25/11/2010 | Yazar: Ömer Akpınar

Üniversitelerde başörtülülerin eğitim hakkına yönelik engellemeler uzun zamandır Türkiye’nin gündeminde.

Üniversitelerde başörtülülerin eğitim hakkına yönelik engellemeler uzun zamandır Türkiye’nin gündeminde. LGBT çevreleri ise üniversitelerde LGBT örgütlenmelerinin artması için çalışıyor. Acaba başörtülüler ve eşcinseller birbirleri hakkında ne düşünüyor? Kendileri için talep ettikleri hak ve özgürlükleri birbirleri için de isteyebiliyorlar mı? 

Kaos GL muhabiri Ömer Akpınar, konuya farklı açılardan yaklaşan 5 başörtülü ve 5 eşcinsel öğrenci ile görüştü.

Başörtülüler ve Eşcinseller Birbirleri Hakkında Ne Düşünüyor?” başlıklı söyleşi dizimizin bu bölümünde başörtülü öğrenciler, “Eşcinsellik hakkında ne düşünüyorsunuz?” ile başlayan altı soruya cevap verdiler.
 
Başörtülüler Eşcinsellik Hakkında Ne Düşünüyorlar? 
Eşcinsellik hakkında ne düşünüyorsunuz?
Üniversitede eşcinsellerin örgütlenme hakkını destekliyor musunuz?
Sizce eşcinseller başörtülüler hakkında ne düşünüyor?
Eşcinsel arkadaşlarınız var mı? Arkadaşlığınız başörtüsü ve eşcinsellik ekseninde nasıl şekilleniyor?
Yakın bir arkadaşınız eşcinsel olduğunu söylerse tepkiniz ne olur?
Sizce İslamiyet ve eşcinsellik bir arada uyum içinde gidebilir mi? Kimsenin kendini gizlemeden beraberce yaşayabilmesi mümkün mü?
 
N. B.: “Samimiyetlerinden dolayı ikna edici gelmeye başladı”
 
Yaradılışlarının bir parçası olduğuna inanmaya başladım. Çevremde olmadığı için “geyler hastalıklıdır, etrafından ilgi görmek için öyle davranıyorlardır” diye düşünüyordum. Hâlâ da böyle düşüncelerim var; ama eşcinseller de öyle yaratıldıklarını savunuyorlar ve samimiyetlerinden dolayı ikna edici gelmeye başladı. Eşcinsellerin dinle olan çıkmazından ben de rahatsızım. Şimdiye kadar eşcinselleri dinle hiç alakası olmayan insanlar olarak biliyordum. Eşcinsellerin duygusal yönünü ilk kez geçen yıl Bilkent’teki “homofobi” konulu açık oturumda bir arkadaşın dediği “bu kalpten gelen bir şey” sözünü duyduktan sonra düşündüm. Öyle yürekten söyledi ki onun samimiyetine inandım.

Örgütlensinler, kendilerini anlatsınlar. Tabu olmasaydı bu kadar sorun ortaya çıkmazdı. Gizli yaşadıkça önyargılar ortaya çıkıyor.

Keşke daha embracing (kucaklayıcı) ve hoşgörülü olabilseydik. Onlar başörtüsünü siyasi bir simge de olsa, dini bir simge de olsa, dinden başka amaçlar güdülerek takılıyor da olsa bireysel özgürlüğün bir parçası olduğu için destekliyorlar.

Evet, eşcinsel arkadaşım var. Bu konular sorun olmuyor, ben ona arkadaşım olarak yaklaşıyorum. Muhabbetimiz gayet güzel sürüyor.
 
Büşra: “Eşcinsel olmamalı bence bir Müslüman; ama başkasına müdahale etmeden de yaşayabilir dinini” 
 
Ben, birçok başörtülü de böyle bence, zaten "homosocial" (kendine benzerlerle çevrili) bir çevrede yaşamaya çalışıyorum. İnandığım şeyler gereği yakın arkadaşlıklarım zaten hep bir çerçeve içinde oluyor. Başörtüsünü biraz da bu anlama geldiği için takıyorum, yani "benimle belli şeyleri konuşabilirsin, benimle sadece belli bir mesafede konuşabilirsin" demek.

