09/04/2010 | Yazar: Kaos GL

Evli olduğunuz kişinin eşcinsel olduğunu öğrenseniz ne his

Evli olduğunuz kişinin eşcinsel olduğunu öğrenseniz ne hissedersiniz? Ya da senelerce bir erkekle evli kaldıktan sonra bir kadına çekilseniz? Amy Bloom’un İngiltere’de yayınlanan kitabı eşi eşcinsel çıkan kişilerin hikayelerini anlatıyor.

Birinin eşinin eşcinsel çıkması çok da alışılmadık bir hikaye değil. İnternet’te “kocam eşcinsel çıktı”, “karım eşcinsel çıktı” diye aratsanız dünya çapında pek çok kişinin hikayesine ulaşabilirsiniz. Bahsedilen esas şüpheler ortak. Evde eşcinsel porno bulmak, eşinin bilgisayarından eşcinsel sitelere girildiğini keşfetmek. (Eşini seksiciplakerkekler.com sitesinde yakalayıp burada zaman geçirmenin bir heteroseksüel erkek için normal olduğuna bir şekilde ikna olan ne kadar kadın olduğunu bilseniz şaşarsınız.) Ancak eşi eşcinsel çıkmış insanların bir araya geldiği bir site olmadığını öğrendiğinizde şaşırabilirsiniz. Belki kırılmış onurlarını afişe etmek istemiyorlar. Ama kesinlikle bu insanlar orada bir yerlerde.
 
Zaten evlilik konusunda neden illüzyonlara kapılalım ki? Evlilikte eşlerin birbirlerine söylemediği pek çok şey var ve homoseksüellik de bunlardan sadece bir tanesi. Hiç bir erkek seninle evleniyorum çünkü babanın parası işlerimi yoluna sokacak demediği gibi hiç bir kadın da çocuk sahibi olmak istiyorum ve bunu kendi başıma yapamayacak kadar eski kafalıyım demiyor. Bu tarz evliliklerde haftalık seks sorun değil, ancak mümkün olduğunca şehvet olmasın.
 
İnsanları birbirine bağlayan üç güçlü bağ vardır ve bu iyi ya da kötü birbirinden ayrı işleyebilir: cinsel çekim, uzun süreli bağlılık ve romantik özlem. Cinsel çekim birbiri ile hiçbir ortak noktası olmayan iki insanı sadece yatakta geçirilecek bir süre için bir araya getirir; çoğu genç evliliklerin hikayesi budur. Bir de derinden sevdiğiniz insanlar vardır – derinden, kalıcı ve büyük ihtimalle cinsellikten uzak. Bu insanlar en iyi arkadaşlarınız da olurlar, ondan çocuk sahibi olmak isterseniz ve gerekirse bir böbreğinizi verirsiniz. (Evli olan pek çok eşcinsel erkek karısına bu gözle bakar ve o kişiye eş olmaya katlanabilir – özellikle de ortada fazla seks olmayacaksa.) Bir de romantik özlem vardır; mum ışığında yemek yemek, o kişiden gelen bir SMS mesajının kalbinizi hoplatması gibi.
 
Bu iki insan arasında farklı bir ilişkidir; cinsel çekime ihtiyaç duymaz ve uzun süreli bir bağlılığa da dönüşmeyebilir. Eşcinsel bir eş: nazik bir centilmen, sizi güldürür, hangi giysiyi giyeceğinizde yardımcı olur ve kültürlüdür. Zaman zaman koca rolünü o kadar iyi oynar ki sizi inandırır. Eşcinsel bir erkek arkadaşı: yakışıklı, bakımlı, saçınızın yeni rengini hep fark eder. El ele ve mutlu dolaşabilirsiniz. Bu insanlarla neden evlenmek istemeyesiniz ki.
 
İçinde yaşadığımız bu dünya eşcinsel erkek ve kadınlara eşcinselliğini açıklamakta kolaylıklar sağlamıyor. Üstelik çoğu eşcinsel eğer iyi bir karşı cins arkadaşları ile evlenirlerse eşcinsel dürtülerini bastırabileceklerini düşünüyorlar. (İdeal bir dünyada gelecekteki karı ya da kocamıza kendimiz hakkında daha fazla bilgi verebiliriz. İlk evliliğimden sonra tanıştığım kişiye ikinci görüşmemizde, Yahudi, yazar, biseksüel, üç çocuk annesi olduğumu kısaca ve hızla özetledim.)

Ancak modern dünyada erkekler eşcinselliklerini boks, rugby ve futbol içine saklamak zorundalar; kadınlar ise seven ve fedakar mistik bir role bürünmeliler. Kız çocuklarımızın kendileri, zekaları ve vücutları hakkında güvende hissetmelerini isteriz ancak bir erkek ile genç yaşta dışarı çıkacak kadar değil. Oğlan çocuklarımızın dürüst olmalarını isteriz ama cinsel kimlikleri konusunda dürüst olmasınlar! Farklı renklerdeki insan buketlerine hazır değiliz – şimdilik iki renk çiçeğe dayanabiliyoruz: bir pembe, bir de mavi.
 
