18/04/2011 | Yazar: Erdal Partog

AKP’nin 12 yıllık hedef programı Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından büyük bir gurur ile açıklandı.

AKP’nin 12 yıllık hedef programı Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından büyük bir gurur ile açıklandı. Bu programa göre Başbakan Erdoğan bu süreçte hedeflerini ileri demokrasi ve özgürlük olarak belirledi. Peki, AKP’nin ileri demokrasisi gerçekten de ileri mi? Yoksa insan hakları açısından hak hiyerarşisini dayatan bir demokrasi anlayışına mı sahip? Son sekiz yıldır iktidarda olan AKP gerçekten özgürlükçü mü? Sanırım bunu test etmenin yolu geriye doğru AKP’nin 8 yıllık dönemine bakmak olacak. Ayrıca AKP hükümetinin sözlü beyanları ile LGBTT bireylere karşı ayrımcı tutumlarının son bulmadığını yeni seçimlere beş kala AKP’nin 2023 hedefinin de bu açıdan hiç inandırıcı olmadığın söyleyebiliriz.
 
AKP’nin 12 yıllık yeni programında oldukça afili cümleler var. Mesela programın ileri demokrasi bölümünde “Toplumsal farklılıkları korku ve endişe unsuru görme yerine, bunları gerçekten zenginliğimiz olarak gören bir felsefe”yi benimsediklerini iddia ediyorlar. Geçmiş hükümet dönemlerinde de aynı felsefeye uymaya çalıştıklarını düşünüyorlar. Ancak bu tanımın insan hakları ve ileri demokrasi açısından doğru cümleler olması AKP’nin bu konudaki uygulamalarının doğru olduğu anlamına hiç gelmiyor. Hatta AKP hükümetlerinin insan hakları ve özgürlükler konusunda ayrımcı bir tutum izlediğini açıkça söyleyebiliriz de. Bunun en bariz örneği LGBTT bireylere uygulanan ayrımcılık biçimidir. (basın özgürlüğüne girmeyeceğim) İnsan haklarında haklar hiyerarşi yapmanın etik bir davranış olmadığını öğrenemeyen AKP, hakları ileri demokrasi adına bölmekten çekinmiyor. İnsan haklarını ve demokrasiyi sadece kendi gibi düşünen ataerkil ve heteroseksist bir gözlükten kurguluyor. LGBTT bireyler Başbakan Erdoğan’ın gözünde vatandaş bile değil. Bu yüzden Başbakan Erdoğan’ın ileri demokrasi anlayışı göz boyamaktan başka bir anlamı gelmiyor.
 
AKP’nin Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Aliye Kavaf eşcinselleri hasta olarak gördüğünü söyledi. Başbakan ağzını bile açmadı. Aliye Kavaf’ın istifasını isteyen LGBTT örgütlerinin taleplerine gözlerini ve kulaklarını kapattı. Hatta Aile Bakanlığı kurmak için alelacele kolları sıvadı bile. Bu ayrımcı tutum AKP’nin tek sicili değil tabii ki. AKP Adana Milletvekili Ayhan Zeynep Tekin Börü “eşcinsellik Türk milletinin etik değerlerine zıttır” diyerek AKP’nin ileri demokrasi siciline katkı sundu. Yine AKP’nin anayasadan sorumlu milletvekili Burhan Kuzu “Eşcinsellerden de eşitlik ve evlilik hakkı tanınması için yoğun talep geldi. İstiyorlar diye verecek miyiz?” diyebildi. AKP zihniyeti sanki bu hakkı isteyenler bu ülkenin vatandaşları değilmiş gibi vakur ve ayrımcı bir tutum sergiliyor. Mazlum halkların yanında olan Başbakan Erdoğan bütün bu ayrımcı tutumlar karşısında maalesef yine çıt çıkarmadı. Filistin halkı için gözleri alev saçan, mangalda kül bırakmayan Başbakan Erdoğan travesti, transseksüel ve gey cinayetleri karşısında suskunluğunu koruyor.
 
Bu demek ki Başbakan Erdoğan için insan hakları ve ileri demokrasi sadece makbul vatandaş için geçerlidir. Makbul olmayan vatandaşlar yani LGBTT bireyler için insan hakları ve ileri demokrasi uygulanmaz.
 
Yine de AKP’nin LGBTT ayrımcılığı konusundaki siciline bakıp bunda bir sorun olmadığını düşünenler utanmadan sıkılmadan bir 12 yıl daha ‘Aa! AKP ne kadar özgürlükçü bir parti’ diye alkışlamaya devam ediyor. Yeni beyannamenin ne kadar özgürlükçü olduğundan dem vuruyorlar. Yeni dönemde yapılacak yeni anayasanın LGBTT bireylerin talepleri olmasa da iyi bir anayasa olacağını düşünüyorlar. Bu şakşakçı kesimler LGBTT haklarının olmazsa olmaz talepler olmadığını düşünüyorlar. Bu yüzden birçok siyasi parti ya da toplumsal hareket LGBTT bireylerin haklarını feda edilebilecek haklardan sayıyor. İnsan haklarında hak hiyerarşisinin en altında olan LGBTT bireyler çoğunluk adına yeni seçim döneminde yine feda edilebiliyor.
 
AKP ‘Bu anayasa, dışlayıcı değil kapsayıcı, ötekileştirici değil bütünleştirici, bastırıcı değil özgürleştirici, ayrıştıran değil çeşitlilikte birlikteliği savunan çoğulcu ve özgürlükçü bir anayasa olacaktır’ diyor. Başbakan Erdoğan 2023 hedeflerini açıklarken ‘dostlar alışverişte görsünler’ diye iş yapmadıklarını söylüyor. Ancak AKP seçim beyannamesine bu cümleleri yazarsa LGBTT bireyler açısından dostlar alışverişte görsünler demekten başka seçenek kalmıyor.
 
Bu bağlamda AKP ve Başbakan Erdoğan samimi ve dürüst bir siyaset yürütmek istiyorsa geçmişte LGBTT bireylere karşı yürüttükleri ayrımcı tutum yüzünden LGBTT bireylerden özür dilemelidir.
 
AKP bu ülke için yaptıklarını göğsünü gere gere teminat olarak gösteriyor. Peki LGBTT bireyler için ne teminatını gösteriyor? AKP’nin LGBTT bireyler için 8 yıllık teminatı Aliye Kavaf’tır ve Burhan Kuzu’dur. Bundan dolayı LGBTT bireylere yönelik ayrımcılığın AKP’nin 8 yıllık teminatı olduğunu açıkça görebiliyoruz. Bu yüzden LGBTT mücadelesi için kazanılacak her hak AKP’ye rağmen kazanılacak bir hak olacaktır.
 
AKP ileri demokrasi ve özgürlük adına oy isterken kırk kere düşünüp kırk kere insan hakları ırmağında yıkanmalıdır.
 


Etiketler: yaşam
nefret