Buradan bakınca birçok insanın yaptığı şeyi onaylamıyorum zaten inancım gereği. Fakat homoseksüellere has bir durum değil. Sonuçta eşcinsellerin yaşantısını onaylamıyorum, birileri de benim başımı örtmemi onaylamıyorsa onaylamayabilir; ama kimsenin kimseyi engellemeye hakkı yok.
 
Herkesin örgütlenme hakkını destekliyorum üniversitede ve her yerde. Daha önemlisi örgütlendikten sonra ne yapacakları, legal olduktan sonra, meşru demiyorum bu kişiden kişiye değişiyor biraz, herkes istediğini yapsın.
 
En garibi de bu. Başörtülüler hakkında eşcinseller birçok kişiye göre daha isabetli düşünüyor gibi geliyor bana, belki de daha dürüstler. O yüzden aralarında gerilim olacağını da sanmıyorum.
 
Bana karşı çok saygılı bir arkadaşımın eşcinsel olduğunu öğrenmiştim ama sosyal hayatta açıktan yaşamıyordu. Yaşamalı mı onu da bilmiyorum çünkü belli ki kendisi de bu durumla pek barışık değildi ya da insanlarla.
 
Arkadaş çevremin belli sınırları var demiştim zaten. Onlardan pek eşcinsel çıkacağını sanmıyorum. Öyle bir şey söylese şaka gibi gelir ya da ne bileyim o zamana kadar bazı konularda bana yalan söylenmiş gibi hissederim. Yine bir sorun olur; ama eşcinsel olduğu için değil.
 
İslamiyet ve eşcinsellik yaşayamaz diye düşünüyorum açıkçası. İslamiyet kesinlikle kabul etmiyor bunu. Öte yandan Müslümanlar ve eşcinseller bir toplumda rahat yaşayabilir diye düşünüyorum. İnsanların özel hayatı bir Müslüman’ın pek umurunda olmamalı gibi geliyor. Eşcinsel olmamalı bence bir Müslüman; ama başkasına müdahale etmeden de yaşayabilir dinini. 
Ebru Şahin: “Eşcinsellerle ortak bir paydamız var: Bir grup insan tarafından "istenmeyen" ilan edilmiş olmak”
 
İnancım gereği eşcinselliğin doğru olmadığını düşünüyorum. Ama eşcinseller hakkında şöyle ya da böyle diye bir yorum yapmıyorum. Tercihleri yüzünden insanları iyi kötü diye yargılamanın, önyargıyla yaklaşmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Her zaman ortak paydalar olabilir. Birlikte ve huzurlu bir yaşam için, ayrılıklarımız yerine ortaklıklarımız üzerinde durmak çok daha yararlı olur.

Başkalarının özgürlüklerine kastedilmedikçe, herkesin örgütlenme hakkı vardır. Eşcinselleri de ayrı tutmuyorum. Onların örgütlenme hakkını da, herkesinkini desteklediğim gibi destekliyorum.

Eşcinsellerle ortak bir paydamız var: Bir grup insan tarafından "istenmeyen" ilan edilmiş olmak. Kendileri de aynı ayrımcılığa ve önyargıya maruz kaldıkları için, başörtülülerin özgürlüklerini desteklediklerini ve önyargıyla yaklaşmamaya çalıştıklarını düşünüyorum. Ama, başörtülülerin dini inançları yüzünden kendilerine karşı olduklarını düşünüp, nefret edenler de olabilir. Çünkü tam tersi de söz konusu. Ama tercihlerimiz için verdiğimiz özgürlük mücadelesinin, bizi birbirimizi anlamaya yakınlaştırdığına dair inancım daha kuvvetli.

