06/02/2020 | Yazar: Can Yaman

Evli erkeklerle beraber olmanın kuralı belliydi. Kartlar, siz oyuna dâhil olmadan önce dağıtılırdı.

Ama evlisin, benim değilsin Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Son yaşadığım ilişkiden önce çok rüya görürdüm. Çünkü rüyaların yol gösterici olduğuna inanırdım. Düşlerin o derin rayihası içimi ferahlatan yegâne şeydi. Ta ki onla karşılaşana dek.

Ne kadar zaman olmuştu, hatta kaç hadise geçmişti üzerimden? İçimde yarattığım çukuru örtmek için kaç çocuk aldırıp atmıştım? Bir boşluk sandığım çölün, aslında hacmi olan bir yoğunluk olduğunu böyle mi anlıyordum? İşte ne zaman bir el uzanıp da beni yukarı çekti, o rüya yorgunu gözler açılmaya başladı. Yoğun bir sisin enkazından çıkmak böyle bir şeydi. Siste soluk almak zordu ve ben artık kendi açtığım kuyumdan korkmaya başlamıştım. Sonunda acıtıcı beyazlığın körlüğüne dayanamayıp uyandım ve karşıma o çıktı.

Naif bir karşılaşmanın ilerleyen safhalarında kendisine daha yakınlaşacaktım. Emprime elbiseler giydiğim düşleri hatırlarcasına ona dair her şeyi öğrenmek tek arzum olacaktı. Çünkü bilmek hayatta kalmaktı ve benim oksijenim artık oydu. Çukurdan çıktığımdan beri aydınlığımın besini olmuştu. Ona dokunmak ve onla sevişmek bunun en güzel kanıtıydı.

O da bunun farkındaydı ki bir itirafta bulunma gereği duydu. Evliydi. İki çocuk babasıydı. Ülkemiz ve dengi coğrafyalarda belli olgunluğa gelmiş gey erkeklerde görülen genel bir fenomendi. Gizli bir yaşamın pembe kamuflajında, sığınaklı bir bahane. Bu durumu sorgulamadım. Sevdiğim adamı tüm çelişkileriyle benimsedim. Hayal kırıklığı yaşamadım değil elbet. Hayal kırıklıklarını hayatın gerçeği sanmak, epey bir vakit almıştı. Hayat derslerinden ikmale kalışımız, bizi bu yaşlara kadar getirmişti.

Evli erkeklerle beraber olmanın kuralı belliydi. Kartlar, siz oyuna dâhil olmadan önce dağıtılırdı. Oyuna sonradan girmenin bedeli, her iş yerine giren son eleman gibi, çıkarılacak ilk kişinin siz olacağınızdı. Dostlar, hayat kısa, tadını çıkar dedi. Bunca sene aynı camiada olup da hala kezban kalmama hem güler hem üzülürlerdi. Kezbanlığın acısını kelavlıkla çıkarmak, bizim gibi lubunyalara yakışmazdı. Ablalarımızdan böyle görmüş, böyle öğrenmiştik. Evet, hayat kısaydı ve onla yaşanacak anlar sayılamayacak kadar sonsuzdu. Hayat sınavını bu şekilde verirken, bir Yıldız Tilbe şarkısının dizesi aklıma nakşedecekti: “Dokunmayı isterdim, ellerine yüzüne/Uzanmayı isterdim, aynı yastığa seninle”.

Türkan Şoray’ın Metres filminde evli bir erkekle yaşanan gecelik ilişkinin sonunda birbirinden kopamayan çift, sonunda âşık olur. Ve âşık kadın bir sahnede: “bir erkek evliyim, çocuğum var, karımla takışmak istemiyorum dese gülerdim. Doğruluk bu adama yakışıyor. Saygı duyuyorsun. Seviyorsun dürüstlüğünü.”, der. Ben de onun dürüstlüğünü sevdim. Belki en sevdiğim yönü buydu. Sıkıştığında oynadığı kart da.

Evli olduğu karısıyla vaktinin çoğunu geçirmesi kadar doğal bir şey yoktu.  Ama mutluluk en çok benim hakkımdı. Çünkü benim de bazı aşk haklarım vardı. Başka türlü bir kalpte üç aşk nasıl yaşanırdı? Ne onu ne kendimi zora koşacak seçimlerde bulunmadım. Buna rağmen, o bana yetmiyor ve ben tükeniyordum. Çünkü artık part time lover (yarı zamanlı aşık)’lıktan, full time ( tam zamanlı)’a geçmek istiyordum. Ama bu imkânsızdı. Ve Steve Wonder’ın da dediği gibi o, “bu koşunun bir tutkunu, aşkın peşinden, güneşe karşı koşan, gecelerin aşığıydı. Bunun çok yanlış olduğunu biliyor ama çok doğru hissediyordu”. Benim dışında.

Ben aşkı daha duygusal yaşarken, o bunu bir macera gibi yaşıyordu. Ben Türkan Şoray replikleri sayıklarken o, bana kaç posta atacağını düşünüyordu.  Ve en kötüsü ben onu evli olmadan önce tanısam da o gene aynı adam olacaktı. Muhtemelen yaşam kariyerinde açık bir gey ilişkiye yer olmadığını, istersem ve onu bu şekilde kabul edersem ilişkiye devam edebileceğini söyleyecekti. Sonuçta benim bitirmem en iyisi olacaktı. Çünkü o buna cesaret edemeyecek kadar korkaktı. Yazarın da dediği gibi, hikâyesini yitirmiş bu beden, bir zamanla delicesine âşık olduğu adamı hatırlatmaya yetmeyecekti.

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler: yaşam, aile, cinsellik
nefret