11/01/2016 | Yazar: Murat Sayan

Son küresel HIV ilerleme raporu antiretroviral ilaçlara erişen insanların sayısında artış olduğunu gösteriyor.

Birleşmiş Milletler Topluluğu (UN), 2011 yılında 65/277 nolu toplantısında, HIV ve AIDS ile ilgili olarak bir politik deklarasyon yayınladı. Deklarasyon özetle, HIV ve AIDS’in ortadan kaldırılması için çabaların yoğunlaştırılması ile ilişkili. Bütün ülkeler bu karara imza atmış bulunuyor. Daha fazlası şurada yer alıyor.

UNAIDS (Birleşmiş Milletler AIDS programı) küresel HIV-AIDS ilerleme raporu yayınlayarak bu çabaların ne durumda olduğunu bize sürekli aktarıyor. Rapora şuradan ulaşabilirsiniz.

UNAIDS, yeni HIV enfeksiyonlarındaki artış oranının küresel ölçekte son 15 yılın en düşük seviyesine indiğini bildiriyor. Ama işler yine de istenildiği gibi gitmiyor.

Özellikle, Rusya ve Doğu Avrupa ülkelerinde alınan tüm önlemlere rağmen yeni HIV enfeksiyonları azalmıyor tam tersine hızla artıyor. Son küresel HIV ilerleme raporuna göre geçtiğimiz yıl 2 milyon kişi kendisinde HIV olduğunu öğrendi ki bu oranın en düşük olduğu yıl bundan önce 2000 yılı idi. Ama HIV enfeksiyonuna bağlı ölümlerde ve diğer hastalıkların gelişmesinde bir azalma var küresel ölçekte. Bunun nedeni HIV’in çoğalmasını durduran ve durumu kontrol altına alan antiretroviral ilaçlara erişimin artması.

Küresel HIV ilerleme raporu bir şeyi kanıtlıyor bu verilerle (bambaşka bir yere ulaşacağım); Antiretroviral ilaçlara erişmek HIV ile yaşayanlar için bir insan hakkıdır. Yani hiç bir hükümet, sağlık bakanlığı HIV’i olanların bu ilaçlara erişimini engelleyemez (Çok iddialı olmadı değil mi? Çünkü ortada kapı gibi UN deklarasyonu var).

Son küresel HIV ilerleme raporu antiretroviral ilaçlara erişen insanların sayısında artış olduğunu gösteriyor. Şimdilik, dünyada HIV’le yaşayan insanların %41'i ilaçlara ulaşmış durumda. Bu oranın artması için uğraşılıyor.

Ama hala hükümetler için birçok ev ödevi var. Örneğin gelişmiş ülkelerde (bu terim irrite edici ama neyse…) evde HIV testinin yaygınlaştırılmasına çalışılıyor. HIV ile yaşayan tüm insanların üçte ikisinin (25,8 milyon) bulunduğu Sahra Altı Afrika ülkelerinde kadın ve çocuk olmak hala HIV açısında büyük risk ve HIV’siz bebeklerin dünyaya gelmesine odaklanmış programlar yürütülüyor.

Başka bir sorun odağı ise Asya. Çok az ülkede (şimdilik iki) HIV’in artışı durdurulabildi. Diğer ülkelerde işler iyi gitmiyor. Yeni enfeksiyonların artışı %30 oranında. Ama buna karşın ilaçlara erişim bu bölgede %20 civarında kalmış.

Bütün bu verilerden ortaya bir şey daha çıkıyor; HIV’i önleme çabaları yerel bir mesele değil.


Fotoğrafta İsveç’in dünyaca ünlü Västerbottensost peyniri yer alıyor. Yapılan deneme ve uğraşların hiç biri işe yaramamış; peynir sadece İsveç’in bir tek köyünde, Burträsk'de üretilebiliyor. Nedeni ise şu ana kadar belirlenebilmiş değil.

Sarı, sert, içi minik deliklerle dolu bu peynir İsveç kraliyet düğünlerinde, Nobel yemeklerinde ikram ediliyor ve sadece lüks süpermarketlerde satılıyor.

Peynirin tadı Parmesan peyniri gibi biraz ekşimsi ve keskin, ama daha yumuşak, krema kıvamında ve hafif fındık ve meyve esintisi içeriyor. Yerken ağızda ufak kristallerin çıtırtısı hissediliyor. Bu peynirin bütün tat kategorilerini içerdiği söylenebilir.

Özellikle şu son paragraf, iyi peynirin bir insan hakkı olduğu düşüncesini oluşturmuyor mu?


Etiketler: insan hakları, sağlık
İstihdam