Evet var. Aramızda böyle bir sorun yaşanmadı. Birbirimize saygıyla yaklaşabildiğimiz için, onun eşcinsel ve benim başörtülü olmam hiçbir sorun teşkil etmiyor. Birbirimizi yargılamadığımız için de bir gerilim yaşamadık hiç. Önemli olan saygı duyabilmek. Saygı olunca, hiçbir sorun yaşanmıyor.

Bunun ona olan sevgim üzerinde bir etkisi olacağını düşünmüyorum. Ancak, sevgim azalmasa bile, ilişkimiz farklı ilerlemeye başlayabilir, bu konuda pek yorum yapamıyorum.
Bu soruyu İslam-eşcinsellik uyumundan ziyade, eşcinsellik ve toplumumuz çizgisinde değerlendirmek daha doğru olur bence. Bir eşcinsel ve dindar ailesi arasındaki sorun, "el gün ne der, böyle şey olur mu, insanlara ne deriz biz" kaygılarından kaynaklanıyor. Toplumsal olarak farklı olana saygı gösterme olgunluğuna erişebildiğimiz zaman, bir aile çocuğunun eşcinsel olmasından rahatsız olsa bile, en azından bir arada yaşamayı öğrenebilir. Bir çocuk ailesinin dindarlığından rahatsız olsa da, ailesini sevebilir. İnsanlar mahalle baskısından şikâyet edip duruyorlar. Bu mahalle baskısı herkes için işliyor ve hayatı herkes için daha da zor bir hale getiriyor.
 
Nurgül Sezgin: “Eşcinsellik hastalıktır düşüncesini desteklemiyorum”
 
Toplumdaki “eşcinsellik hastalıktır” düşüncesini desteklemiyorum. Bu bir insanın nasıl hissettiğiyle, kendini nasıl adlandırdığıyla ilgili bir meseledir.
 
Zaten üniversitemizde (Bilkent) Türkiye’deki 3. resmi üniversite LGBT topluluğu kuruldu. Biz geçen yıl 2 eşcinsel öğrenci saldırıya uğradığında da eşcinsellere destek vermiştik. İnsanların kendilerini ifade etmek için böyle bir topluluğa ihtiyaçları varsa bunu engellemenin bir mantığı yok.
 
Eşcinseller farklı bir grup değiller başörtüsüne karşı. Onlar da o ya da bu insan gibi tepki verebiliyor. Toplumda gösterilmeye çalışılan “onlar kesinlikle dinlerini yaşamıyorlar, dinden kopuklar” fikrine katılmıyorum. Başörtüsü meselesi biraz da saygıyla alakalı. Kesinlikle doğru bulmuyorsundur; fakat bir başkası bunu doğru buluyorsa saygı gösterebilirsin.
 
Eşcinsel bir arkadaşım yok. Her gruptan arkadaşımız oluyor. Ateist arkadaşımız da oluyor. Belki bir yere kadar birbirimizi anlayacağız, ondan sonra mutlaka çıkar çatışması olacak, fikirlerimizi birbirimizinken üstün göstermeye çalışacağız; ama saygı olduktan sonra arkadaşlığın olabileceğini düşünüyorum.
 
Şaşırdıktan sonra... Kafamda canlandıramıyorum şu an. Çok yakın biriyse fark etmişimdir ya da onun söylemesini bekliyorumdur. Toplumda nelerle karşılaşabileceği konusunda destek olmak gerek bence.
 
Dini açıdan bakınca, yanlış bir şey söylemek istemiyorum; ama bildiğim kadarıyla İslam dini eşcinselliğe karşı engelleyici bir tavır sergiliyor. Bir yere kadar din kurallarını eleştiriyorsun, sonrasını dogma olarak kabul etmen gerekiyor. “Allah beni böyle yarattığını biliyor” görüşleri de olabilir. O yüzden dindar eşcinseller de olabilir. Ulema olmadığım için çok da yorum yapmayayım (gülüyor). Türkiye’de “eşcinseller bizim çocuklarımıza kötü örnek olacaklar” algısı var. Normal algısına göre kadınla erkek evlenir diyorlar; ama başka biçimlerde de neden olmasın? Bu arada okuldaki ilk başörtülü günümde beni iyi yakaladın (gülüyor).
 
