01/06/2011 | Yazar: Kürşad Kahramanoğlu

Seçimlere 10 gün kaldı; sizleri bilmem ama bu yalan dolan propagandadan beni iyice afakanlar basmaya başladı...Yok mu şöyle iç açacak bir konu diye düşünd&uu

Seçimlere 10 gün kaldı; sizleri bilmem ama bu yalan dolan propagandadan beni iyice afakanlar basmaya başladı...Yok mu şöyle iç açacak bir konu diye düşündüm...Ajda’yı yazayım dedim: Memleketteki milyonlarca insan gibi, Ajda bana boş ama hep hoş gelmiştir. Bilmem dikkatinizi çekti mi? Süper Star(!) , konserine gelen Devlet Bakanı Egemen Bağış’a övgüler yağdırıp “Muhteşem vizyonunuzla hep ülkemizin önünü açıyorsunuz. Türkiye’miz için öyle güzel işler yapıyorsunuz ki, size canımızı vermeye hazırız” demiş. A be birtanem sen kırk yılın Ajda’sısın, AKP propagandası yapmak sana mı kaldı? AKP yandaşlığı yaptığı hissine kapılan hayranları tarafından Sezen’in bile yuhalandığı ülkemizde, durumdan kıllanan Ajda Hanım’ın menajeri Etel Sason, hemen hasar kontrol moduna geçip: “Evdeki personeli de müziği sevdiğinde, onlara da ‘Canımı veririm size’ diyor”, demiş...Şaşmamak lazım, popçudan nadiren doğru dürüst politikacı çıkar; hele hele “sanatçı” dediğimiz kategoriden insan ise, daha da nadir çıkar popçulardan. Onun için popçu kolay olunur, sanatçı olmak ise zordur. Sanatçı muhalif olur, yağcılık yapmaz; hele de seçime 2 hafta kala iktidar yanlısı gözükmez. Politikacı, sanatçıya iltifat eder; sanatçı, politikacıya değil! Şimdi yılların “hoş ama boş” popçusu konserlerinde protesto edilmeye başlarsa, gençler Ajda’yı yuhalamaya başlarlarsa popçumuz ne yapacak? “Binlerce hayranım beni terk ederse, ben de konserlerimi on binlerce türbanlı hayranlarla doldururum” mu diyecek?

Hay Allah, ben bu hafta iç açıcı şeyler yazacaktım! Yabancı müzisyenlere geçelim bari. 20 Haziran’da İstanbul’a Amy Winehouse geliyor. Bilmeyenleriniz için; Amy bol ödüllü, uyuşturucu bağımlısı, birçok kez hapishaneye düşmüş, muhteşem sesli bir skandallar kraliçesi. Kamuya açık yerlerde seks yaparken ve ırkçı şarkılar söylerkenki klipleri internette.  Konserinde 18 yaş sınırı olacakmış. Biletler 600TL, ayakta 152 TL. Gazeteci arkadaşlardan rica ediyorum; Amy’i bir kenara bıraksınlar da, bu konsere kimler gidiyor onu bizlere bildirsinler? Ben gitmek isterdim doğrusu, ama ayakta konser izleyecek yaşı geçtim, Amy Winehouse konseri için de verecek 600 liram yok! Bu ülkenin popüler müzikle ilişkisi doğrusu oldukça garip: Artık miatlarını çoktan doldurmuş popçular geliyorlar ve astronomik rakamlara Türkiye’de dinleyici buluyorlar. Bunu anlıyorum, çünkü bu starları zamanında seyredemeyen insanlar merak edip paralarına kıyıyorlar. İnternet sansürünün kapıda olduğu AKP Türkiyesi’nde, şimdiye kadar gelmiş geçmiş en muhteşem seslerden biri olarak kabul edilen, soul müziğin divası İngiliz müzisyen Amy Winehouse’u izlemek için 600TL vererek, Küçükçiftlik Parkı’nı dolduracak binlerce Amy hayranı nereden çıkıyor? Benim bilmediğim, göremediğim, sessiz bir popüler başkaldırı kültürü mü var, bir yerlerde gizli? 

Şimdi gelelim bu tiyatro sezonunda başıma gelen en muhteşem şeye: KREK’i keşfettim. Oradan buradan duyuyordum; bizim üniversitenin (Bilgi), santralistanbul Kampüsü’nde bir tiyatro var, enteresan işler yapıyorlar diye. Krek Tiyatro Topluluğu 1999 yılında Berkun Oya ve Ali Atay tarafından İstanbul'da kurulmuş. Topluluk, kuruluşundan bu yana Berkun Oya'nın yazdığı ve yönettiği oyunları sahnelemekteymiş. Nihayet gidip  “Güzel Şeyler Bizim Tarafta”yı izledim. Daha önce hiç izlememiş olduğum ve de tanımadığım Bartu Küçükçağlayan, Ozan Çelik, Öykü Karayel ve Tülin Özen çok iyi oyuncular. Özellikle Öykü ve Bartu’ya bayıldım. Yine daha önce hiç tanımadığım Berkun Oya’nın çok zeki ve çok yetenekli olduğuna hiç şüphe yok. Oyun, Berkun’un söylediğine göre “Sevmek, ahlak, özgürlük ve bedelleri üstüne...” bir oyunmuş! Tiyatro düşkünleri iyi bir şey seyretmek için Londra, West End’e gitmenize gerek yok. Tiyatrodan hoşlanıyorsanız veya kırk yılda bir tiyatroya giden bir seyirciyseniz, hatta ömrünüzde hiç tiyatroya gitmemişseniz bile mutlaka KREK’e gitmelisiniz. “Güzel Şeyler Bizim Tarafta”yı seyretmelisiniz. Bu sene harcadığım en fevkalade 40TL.

Oh be! Bu sıkıcı, baskıcı seçim ortamında İstanbul’da hâlâ nefes almak mümkün, iktidarla ufak çıkarlar için flört eden, kendilerini sanatçı zanneden boş insanlardan bol bol var ama sanat da var, pahalı olsa da müzik de var, insanlık direniyor.


Etiketler: yaşam, siyaset
nefret