20/01/2009 | Yazar: Esra Doğan

Bir hayali paylaşma umuduyla çıkılmış yolun ilk durağı; şimdi bu okuduğun. Benim sana ilk "hoşgeldim!!!" deyişim.

Bir hayali paylaşma umuduyla çıkılmış yolun ilk durağı; şimdi bu okuduğun. Benim sana ilk "hoşgeldim!!!" deyişim. Evet sevgili arkadaşlar, bundan böyle Perşembe günleri KİBRİT KUTUSU'nda birlikte olacağız... Her konuda, hiçbir sözü sakınmadan, eleştirilerinizi, yorumlarınızı bekleyerek çalacağım kapılarınızı. (açmamazlık yapmayın kapıyı) Bu arada "köşenin adı neden KİBRİT KUTUSU?" diyenler KAOS GL'nin OCAK-ŞUBAT sayısını okuduklarında öğrenecekler... HOŞGELDİM! Umarım hoşbulursunuz...

Uyan ve Uyandır (Güneş Doğacak!)

Hayal ile gerçek arasında ince bir çizgi bu... Ben "mutlu olacağım" diye hayaller kuruyorum, mutlu olacağımı biliyorum. Ama anneannem "mutlu olamayacaksın!" diyerek gerçekleri (O'na göre) flaş gibi patlatıyor suratımın ortalık yerine; gümmmm diye.
"Yaşatmazlar" diyor. "Bu ülkenin töreleri var, nefreti var ve bu bahanelerle işlediği, bitmek bilmeyen cinayetleri var, kurtulamazsın" diyor.

Gel de çık işin içinden.... Sonsuz basamaklı merdiven... Ne aşağı, ne yukarı! (Böyle görünüyor gözüme birden. Hani biraz üstelese nevrotik bi kişiliğe dönüşeceğim bu konuda)

"Yok" diyorum. "Öyle değil o!"

"O bir kabus, hepimizin aynı anda gördüğü. Uyanacak tüm dünya o kabustan büyüüüüük bi figanla. Ne töre, ne nefret cinayeti olacak dünyada. Sadece geceyarısı kabusu olarak görülecek, sabah kalkınca hatırlanmayacak bile! Ne DİLEK pompalı tüfekle taranmış olacak, ne GÜLDÜNYA abisinin kurşunlarıyla gencecikken can verecek, ne HRANT hain bir saldırıya kurban gidecek, ne de RITA hunharca bıçaklanarak öldürülmüş olacak! Kabus bunlar anneanne! Kabus! Biraz uzun sürdü o kadar. Geçecek...

Hayat bizim yaşadığımız boyutundan ibaret değil, çok boyutlu. Ben ve "sadece mutlu olmak isteyenler"in doğru boyutu bulamadığımızı biliyorum.

Ben nefrete inat çiçekler ekiyorum bahçelere, saksılara, yollara, kalplere, heryere! Ben töreye inat bembeyaz gelinlikler giyip eşcinsel çocuklar doğuruyorum anneanne! Gururla!
Senin, benim ve diğerlerinin gördüğü, hemen uyanılması gereken bi kabus bu sadece. Uyanmayı, uyandırılmayı bekliyoruz. Uyanmayı bekliyorlar anneanne! Derin uykudalar, hayalle gerçek arasındaki o ince çizgideler. Ama biliyorum ki tek bir hamleyle uyanacak herkes birgün; kimbilir kimin anlattığı mutsuz sonla biten masallarla daldıkları bu derin uykudan.

Az kaldı anneanne , az kaldı...Ağlama!!! Sadece uyan ve uyandır!

Biliyor musun hep aynı şarkıyı mırıldanıyorum ben çok zamandır; "içimden bir ses yükselir birden, GÜNEŞ DOĞACAK!"
Olacak."

Etiketler: yaşam, cinsellik
nefret