20/11/2013 | Yazar: Buğra Tokmakoğlu

Hollanda ile Belçika sınırında kalan bir kafenin bir masasının iki sandalyesinin iki ayrı devletin sınırlarında yer aldığı bir dünya mümkünken; hala duvarların ayırdığı, tel örgülerin, mayınların insanları birbirinden uzaklaştırdığı bir komşuluk coğrafyasındayız...

İnsanoğlu için en büyük özgürlüklerden biri olan “seyahat” Türkiye’nin kaygan politik ekseni nedeniyle vatandaşlarına çok iyi imkânlar tanımıyor maalesef. Fiyatıyla el yakan Türk pasaportu, işlevsel olarak değerlendirildiğinde sınıfı geçemiyor.
 
2012 Henley Vize Kısıtlamaları Endeksi’ne göre seyahat belgemiz, vizesiz seyahat kolaylığında tüm Avrupa ülkelerinin gerisinde. Bu endekste 95 ülkenin uyguladığı vizesiz veya kapıda vize alma uygulamasıyla 48’inciyiz. Hem en pahalı pasaportu kullanıp hem de özgürce seyahat edemiyor oluşumuz kanımıza dokunuyor.
 
AK Parti Hükümeti’nin göreve geldiği 2002 yılından günümüze komşularımızla hedeflenen sıfır sorunlu dış politika süreci ilk başta vizesiz sevinçlerle 7’den 70’e hepimizi sevindirse de hâlâ Türk pasaportunun önündeki engeller, kişilerin seyahat etme özlemini taşıdığı ülkelerin gümrük duvarlarını aşabilmiş değil.
 

Öte yandan birtakım imtiyazlara sahip hususi (yeşil) ve hizmet (gri) pasaport sahipleri yine bu imtiyazların uygulanması gereken ülkelerin giriş kapılarında inanılmaz baskı ve bezdirmelerle karşılaşıyor.
 
***
 
Sıfır sorunlu dış politikanın yalnızlığında Türk turistler, Rusya ile yaşadığı sıkıntılarla aynı Türkiye gibi yalnızlaşan Gürcistan’a yaptıkları seyahatlerle komşuya biraz olsun nefes aldırıyor.
 
Türk dış politikasının yaşadığı onca inişli çıkışlı grafiğe rağmen hâlâ Türkiye Cumhuriyeti kimliği ile giriş yapabildiğimiz Gürcistan tüm hengâmeye rağmen başarı sayılabilir.
 
 
Doğu Karadeniz halklarının benzinini, sigarasını ve her türlü katma vergili ürününü yok pahasına satın aldığı Gürcistan, Türkiye Cumhuriyeti devletine uygulama değiştirtmişti yaşananların ardından. İki ülkenin arasında yapılan anlaşmayla Gürcü ve Türk vatandaşları 30 günü aşmayan ziyaretlerde kendi ülke kimliklerini göstererek araçlarıyla ya da yaya olarak sınırı geçebiliyorlardı. Sınırın Türkiye tarafındaki uygulamada ise belge ücreti adı altında 1 TL alınıyordu TC vatandaşlarından.
 
İlgi beklenenden çok olup devletin bindirdiği vergi kalemlerindeki ürünler Gürcistan’dan getirilmeye başlayınca devlet büyüklerimiz bir adım daha atarak varlığı tartışmalı ve anayasanın seyahat özgürlüğü maddesine aykırı olarak kullanılan yurtdışı çıkış harcını gündeme getirerek TC vatandaşlarının Gürcistan’a geçişlerinde 15 TL’lik harcı tahsil etmeye başladı.
 
Merak unsuru var oldukça, 9 TL’lik bir paket sigara Gürcistan’da 1,5 TL’ye satılmaya devam ettikçe 15 TL’lik yurtdışı çıkış harcı Türk insanını çok etkilemez diye düşünüyorum.
 
***
 
Hollanda ile Belçika sınırında kalan bir kafenin bir masasının iki sandalyesinin iki ayrı devletin sınırlarında yer aldığı bir dünya mümkünken; hala duvarların ayırdığı, tel örgülerin, mayınların insanları birbirinden uzaklaştırdığı bir komşuluk coğrafyasındayız...
 
Tüm bu ayırıcı unsurların varlığına rağmen ha gayret deyip yakınlaşıyoruz Sarp Sınır Kapısı’na... İstikamet Misak-ı Milli’nin kutsal sınırlarında yer alan Batum. Karadeniz’e farklı bir şehirden bakabilmek adına Doğu Karadenizlilerin haftasonu eğlencesine dönüşen Batum’a adım atmaya hazırlanıyoruz... 

Etiketler:
nefret