11/06/2012 | Yazar: Selçuk Candansayar

Kürtaj konusu AKP’nin toplumu anlama konusunda aslında ne denli donanımsız ve kör cahil olduğunun da kanıtı aslında. Şecaat arz ederken sirkatin söyler lafını doğrulayarak, kadını aslında ‘Allahın sevgili kulu değil de erkeğin malı’ olarak gördüğünü de faş etmiş oldu.

İnsanlar da iktidarlar da en tepedeyim, en güçlüyüm vehmine tam da çökmeye, inmeye başlarken kapılırlar. 

AKP’nin çöküşe doğru yuvarlanacağı yokuşun başına geldiğini gösteren çok sayıda emare belirmeye başladı.
 
Siyasi iktidarları ve rejimleri asıl olarak savaş ya da ekonomik krizler değiştiriyor. Diğer tüm değişkenler toplumun oy verme kararında ikincil etkiye sahipler. Ancak bu ikincil etkenler hem oy verme hem de verdiği oyu geri alma gerekçesi olarak görünürler.
 
İktidarların en güçlü oldukları sanıldığı dönemde hata yapmaya başlamalarını belirleyen de aslında ekonomik krizin yönetilemez hale gelmesi. Yönetilemez hale gelen ekonomik kriz iktidarın ekonomi dışındaki alanlarda daha da ceberrutlaşarak hata yapmaya başlamasına neden oluyor. 
 
AKP son dönemde 4 ölümcül hata yaptı ve onun için daha da ölümcül olanı hata yaptığının ayırtında olmaması.
İlk hata Suriye. Beşar Esat’la kucak kucağa fotoğrafları hâlâ ortalıkta dolanırken nerden çıktığını kimsenin anlamadığı Esat düşmanlığına savruluşu, Erdoğan’ın güvenilirliğini geniş kitleler nezdinde oldukça zedeledi. Ama bu kısmen basit ve onarılabilir bir hataydı.
 
İkincisi 4+4 eğitim sistemi. Hiçbir hazırlık yapılmadan, geçiş dönemi oluşturulmadan yapılan yasal düzenleme, insanlarda çocuklarının eğitimlerinin kargaşaya sürüklendiği düşüncelerine yol açtı. Üstelik burada tepki, eğitimin dindarlaşmasına değil, eğitimin ne olacağının bilinmemesine yönelik olacak. Çünkü Türkiye’de sanıldığının aksine geniş kitleler çocuklarının dini eğitim almasından çok hayatta başarılı olabilmeleri için iyi eğitim almasının şart olduğuna inanıyorlar. ‘Cemaat kolejleri’ dindar nesil yetiştirdikleri için değil modern ve iyi eğitim verdikleri için tercih ediliyorlardı. Ana babalara çocuklarının dokuz on yaşından sonra vasıfsız bir meslek eğitimine gönderileceğini kabul ettirmek ham hayalden öte değil.
 
Üçüncü hata Roboski/ Uludere katliamı oldu. Uludere’den sonra AKP, Kürtlere hiçbir zaman Türklerle eşit hale gelmelerine izin vermeyeceği mesajını en ceberrut tarzıyla vermiş oldu. Kürtlerin zihinlerine ve ruhlarına Uludere, 1938 Dersim katliamıyla birleşerek girdi. Kürt sorununa Kemalist milliyetçi çözümden de geriye giderek Sünni milliyetçi çözümü dayattı. 
 
Dördüncü hata ise seçmen oyunu belirlemede çok daha belirleyici bir etkiye sahip olacak olan Kürtaj- Uludere- cinayet eşleştirmesi oldu. Kürtaj cinayettir abuklaması ve ardından gelen kürtaj yasağı hazırlıkları AKP’yi tam da temel oy deposu olarak kullandığı kadınlar üzerinden vuracak.
 
Kürtaj konusu AKP’nin toplumu anlama konusunda aslında ne denli donanımsız ve kör cahil olduğunun da kanıtı aslında. Şecaat arz ederken sirkatin söyler lafını doğrulayarak, kadını aslında ‘Allahın sevgili kulu değil de erkeğin malı’ olarak gördüğünü de faş etmiş oldu.
Bu dünyada bir tek kadının bile kürtajı canı yanmayarak, suçluluktan kıvranmayarak, ruhunda yaralar açılmadan yaptırmak zorunda kalmadığını, kürtajın çok büyük oranda erkek zorlaması ve dayatmasıyla çaresizlikten başvurulan bir yol olduğunu anlamayan erkek iktidarından başka bir şey olmadıklarını kanıtladılar.
 
Üstelik kürtajın sanılanın aksine o nefret ettikleri ‘eğitimli, modern, özgür’ kadınların değil sosyoekonomik ve eğitim düzeyi düşük kadınlarca, erkeklerin doğum kontrol yöntemlerini önemsememeleri nedeniyle zorunlu olarak başvurulan bir yol olduğunu anlayamadıklarını da göstermiş oldular.
 
Dahası kürtajın çoğu kadın tarafından bir erkek şiddeti olarak yaşantılandığının bile ayırtında olmadıkları ortaya çıkmış oldu. Tecavüz edilen kadına bile kürtaj yasağı getirmekten söz ederek; olsun, ne olmuş tecavüzse doğursun biz bakarız, çocuğunu öldüreceğine kendisini öldürsün, tecavüz çocuğun suçu mu, gibi tiksindirici bir söylemle kadınların ruhlarına tecavüz ettiler. AKP, kürtaj siyaseti ile kadınların nezdinde iki paralık hale geldiğini bir erkek iktidarı olduğundan anlayamayacak bile. 
 
Tepeden aşağıya doğru yuvarlanmaya başlayan AKP iktidarı hata yaptıkça, içine kapanmaya başlayacak ve önce yancıları onu terk edecekler. Çöküşü fark edip önlem almaya çabalayanları da korkuyla örülü bir kibirle kendisi içinden atacak. Cilaları döküldükçe de aslında İdris Naim Şahin’den öte bir zihniyet olmadığı berraklaşacak. 

Etiketler: yaşam, siyaset
nefret