28/02/2009 | Yazar: KAOS GL

Taraf Gazetesi yazarı Hakan Aksay, Azerbaycan'da tartışma yaratan romanın yazarı Ali Ekber Aliyev ile görüşmesini yazdı.

Taraf Gazetesi yazarı Hakan Aksay, Azerbaycan'da tartışma yaratan romanın yazarı Ali Ekber Aliyev ile görüşmesini yazdı.

Birini sevmiyor musun? Hemen onu ‘Ermeni’ ilan edersin; en azından ana veya baba tarafında mutlaka bir Ermeni saptarsın. Ya da onun eşcinsel olduğunu söylersin. Bu iki silah da ‘işbitirici’dir...

Bunlar benim değil, son dönemde Azerbaycan’ın en çok tartışılan yazarı Ali Ekber Aliyev’in sözleri.

Birkaç gün önce Taraf ve Hürriyet’te Aliyev’in Artuş ve Zaur adlı kitabıyla ilgili haberler ilgimi çekmişti. Kendisini aradım. Bir buçuk saatlik görüşmemizde birçok konuda görüşlerini aktardı.

* * *

Ali Ekber 1978 doğumlu. 13 yaşında evden ayrılarak çocukluk dönemini bitirmiş. Maceralı bir hayat yaşamış. 1994’te 11 gün arayla babasını ve cephede Ermenilere karşı savaşan abisini kaybetmiş. Kısa süre sonra dokuz yıl kalacağı Türkiye’ye gitmiş. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun olmuş ve Bakü’ye dönmüş.

Çok iyi Türkçe konuşuyor Ali Ekber. Türkçeye 30’a yakın kitap çevirmiş. (Araftan Kurtuluş – Bir KGB’linin Gerçek Yaşam Öyküsü I ve II, Ali ve Nino, Dirilen Adam ve diğerleri.) Sonra kendisi kitap yazmaya başlamış.

Şimdi Bakü’de bir kültür sitesinin yayın yönetmeni. Ayrıca geçimini sağlamak için PR alanında çalışıyor.

Ali Ekber Aliyev’in dördüncü kitabı Artuş ve Zaur üç hafta önce 500 tirajla çıkmış. Şimdiye dek 150 kitap satılmış. Her iki sayının da Azerbaycan açısından büyük sayıldığını vurguluyor.

Büyük ve alışılmamış olan başka bir şey daha var: Kitapla ilgili başlayan tartışma. Beğenenler az değilmiş; ama asıl gürültüyü koparan, kitabın toplatılmasını isteyenler olmuş. Ahlaksızlıktan sansasyon merakına kadar bir dizi hakaret ve eleştiri gelmiş.

* * *

Kitap, bir Azeri ile bir Ermeni arasındaki aşkı anlatıyor.
Savaş, âşıkları birbirinden ayırıyor. Sonunda buluşup evlenmeleri bir dizi espri ile çerçevelense de, aslında hüzünlü bir öykü bu.

Önemli bir ayrıntıyı atlamayalım: Hem Artuş, hem de Zaur erkek. Ali Ekber bana, Moskova’da birlikte yaşayan biri Ermeni, biri Azeri iki eşcinselden esinlendiğini itiraf ediyor.

Ama iki eşcinsel arasındaki aşk, hele de taraflardan biri Ermeni olunca, kızılca kıyametin kopmasına yol açmış.

Demokratikleşmede Türkiye’ye göre epeyce gerideyiz, diyor Ali Ekber. Birbirine çok benzeyen Azeri ve Ermeni toplumlarını daha çok ‘kabile’ olarak gördüğünü söylüyor. Kendi dil ve kültüründen çok, başkalarına ilgi gösteren ‘sahte aydınlar’a ateş püskürüyor.

Topu topu sekiz-dokuz milyon kişinin zengin bir hayat yaşamalarını sağlaması gereken petrol ve gazın aslında ‘felâketleri’ haline dönüştüğünü savunuyor.

* * *

İstediğim sadece insanca yaşam ve özgür olabilmek, diyor genç yazar.

Ülkesini sevip sevmediği sorusuna verdiği cevap ilginç:

- Rüşvet dizboyu, siyasi olarak ‘tek tanrılı’ bir toplum olmuşuz. Hayır, bu haliyle ülkemi sevmem mümkün değil. Ama Batı’dan gelen tekliflere karşın buradan ayrılmayı düşünmüyorum. Sayımız az da olsa mücadele edeceğiz.


Ali Ekber’le uzun ve keyifli söyleşimizin sonunda bir aydının her zaman muhalif olması gerektiği üzerinde birleşiyoruz. Ama bu illa iktidarın her yaptığına karşı çıkmayı öngören taşkafa bir muhalefet anlayışı değil. Diğer yandan, yalnızca iktidara değil, gerekirse ‘muhalefete karşı da muhalif’ olmayı gerektiren bir misyon.

Ve milliyetçiliğe, azınlıkların ezilmesine karşı çıkma görevi var aydının. Devletin ‘düşman’ diye sunduğunu tanımaya, ‘düşman’ı anlamaya gayret etme görevi.


Tıpkı Artuş ve Zaur’un yapmaya çalıştığı gibi...

İlgili haber: http://kaosgl.org/content/azerbaycanda-escinsel-ask-romani


Etiketler: kültür sanat
İstihdam