B. A.: “O insanlar da özgürlük peşinde, ben de. Kimsenin kimseye bir garezi yok”
 
Kendi bakış açım ya da inandığım dine göre bana uygun bir şey değil, tasvip ettiğim bir şey değil; fakat o insanlar üzerinde herhangi bir yaptırımım olamaz. Ben nasıl başı açık da girebilsin üniversiteye, başı kapalı da diyebiliyorsam, eşcinseller için de dışlayıcı bir tutumum olamaz.
 
Burası üniversite. Dışarıdaki hayattan bir farkı olmamalı. Dışarıda nasıl örgütlenebiliyorsa insanlar, üniversitede de öyle olmalı.
 
Daha önceden Marmara Üniversitesi’ndeydim ve orada başörtüsü için eylemler yapılmıştı, ben de bizzat katılmıştım. Eylemler sırasında bizi desteklemeye gelenler arasında eşcinseller ve komünistler vardı. Yani üniversitede özgürlük konusunda yakınan insanlar vardı. Bazı kapalı arkadaşlar ya da Nur Cemaati’nden arkadaşlar gelip “ne yapıyorsunuz onlarla” demişlerdi. İlk o zaman fark ettim, o insanlar da özgürlük peşinde, ben de. Kimsenin kimseye bir garezi yok. Onlar siyasi, onlarla görüşülmesin gibi bir düşüncem hiç olmadı.
 
Geçen yıl bir arkadaşımın eşcinsel olduğunu öğrendim. Benim ona bakışım değişmedi, onun da bana bakışı değişmedi. Eşcinsel arkadaşımla her şeyi konuşurum. Benim için bir ayrım değil bu. İster ateist olur, ister başka bir dine mensup olur, kız olur, erkek olur, böyle bir ayrım yapmıyorum. Şu da var, benim ailem buna karşı. Geçen yıl arkadaşımı öğrendiğimde benim için çok farklı bir tecrübe olduğu için anneme söyledim. Bilkent böyle güzel bir yer, herkes beraber demiştim, çok iyi anlatmıştım. Annem çok şaşırdı, onlarla çok konuşma, dedi. Ailemin tepkisini ilk o zaman öğrendim ve çok şaşırdım.  Bizim kuşakta çok olmasa da bir önceki kuşakta eşcinsellere bakış pek iyi değil.
 
Arkadaşıma hiçbir şey demem, saygıyla yaklaşırım. Kardeşim olursa eğer biraz sorgularım; çünkü benim yetiştirilme tarzıma göre bu olabilecek bir şey değil. Ne hissettiğini sorarım herhalde, şimdiye kadar hiç düşünmedim bunu.
 
Benim bildiğim kadarıyla İslamiyet’te eşcinselliğin hoş karşılanmadığını biliyorum. Benim anladığım İslam’da, içine her şey koyabilirsiniz, insanları hiçbir şekilde sınıflandırıp ayırmak yok. Ben yıllarca okulda başörtüsü için mücadele ettim, İstanbul’da durup dururken başörtümü çekiştirenler oldu ki daha başörtüsü tartışmaları bile yoktu ortada, girdiğim cafe’lerden başörtülü olduğum için kovuldum. Ben kalkıp da “eşcinseller olmasın” diye düşünemem zaten. O zaman bunca yıl çektiğim üzüntüye zıt olur, hiçbir anlamı kalmaz. Şu an için benim ailemin en yakın dostlarının eşcinsel bir çift olması mümkün değil. Belki büyük şehirlerde bu daha olası; ama şu an için durumlar böyle değil.  

Etiketler: insan hakları
nefret