26/04/2010 | Yazar: KAOS GL

En özgürlükçü, hatta belki kendileri eşcinsel olan e

En özgürlükçü, hatta belki kendileri eşcinsel olan ebeveynler bile çocuğunun eşcinsel olmasını gönülden arzu eder mi, emin değilim.
 
Gizli kalmış bir tutuculuktan ya da ikiyüzlülükten değil. İnsan bir çocuk yapıp dünyanın ortasına koyuverince herhalde hayatının kolay olmasını diler.
 
Diğer insanların ona zarar vermemesini, kalbinin kırılmamasını. Eşcinsellikse...
Biliyorsunuz işte, hayat heteroseksüelken bile yeterince zor.
Bir de farklı olduğu için çocuğun başına gelecekleri düşününce...
Bu yüzden de işte çocuğunuzun eşcinsel olduğunu öğrendiğiniz anda yapmanız gereken şey, belki bir saniyelik bir şaşkınlık aralığından sonra, onu sevmeye kaldığınız yerden devam etmek. Bu kadar. Ama gelin görün ki...
 
Kurtlar Vadisi’nden Geyler Vadisine
Kadın ve Aileden Sorumlu Bakan Aliye Kavaf, malum, eşcinsellik olayına ters bakıyor.
Hürriyet Gazetesi’nde Faruk Bildirici ile yaptığı söyleşide söylediği gibi, daha ziyade Kurtlar Vadisi’ne bir sempatisi var. Enteresan.
 
Kendisini Cumhurbaşkanı ile çıktığımız Kongo-Kamerun gezisinde tanıdım.
Doğrusu çok da tanıyamadım, çünkü üç gün boyunca hemen hemen hiç konuşmadı. Eşcinsel açıklaması pek yeniydi ve sanırım ağzını açmak istemedi, bilemiyorum. Öte yandan Kavaf geçtiğimiz günlerde İtalyan Bakan Mara Carfagna ile beraber katıldığı törende KAOS-GL üyelerinin malum açıklamayla ilgili protestolarına tanık olmak zorunda kaldı. Habertürk’te olayla ilgili birinci sayfadan yayınlanan fotoğraf, fotoğraf okuması yapmak isteyenler için derya denizdi.
 
Eşrafın Hanımefendisi
Kavaf, herhalde İtalyan Kabinesi’nin en güzel kadınlarından birine bakıyor.
Yanında eski bakan Güldal Akşit de var.
 
İkisinin yüzünde de İtalyan kadın bakana karşı aynı ifade. İkisi de ellerini kucaklarında münasip şekilde kavuşturmuşlar, taşra eşrafının muntazam hanımları gibi İtalyan bakana büyük şehirden gelen “hafif” kadın gibi onaylamaz bakıyorlar. Ama o onaylamaz bakışlarda hep bir imrenme de vardır. Ne kadar tek kaşlar kalkık olsa da bir tür gıpta.
 
Akşit, kadıncağıza büsbütün sinir olmuş gibi de Kavaf’ın yüzünde bir tür “Ah! Ah!” çizgisi de yok değil. Hani güzel kadın kasabada biraz daha kalsa arkadaş da olabilirler. Bir tür “Thelma ve Louise” ahbaplığı da yaşanabilir sanki.
 
Gel gör ki, eşcinselliği bir hastalık olarak gören bir bakan, hayatının sınırlarını ne kadar genişletebilir, gönül ve akıl gözü dünyaya ve insana ne kadar açılabilir? Ya da erkeklerden bir farkı kalır?
 
Şöyle ki... Eşcinsellik konusu futbol sahasında öpüşen iki futbolcuyla gündeme geldi. Erkeklik arenası olan futbol, bir anda “sırlarıyla” yüzleşmek zorunda kaldı ve erkeklerin hep yaptığı üzere susuldu, konuşulmadı, olayın geçmesi, unutulması beklendi. Oysa...
 
Serseri Mayınlar
Ferzan Özpetek yeni bir film yaptı:
Serseri Mayınlar. Öneririm, görün.
İtalyan bir ailede iki oğlan çocuğu var ve ikisi de eşcinsel. Hikâye, ailenin eşcinselliği öğrenmesi üzerine kurulu.
Çok trajik ve matrak bir hikâye.
 
Özellikle annenin küçük kazıklarına dikkat! Kavaf film izliyor mu bilmiyorum. Ya da Kurtlar Vadisi’nden sonra bütün erkeklerin ERRRKEK! olmadığı bir filme katlanabilir mi ondan da emin değilim. Ama eşraftan mühim bir adamın zevcesi mutaassıplığını ve muntazamlığını bırakıp hayatın içine karışmak isterse, başka hayatlara karşı içinden geçirdiği o acıklı ah’ı kaldırmaya cesaret ederse Ferzan Özpetek’in filmini öneririm.
 
O zaman tedavi edilmesi gerekenin eşcinseller değil, eşcinselleri hasta zanneden zihniyet olduğunu anlayacaktır. Bilhassa filmde kendi tutumuna benzer tavırlar sergileyen insanlara baksın.
 
Özpetek’in homofobi için hazırladığı bu tatlı boy aynası herkes için gerekli.
 


Etiketler: kültür sanat
İstihdam