17/11/2011 | Yazar: Erdal Partog

Ateistler ve agnostikler bu yüzden dolaptan çıkmalı ve yeni anayasa hazırlığı sürecinde taleplerini güçlü bir şekilde dillendirmelidir.

Dolaptan çıkmak, LGBTT-Q hareketinin çok sık kullandığı bir kavramdır. Dolaptan çıkmak; toplumsal baskılar karşısında kendini ötekileştirilmiş hisseden, yalnızlık çeken eşcinsellerin zaman içinde kendini kabullenip, onurlu bir birey olarak çevresindeki yakınlarına ben eşcinselim diyebilme erdemini gösterebilmesidir.
 
Ancak dolaptan çıkmak hiç de kolay bir yaşam pratiği değildir. Dolaptan çıktıktan sonra da ardı arkası kesilmez sorularla karşılaşırsınız. Bütün zorluklarına rağmen LGBTT-Q hareketi bütün bu zorlukların üstesinden kısmen gelmiş, kendi haklarını kimi ülkelerde yasal olarak kısmen de olsa kazanmıştır.
 
Türkiye’de LGBTT hareketinin dolaptan çıkma süreci ise doksanların başından günümüze kadar sürmüştür. İlk zamanlar LGBTT bireyler kendilerini açıklayamamış, gizlenmek durumunda kalmıştır. Ancak son on yıldan beri birçok LGBTT birey dolaptan birer birer çıkmaya başlamıştır. LGBTT olmanın hiç de utanılacak bir tarafı yoktur. Eşcinseller de diğerleri gibi eşit ve onurlu vatandaşladır. Bundan dolayı her yıl dünyanın birçok büyük kentinde olduğu gibi İstanbul’da da onur yürüyüşü düzenlenir. Binlerce insan şarkılar, danslar ve sloganlar eşliğinde yürür. Onur yürüyüşü kendileri gibi olanlarla dayanışmak, ayrımcılığa karşı insan onurunu yükseltmek için bir arada olmanın bir göstergesidir.
 
Dolaptan çıkmanın ve onurlu yaşamanın ne anlama geldiğini bilen diğer bir kesim de ateistler ve agnostiklerdir. Çünkü tıpkı LGBTT bireylere yapılan ayrımcılık ve nefret söyleminin bir benzeri de ateistlere ve agnostiklere karşı yapılır. Bu yüzden geçmişte dolaptan çıkan Aziz Nesin, Turhan Dursun ve günümüzde Celal Şengör dışında toplumsal bir dolaptan çıkma hali maalesef henüz yaygın değildir. Bir zamanlar eşcinsellerin yalnızlıklarını tarif etmek için kullandıkları ‘bir ben bir Zeki Müren’ tabiri bugün ‘bir ben bir Aziz Nesin’ yalnızlığından başka bir anlama ne yazık ki gelmiyor.
 
Tabii ki eşcinseller gibi ateistler ve agnostikler için de dolaptan çıkmak kolay değildir. Birçok ateistin ve agnostiğin kendi düşüncesini açıklaması önünde toplumsal bir muhafazakâr duvar vardır. Birçok ateist ve agnostik maalesef ailesine ve arkadaşlarına kendisinin ne olduğunu bu duvar yüzünden açıklayamıyor. Saklandığı dolaptan kolay kolay çıkamıyor. Çünkü o dolaptan çıkarsa başına ne geleceğini iyi biliyor. Olur da dolaptan çıkarsa evlatlıktan, dinden hatta işten bile atılabilir korkusunu yaşıyor.
 
Bunun nedeni de toplum tarafından dine ve allaha inanmamanın kötü bir şey olduğu kanısının yüksek olmasıdır. Akrabalarımız ve yakın çevremiz çokça aynı kanıyı paylaşırlar. Eşcinseller gibi ateistler ve agnostikler de bu yüzden yaftalanır. Bütün önyargılar devreye girer, bütün kötülükler dinsizlik ve allahsızlık hanesine yazılırken; iyilikler ise inanan ve dini bütün olanın hanesine yazılır.
Siyasetçilerin de benzer bir dili tutturması ateistlerin ve agnostiklerin vicdanını daha da derinden zedeliyor. Makbul vatandaş ve makbul olmayan vatandaş ayrımı gerilimi arttırıyor. Ateist ve agnostik olmayı suç sayan siyasetçi ve onun iktidarındaki yargı anlayışı laik bir devlete yakışmayan söylemlere ve kararlara kolayca imza atabiliyor. İnsan haklarının en temel değerleri olan insan onuru ve vicdanı ayaklar altına alınıyor. İslam-fobi ne kadar sorunlu bir şeyse ateist-fobi ve agnostik-fobi de o kadar sorunlu bir söyleme dönüşüyor.
 
Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün İslam-fobi bir hastalıktır benzetmesi ne kadar doğrudur bilinmez ama bu ülkenin siyasetçilerinin neredeyse tamamına yakını Ateist-fobi ve agnostik-fobi davranışlar içinde olduğu su götürmez bir geçektir. Bunu kanıtlamak için kısa bir siyaset tarihi turu yapmanız yeterlidir. Muhafazakâr sağ siyasetçiler açıkça bu ayrımcı dili kullanırken CHP gibi kendine sol diyen partiler de bu ayrımcı söylemler karşısında asla sesini çıkarmaz. Ateist ve agnostik düşünce sözde demokratlar tarafından popülist söylemlerle marjinalize edilmeye çalışılır.
 
Siyaset sahnesindeki bu açık ateist-fobik ya da agnostik-fobik davranışlar karşısında birçok ateist ve agnostik hakkını arayamaz konuma düşürülür. Vicdani olarak rencide edilmiş olan ateistler ve agnostikler böylece dolaplarının karanlık köşelerine iyice sıkışıp kalır. Çünkü ateistler de tıpkı eşcinseller gibi hükümetteki siyasetçilerin açık hedefi haline gelir.
 
Dolaptan çıkanlar bugün ne kadar çok olsa da bugün hâlâ baskı ve ayrımcılık karşısında dolaplarında saklanmak zorunda kalan yüz binlerce eşcinsel var. Bunun sorumlusu da başta siyasetçiler olmak üzere toplumun ileri gelenleridir. Bu durumda acıyı hafifletenler geleceğe umutla bakan az da olsa dolaptan çıkıp ben buradayım diyen erdemli kişilerdir.
 
Bu anlamda ateistlerin ve agnostiklerin de örgütlü bir şekilde kendi haklarını korumaları en azından ayrımcılığa karşı eşitlik taleplerini dillendirmeleri için dolaptan çıkması gerekiyor. Dolaptan çıkanların birbirleri ile buluşması konuşması ve etkinlik üretmesi gerekiyor. Bu buluşmalar ateistler ve agnostikler için ‘bir ben bir de Aziz Nesin’ yalnızlığından kurtulmanın bir yolu olamaz mı?
 
Bugün ateistler ve agnostikler için önemli olan dine karşı örgütlenmek olmasa gerek. Önemli olan ateist ve agnostik vatandaşlar olarak diğer kesimlerle birlikte demokratik bir ülkede ya da dünyanın herhangi bir yerinde eşit ve özgür, ayrımcılığa uğramadan yaşayabilmektir.
 
Ancak bugünkü durum ateistler ve agnostikler için hiç de iç açıcı değildir. Ateistler ve agnostikler bu yüzden dolaptan çıkmalı ve yeni anayasa hazırlığı sürecinde taleplerini güçlü bir şekilde dillendirmelidir.
 
Benim yeni anayasa ve diğer yasalara dair kişisel ateist ve agnostik taleplerim şunlardır
 
1. Ateist ve agnostik kelimesi anayasada ayrımcılığı düzenleyen maddeye eklenmelidir.
2. Din dersi zorunlu olmaktan çıkarılmalıdır.
3. Diyanet işleri devlete bağlı bir kurum olmaktan çıkarılmalı tamamen özelleşmelidir.
4. İlahiyat fakültelerine ateist ve agnostik kişiler de alınmalıdır.
5. Ateist ve agnostik bireylerin cenazeleri kişilerin beyanlarına göre kaldırılmalıdır.
6. Nüfus cüzdanlarından din hanesi çıkarılmalıdır.
7. Ateist ve Agnostik örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalıdır

Etiketler:
İstihdam