02/07/2019 | Yazar: Halim Kır

Şimdi, geniş yetki alanları dahilinde belediyelerin LGBTİ+ hemşehrilerine karşı olan sorumluluklarını hayata geçirme zamanı.

27. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası, Pazar günü gerçekleştirilen 17. Onur Yürüyüşü ile son buldu. Onur Haftası Komitesi, Bakırköy Miting Alanı için yaptığı başvurunun İstanbul Valiliği tarafından reddedilmesinin ardından Taksim’e çağrı yaptı. Gün boyu Taksim’in sokaklarını dolduran LGBTİ+lar, polisin yoğun baskısına ve müdahalesine rağmen bir araya geldi. Basın açıklaması üç farklı yerde okundu, ara sokaklar LGBTİ+’ların onurlu yürüyüşüne sahne oldu.

Bu yıl belediyelerin ilgisi de her zamankinden daha yoğundu. Şişli, Hopa, Kemalpaşa, Datça, Tarsus, Konak derken Türkiye’nin kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına otuzun üstünde belediye sosyal medya hesaplarından onur haftasını kutladı.

2015 yılında yirmiye yakın belediye onur haftasını kutlamış, 2018’e geldiğimizde bu sayı üçe kadar düşmüştü. Bugün Eskişehir, İzmir, Mersin büyükşehir belediyelerinin yanı sıra Edirne, Çanakkale, Kırklareli gibi il belediyelerinin LGBTİ+’ların onurlu mücadelesini selamlayan paylaşımları birçoğumuzun yüzünü gülümseten, iyi hissettiren bir dayanışma oldu. 25.500 nüfuslu Artvin Borçka Belediyesi, 43.913 nüfuslu Aydın Germencik Belediyesi, 154.359 nüfuslu Balıkesir Bandırma Belediyesi, 344.064 nüfuslu Denizli Pamukkale Belediyesi gibi belediyeler ise hem gülümsetti hem de şaşırttı.

16 milyon insanın yaşadığı, ekonomik, siyasal, kültürel açıdan dünyanın sayılı şehirlerinden olan İstanbul’da, “toplumsal tereddütlü grup” olduğumuz iddiası ile yürüyüşümüzü gerçekleştirmemize izin vermeyen İstanbul Valiliği’ne en güzel cevaplardan birini de 15.000 nüfuslu Rize Fındıklı Belediyesi vermiş oldu. Belediye, tüm tereddütleri, tüm yasakları, tüm kriminalizasyon çabalarını tek bir cümle ile yıkıyordu “Nefrete inat, yaşasın hayat.” Paylaşımı ile LGBTİ+’ların o gün sadece Taksim’de yürümediğinin ve toplumun tereddütlü bir bölümü değil ta kendisi olduğunu herkese gösteriyordu. Evet LGBTİ+’lar Fındıklı’da da vardı ve ne mutlu ki Fındıklı Belediyesi bu gerçeğin farkındaydı…

Belediyelerin paylaşımlardan bir gün önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu yabancı basına verdiği röportajda; “Biz her bireyin, vatandaşın yaşam haklarına saygı duyan bir belediyecilik anlayışına sahibiz. Hiç kimseyi yaşamı, biçimi, inancı, dünya görüşü ile sorgulayarak ve ayrıştırarak yok sayan bir belediye başkanı asla olmam. LGBTİ onur yürüyüşleriyle ilgili kim iptal etti, hangi gerekçeyle iptal etti… Bunun belediye ile ilgisi olmadığını tekrar ifade edeyim ama bunlara bakacağız. Ama dediğiniz bu yürüyüşü iptal eden ya da nedenleri, sebepleri nedir noktasında, bunu da ilgili kurumlarla konuşarak katkı sunabileceğimiz bir kısmı var ise eşlik edeceğiz.” ifadelerini kullandı. İmamoğlu’nun bir belediye başkanı olarak yasaklar konusunda yetki sahibi olup olmamasının ötesinde bu anlamda söyleyeceği her sözün, atacağı her adımın LGBTİ+ siyaseti açısından bir karşılığı olduğunu iyi okumakta fayda var.

TBMM’nin yetkilerinin kısıtlanmasına, merkezi hükümetin sivil topluma ve insan hakları taleplerine yönelik baskılarının artırmasına paralel olarak yerel yönetimlerin önemi de her geçen gün artıyor. Özellikle büyükşehir belediyelerinin el değiştirmesi ile birlikte, eşitlik, adalet, insan hakları taleplerinin önümüzdeki günlerde yerel yönetimler üzerinden daha da konuşulacağını öngörmek hiç de zor değil. Bu anlamda gerek İmamoğlu’nun ifadeleri, gerek on bin, yirmi bin nüfuslu ilçe belediyelerinden büyükşehir belediyelerine varan onur haftası paylaşımları LGBTİ+’lar için de eşitlik taleplerinin yerelden yükselmesinin mümkünatını bir kez daha ortaya koyuyor.

Sosyal medya paylaşımlarının politik açıdan önemli bir yerde durduğu gerçeği ile birlikte LGBTİ+’ların ihtiyaçlarının da taleplerinin de bununla sınırlı olmadığını söylemekte fayda var. LGBTİ+’ların eğitimden sağlığa, ulaşımdan barınmaya kent yaşamı içinde karşılaştıkları her sorunun giderilmesi için belediyelerin atacakları somut adımlara ihtiyaç var. Bugünden itibaren, bu paylaşımların önümüzdeki süreç için iyi bir başlangıç olduğu temennisiyle LGBTİ+’lar için artık daha fazla belediyenin politika ve hizmet üretmesini beklemek hakkımız.

31 Mart yerel seçim sürecinde SPoD ve Genç LGBTİ+ Derneği’nin hazırladığı “LGBTİ+ Dostu Belediyecilik Protokolü”nün bu anlamda belediyeler için iyi bir kılavuz olduğunu da hatırlatırım. İhtiyaçlarımız taleplerimiz çok net, ortada. Şimdi, geniş yetki alanları dahilinde belediyelerin LGBTİ+ hemşehrilerine karşı olan sorumluluklarını hayata geçirme zamanı. Sözde değil özde eşitlik için, belediyelerin kapılarını LGBTİ+’lara açma zamanı.

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.

İlgili haber:

Eskişehir’den Bursa’ya, Artvin’den Rize’ye: Belediyelerde Onur Haftası paylaşımı

 


Etiketler:
İstihdam