07/06/2017 | Yazar: Aslı Alpar

Kent devasa bir çıkmaz sokağa dönüşüyor. Kentin yeni pratiklerine alışamayanlar da bu çıkmaz sokağa hapsoluyor.

Kent devasa bir çıkmaz sokağa dönüşüyor. Kentin yeni pratiklerine alışamayanlar da bu çıkmaz sokağa hapsoluyor.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı, 16 Ağustos 2015’ten 1 Haziran 2017’ye dek sokağa çıkma yasağının hangi şehirde kaç defa ilan edildiğine dair bir rapor yayınladı. Bu rapor sokağa çıkma yasaklarının uygulanmaya başlandığı 16 Ağustos 2015’ten 2017 Haziran’ın ilk gününe dek Diyarbakır’da 127, Mardin’de 32, Hakkâri’de 20, Şırnak’ta 13, Bitlis’te 8,  Batman’da 3, Muş’ta 4, Bingöl’de 5 kez, Tunceli’de 5 ve Elazığ’da 1 kez olmak üzere en az 218 kez süresiz ve gün boyu sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini bildiriyor.

Bu rapor, sokağa çıkma yasakları nedeniyle en az 1 milyon 809 bin kişinin en temel haklarından mahrum kaldığını da açıklıyor. Yaşananlar rakamlara sığmıyor elbette ancak bu veriler aklıma sokağa çıkma yasağı ilan edilmeyen Ankara’daki bir takım garip halleri getiriyor. Her gün yaşadığımız ve belki alışmaya başladığımız.

Ankara sokaklarında bir tuhaf işgal!

Ankara’da ardı ardına gerçekleşen bombalı saldırılar ve eylemlerdeki şiddetli polis müdahaleleri, kentin insanlarını sokaklara küstürdü. Kızılay Meydanı artık yalnız “evden işe-işten eve saatlerinde” kalabalık. Her zaman, muhalif, kalabalık ve rengârenk olan Yüksel Caddesi, Nuriye Gülmen ve Semih Özkaça’nın tutukluluğuyla birlikte polisler tarafından işgal edildi.  İnsan Hakları Anıtı 22 Mayıs’tan beri gözaltında. Çoğu zaman eylem-basın açıklaması bazen de buluşma noktası olan İnsan Hakları Anıtı’na yaklaşmak dahi alanda 7’24 bulunan sivil ve resmi giyimli polisler tarafından engelleniyor.  

                                                 Fotoğraf: Ateş Alpar

Heykelin gözaltına alındığı Ankara sokakları bir çeşit işgal altında. Özellikle Kızılay Meydanında birçok sokak, polisler tarafından kapatılmış durumda. Bakanlıklarda bir caddeden karşıya geçiyorsunuz ve birden yaklaşık elli, eli silahlı polis size nereyi koruduğunu anlayamayacağınız kapatılmış bir kaldırımdan diğerine geçmenizi emrediyor.

Kırmızı şeritler

Ankaralıların toplu taşıma kullanma rutini de değişti. Metro ya da Ankaray kullananların sıklıkla karşılaştığı üzere, anlamsız kapatılan girişler, “girilmez” anlamına gelen kırmızı şeritler, toplu taşımaya yöneldiğinizde elinde ağır silah taşıyan polislerle burun buruna gelmek, kentin rutin yaşantısının yerini bir savaş meydanına bıraktığını gösteriyor.

Ankara Valiliğinin OHAL döneminde askıya alınan haklarımızı hatırlattığı açıklaması, her türlü eylem ve basın açıklamasının yasaklandığını bize bildirdi. Patlamaların ardından önceki yıllara kıyasla, basın açıklaması ve eylemlere katılanların sayıca azlığı, katılanlara da polislerin keyfi ve ağır saldırıları eklenince sokaklara çıkma, görünür olma, haklı mücadelemizi meydanlarda anlatma imkânımızı yitirdiğimiz açık…

Öğrenci kimliği yerine pala!

KHK’lar ile işten çıkarılan barış akademisyenlerinin en yoğun olduğu okullardan biri Ankara Üniversitesi. Birçok ders ihraç edilen barış akademisyenlerinin ardından tamamen kapatıldı. Ne tuhaftır ki derslerin kapatılması, okulun kapısının öğrencilere zor açılması ile aynı döneme denk geldi. Şunu söylemek istiyorum, yaşanan ihraçların ardından Ankara Üniversitesi kapılarındaki güvenlik “bağzı öğrencilere” yönelik yoğun biçimde yükseltildi. Okula girmek istediğinizde; kimliğiniz ya da öğrenci belgeniz, nüfus cüzdanınızla karşılaştırılıyor, yüzünüzü tanıyan güvenlik sizi uzunca bekletebiliyor girişte.

        2 Haziran Cuma günü Ankara Üniversitesinde gerici faşistlerin saldırısından kalan...

Bu kural herkes için geçerli değil. Gördük ki Haziran’ın ilk haftasında Ankara Üniversitesinde yaşanan faşist ve gerici saldırılarda nüfus cüzdanı ve öğrenci belgesine gerek yok okula girmek için; taş, pala, sopa daha işlevsel… Biliyorum bunlar yeni değil ancak Ankara Üniversitesi’nde bir şeyler prova ediliyor, birçok öğrenci dersine sınavına giderken can güvenliğinden endişeli. Okuldaki sivil polisler ve faşist öğrenciler tarafından tehdit edilen öğrencilerin can güvenliğini Rektörlüğün sağlamayacağı yaşadığımız bunca olayın ardından açıkça ortada.

Ankara bir çıkmaz sokak

Kısacası, Ankara bir “çıkmaz sokak”… Meydanları emniyetin lojistik şubesine dönüştü, caddelerine “girilmez” şeritleri çekildi. Yani Ankara tuhaf bir işgal altında, en güzel sokaklarına duvar örülmüş, heykelleri terörden yargılanıyor.

                                                  Fotoğraf: Emine Kart

Usul usul kent yaşamı ve alışkanlıkları değişen Ankara’da sokaklar “olay mahali”nden, “OHAL” mahaline dönüşüyor. Kent devasa bir çıkmaz sokağa dönüşüyor. Öyle görünüyor ki, kentin yeni pratiklerine alışamayanların da düşünceleri, ilişkileri bu çıkmaz sokağa hapsoluyor.


Etiketler:
nefret