek, ahlak sistemi, zorunlu bir mekânsal uzaklıkta değilsen (yurt dışında ya da şehir dışında okumak-çalışmak) ya da evli değilsen ana baba evinin dışında bir hayat yaşamaya hak görmüyor.
 
İstersen 30 yaşında ol, eğer ailenle aynı şehirdeysen ve evli de değilsen, sen neden bir yetişkin gibi hayat kurasın? Sana neden bir oda yetmiyor? Özgürlük mü istiyorsun? Kadınlar için babadan kocaya bayrak yarışının son halkası seni bekliyor! Erkekler için ise o kadar acizler ki yavrum, bir karıları yoksa onlara kim bakacak, nasıl olur da anacıklarının dizlerinin dibinden ayrılırlar?
 
Şunlar da var çevremde:
 
- Babam başka evde yaşamamı istemiyor, o yüzden bana araba aldı. (Rüşvet)
- Çalıştığım parayla şu an İspanya’dan bile ev alabilirim; ama ailem evlenmeden yatırım yapmamı istemiyor. (Baskı)
- Ailem o kadar anlayışlı ki birlikte yaşayan ve sevgili olan arkadaşlarım istedikleri zaman bizde kalabilirler. Ama aynı şeyi ben yapamam. (İkiyüzlülük)
- Ailem sevgilim Alevi olduğu için evlenmemizi istemedi, farklı kültürlerimiz varmış, sonradan sorun çıkarmış! (Ayrımcılık)
- Sana kaç kez görünür yerde arkadaşlarınla (kızlı oğlanlı) dolaşma demedim mi, insanlar laf çıkarıyor. Görüşmek istediğinizde eve gelin ço’cum, odanıza girmem ben! (Zulüm, kızını orospu sayma, sayanlara çanak tutuma=bir nevi azmettiricilik, sana zaten lütfedip oda verdim=sen benim kölemsin)
- Eşcinsel olduğunu öğrendik, bize gelmez, amcalarıyla birlikte öldürdük! (CİNAYET)
 
Es kaza evlenmeden evde yaşıyorsan, beyaz eşya hatta özellikle bulaşık makinesi alamazsın, kendi paranla alacak olsan dahi ailen izin vermez. Bu muhteşem lükse ulaşmanın tek koşulu evlenmendir. /Bazen kendime acaba bu muhteşem lükse ulaşabilmek için mi evlenip boşandım diye soruyorum./ (Koşullu sevgi. Seni ancak evlenirsen insan yerine koyup önemseyecem)
 
Sonra ne zaman evleneceksinler, sonra ne zaman torun vereceksinler…
 
Bazı evli kadınlar için kocası tarafından şiddet görüyorsa ya da sadece ayrılmak istiyorsa “sen gel sığın baba ocağına ama çocuklarını istemeyiz” diyerek o çok sevdikleri az kalsın sevmekten turşusunu kuracakları evlatlarını bir çırpıda harcayanlar… Katiller, azmettiriciler…
Ve tüm bu zulüm karşısında bağrına taş basan bizler. Neden? Hani, dün bağırıyorduk “faşizme karşı bacak omuza” diye sokaklarda?
 
Anne babanız sizi anlamayacak. Anne babanız sizi doğurdu, büyüttü becerebildiğini kadar, aklı döndüğünce. Bu kadar.
 
Gündelik faşizmin önüne geçmezseniz iyi bir şey sayıp da baba yerine koyduğumuz devlet de, ana yerine koyduğunuz adalet de size çelme takar, ağzınız yüzünüz parçalanır alimallah.
 
Ayrıca aile dışında hayat var!

Etiketler: yaşam
İstihdam