20/06/2014 | Yazar: Emre Korlu

Kendimize duyduğumuz saygıyı başkalarına da göstermek için yürüyelim omuz omuza.

Aradan yıllar geçmiş bir hayli yaşlanmışız. Daha anlamını bilmediğimiz binlerce kelime, tercümeni bekleyen milyonlarca İngilizce yazı, dökümanlar...
 
Ya, İstanbul değişmiş Ali. Vallahi bir halta yaramıyor artık. Evlerinin önünde halı yıkayan, çekirdek çıtlatan kadınlardan da haber yok, gazetelerin mıncığını çıkaran adamlardan da...
 
Çocuklar aptal olmayı çoktan bıraktılar. Yine vurulan vurulana, savaşan savaşana, barışa karşı sempati de uzaklarda kaldı.
 
Ne bileyim canımı yakıyor be Ali! Şu kısacık ömürde haklının haksıza boyun eğmesi içimi acıtıyor.
 
Cumartesi oluyor sonra, anne oluyor cumartesi. Özlem, bekleyiş sen ne dersen de o oluyor işte!
 
***
 
Kaç tane fotoğrafın var sayamadım. Elinde pankartlar, gökkuşağı bayrağı, yüzlerce arkadaş ve o gülüş, o pötikareli gülüş! Bir yıl boyunca kimsede göremediğim, öyle her insanoğlunda bulunmayan...
 
Diyorum ki Ali, bir ara çık gel! Tam da Haziran’ın yirmi ikisinde, ne fark eder yirmi dokuzu da olur. Arkamda dur, yürü pankartınla! Her yüzüne baktığımda, eşsiz tebessümünle karşılaşayım. İki yıl öncesi gibi...
 
Çok değil!
 
Kendimize duyduğumuz saygıyı başkalarına da göstermek için yürüyelim omuz omuza. Eylül’ün yirmi altısıydı. Saçma sapan bir gündü. Uyuyordun. Ağlıyordum. Ağlıyorduk.
 
Uyudun. Uyanamadın. Hayat böyle bir şeydi hâlihazırda hiç hazır olamadığımız, eylemleri tek cümleyle tek kelime arası bir yere sıkıştırıp bıraktığımız ancak o gün ve o günden sonrasını boşluktan başka doldurabilecek tek sözcük dahi bulamadığımız...
 
Hani her defasında sorardın ya Ali, en son ne yazdın diye.
 
Şimdi anlatacak olsam ne burası kalır dağıttığım, ne Beylerbeyi ne de Süleymaniye...
 
Her yanını sensizliğin oluşturduğu bir şehir düşün! Mum aleviyle oynayıp sonra da yok olan kedileri!
 
Tuhaf be Ali! Polis kurşunuyla ölmek gibi, cinsiyet kimliğinden ötürü yok sayılmak hastane koridorlarında...
 
Yol kenarında bıçaklanmak, sokak ortasında dövülmek, dondurma küllahı ellerinin arasındayken kalbinden vurulmak ve yığılmak yere boylu boyunca...
 
Kıstırılmak bir apartman boşluğunda, boğulmak, yanmak, yaralanmak.
 
Okuyamamak...
 
Hiçbir gazete küpüründe okunamamak Ali!
 
Mezar taşı:
ALİ ( ALİGÜL ) ARIKAN    

Etiketler:
İstihdam