23/02/2012 | Yazar: Umut Güner

1997’deki slogan aynı güncelliğini koruyor, özneler aynı, sorunlar aynı. Bir iki kelimeyi değiştirdiğimizde sorun daha anlaşılır kılınıyor sadece: ‘Balyoz dağılsın! Kabahatler Silinsin!’

Milliyet gazetesinin arşivini geçen gün fark ettik. Bizim için bir hazine değerini taşıyor. Sözlü tarihlerle bile ulaşamadığımız birçok habere Milliyet’in arşivinden ulaşıyoruz. Bu yazıyı yazma gerekçem Milliyet’in arşivi değil tabii ki… Milliyet’in 60 yıllık arşivinde trans bireylere ilişkin özellikle seks işçiliğine ilişkin haberlerin içeriğinin değişip değişmediğini sizin takdirinize sunmak için bir iki haberi aldım.
 
“Homoseksüel gençleri, bu iptilâlarından vazgeçirmek İçin bâzı kararlara varılmıştır. Buna göre, yakalanan homoseksüel gençler Zührevî Hastalıklar Hastahanesine sevkedilmekte ve burada kendilerine gereken tedavi yapılmaktadır. Bugüne kadar 50 kadar gencin bu iptilalarından vazgeçtiği bildirilmektedir. Dün de ahlak zabıtası tarafından yakalanan 29 homoseksüel genç hastahaneye gönderilmiştir. Bunlardan 20’si 15-19 yaşları arasındadır.” 18.05.1957 Milliyet
 
“Ankara’dan gelen bir yazı üzerine İzmir Emniyeti homoseksüellerin tesbitine başlamıştır, izmir’de mevcut homoseksüeller hakkında birer fiş tanzim edilecektir.” 19.05.1965 Milliyet
 
1997’de Kaos GL ilk kez 8 Mart’ta sokağa çıktığında atılan sloganlardan biriydi: “Laki dağılsın, fişler silinsin!”
 
Kendi tarihimize tanıklık yaparken birçok sloganın sahiplenildiğini görüyoruz. Ancak “laki dağılsın, fişler silinsin” sloganının sahiplenilmeme gerekçesini tam da gelecek hafta Pembe Hayat – Kırmızı Şemsiye Seks İşçileri ve İnsan Hakları Konferansı öncesinde sorgulamamız gereken bir konu olduğunu düşünüyorum.
 
Laki nedir? Ahlak polisidir. Fiş ise seks işçileri, eşcinseller ve translar için tutulan polis kayıtlarıdır. 1997’de lubunyaların başında bir bela olarak laki dolandığı için bu slogan tarihsel bir öneme sahip. Peki 1997’den 2012’ye neler değişti? Laki dağıldı mı? Fiş kesmekten lakiler vazgeçtiler mi?
 
Laki’nin adı değişti. Bizim laki dediğimiz polis kendine artık “Balyoz” diyor. Fiş’in ise gerekçeleri değişti. Artık bir “kabahatler kanunu”muz var. Bu kanun sonucunda trafiğin düzenini bozma, kaldırım işgali, çevreye rahatsızlık gibi gerekçelerle para cezası kesilmeye devam ediyor. Balyoz’un uyguladığı şiddetten daha fazla haberdarız çünkü trans öz örgütlenmeleri bu alanda daha yoğun çalışıyor.
 
1997’deki “laki dağılsın, fişler silinsin” sloganından sonra, seks işçileri konferansı öncesinde bir kişisel not daha düşmek isterim. 2002’de LGBT’lerin düzenlediği BaharAnkara’da, ilk kez İstanbul’da trans bireylere “kabahatler kanunu”nun uygulamaya başladığı ve para cezalarının kesildiğinden bahsediliyor. (ilgilenler kaosgl.org arşivinden faydalanabilir).
 
2005’de Pembe Hayat’ın kurulmasıyla birlikte seks işçilerinin sorunları daha çok gündemimize girmeye başladı. Geçen seneki seks işçileri konferansına ilgi çok fazla idi. Farklı disiplinlerden üniversite öğrencilerinin de izlediği seks işçileri buluşmasının bu seneki teması “polis şiddeti” olacak. 1950’lilerden günümüze Türkiye’de seks işçiliği suç olmadığı halde seks işçilerinin gündeminde halen polis şiddetinin birincil bir sırada yer almasının tek nedeni giderek artan muhafazakarlık olarak okumamak gerekir.
 
Seks işçiliği; kadın hakları, insan hakları, toplumsal cinsiyet çalışmaları, göçmen hakları, çocuk hakları, sendikal haklar gibi birçok alanı kesen bir mesele. Ancak bu meselede seks işçilerini yalnız bırakıyor olmamızın en önemli nedeni bizim muhafazakarlaşıyor oluşumuz diye düşünüyorum.
 
CHP Milletvekili Melda Onur, polisin “bonus” sistemi tablosunu meclise sundu ve sordu: “Bunun anlamı ne?” Melda Onur’a bir teşekkür sunuyorum. Buna karşın, CHP Milletvekili Nur Serter ise adının bir filmde seks işçisine verilmesine karşı çıkarak bunu bir hakaret olarak adlandırdı. Nur Serter’i İMC TV’de Seks İşçiliği ve İnsan Hakları Konferansı’na davet eden Pembe Hayat Derneği yönetim kurulu üyesi Sinem Kuzucan; “Hepimiz Ermeniyiz diyebildiğimiz gibi seks işçilerine de sahip çıkmalıyız. Seks işçileri onurumuzdur, ben seks işçilerinin de milletvekiliyim diyebilseydi keşke” dedi.
 
Aslında bu sözleri milletvekillerinden duymasak da bir sivil toplum örgütü temsilcisinden duymak beni umutlandırıyor.
 
Çünkü seks işçilerinin gündemindeki 1997’deki Laki’nin adı artık Balyoz, fişin yerini ise bonus göstergesi ve kabahatler kanunu aldı. Polis şiddeti aynen devam ediyor, kanunlar seks işçilerini korumuyor tam tersine tacize  ve tecavüze açık hale getiriyor. Ama tüm bunlara inat seks işçileri örgütleniyor ve bizi bu konuda kafa yormaya zorluyor.
 
1997’deki slogan aynı güncelliğini koruyor, özneler aynı, sorunlar aynı. Bir iki kelimeyi değiştirdiğimizde sorun daha anlaşılır kılınıyor sadece: “Balyoz dağılsın! Kabahatler Silinsin!”
 
 

 


Etiketler:
İstihdam