38 yaşındaki Rebecca Jayne eşcinsel olduğunu ikinci evliliğinden sonra fark etti.
20 yaşında bir arkadaşımla evlendim çünkü çevremdeki herkes evleniyordu. Ona çekilmediğimi biliyordum ama hiçbir şey  hissetmemenin normal olduğunu düşünüyordum. Düğün günümde “neyse, istersem boşanırım” diye düşündüğümü hatırlıyorum.
 
Sanırsam altı yaşında eşcinsel olduğumu ilk kez düşündüm. Arkadaşlarım hep kızlardı ve hiç erkeklerle ilişki kurduğumu hayal edemiyordum. Gençken erkekler bana yaklaşırdı ve hiçbir şey hissetmeden onlarla zaman geçirirdim. Wales’in köylerinde büyüdüm. Eşcinsel olan kimseyi tanımıyordum. Eşcinsel kadınların kafalarını kazıttıklarını ve erkek elbisesi giydiklerini düşünüyordum.
 
Sonra üniversiteye gittim ve orada eşcinseller olduğunu gördüm. Bu beni çok korkuttu. Londra çılgın bir yerdi ve kafam karıştı. Orada kalmak istemedim. Evlenerek Cornwall’a kaçtım.
Önce ilişkim iyiydi. Kocam deniz kuvvetlerindeydi ve hep uzaktaydı. Bir bebeğimiz vardı. Ancak sonra işler kötüleşti. İkimiz de bir sorun olduğunun farkındaydı.
 
Beş sene sona ayrıldık ve iyi arkadaşlar olduk. Ebeveynlerim o ara boşanmıştı ve ben de dul bir anne olmak istemiyordum. Oğlumun kardeşleri olsun istiyordum. Bu nedenle ikinci kez iyi baba olabilecek biri ile evlendim. Bir ruh eşi aramıyordum, arkadaş arıyorum. Hala da arkadaşız.
 
İki çocuğumuz oldu. Onlar yedi ve beş yaşlarına geldiklerinde boşandık. Kocam şok geçirdi. Ona bir sebep söyleyemedim.
 
Psikologa giymeye başladım ve sonunda kim olduğumda yüzleştim. Birdenbire her şey yerine oturdu. Aman tanrım ben bir lezbiyenim dedim. Bu nedenle erkeklere hiç ilgi duymadım – onlara hiç çekilmedim.
 
Birine söyleyemeden önce altı ay geçti. Arkadaşlarımı kaybetmekten korktum. Çocuklarıma karşı suçluluk hissettim. Cinsel kimliğim değer verdiğim her şeyi kaybedecek kadar değerli miydi? Kendime güvenim azdı. Senelerce başkalarının istediği gibi yaşamıştım.
 
Yakın birkaç arkadaşıma açıkladım. En büyük oğlum 15 yaşındaydı, ona da söyledim. Çok iyi karşıladı. Daha sonra 11 ve 9 yaşında olan diğer ikisi söyledim. Biraz kafaları karıştı ve üzüldüler. Daha çok okuldaki arkadaşlarının duyarlarsa nasıl kendileri ile alay edeceklerini düşünüyorlardı. İki anne istemiyorlardı. En büyük oğlum ise okula “Bazı insanlar eşcinsel olur, artık alışın” t-shirt’ü ile gitti. Bana o kadar çok destek oldu ki.
 
Çocuklarıma söylemeden birkaç kadınla görüştüm. Ama eve birini getirmeden önce iki küçük çocuğumun duruma alışmasını bekledim. Sevgilime hemen alıştılar ve onu çok sevdiler. Ama yine de çok fazla huzursuz olmamaları için toplum içinde ve onlar yanımızdayken sevgili gibi davranmıyoruz.
 
İlk kocamla görüşmüyorum ama ikincisine söyledim. Tepkisinden önce korkuyordum ama çok rahatladığını söyledi. Kafasında kalmış pek çok sorudan onu kurtardığımı da söyledi.
 
En önemli konu çocuklarımdı. Bir süre acaba kızım da kendini lezbiyen olmak zorunda mı hissedecek diye korktum. Hatta belki onu beğendiğimi mi düşünecek diye korktum – ki bu çok saçma bir düşünce, anneler oğlan çocuklarını çok yakın büyütüyorlar. Ama yakın zamanda kızım bana şunları söyledi; “Anne, eşcinsel olduğunu anlamana sevindim, çünkü artık eskisinden çok daha mutlusun.” Artık evdeyken de, partnerimle de, kendimi çok iyi hissediyorum.
 
34 yaşındaki Dean dokuz sene sonra karısına eşcinsel olduğunu söyledi.
Kriz dört sene önce patlak verdi. Karım ve ben ayrı ayrı iş gezisindeydi. Eve döndüğümüzde bana “beni özledin mi?” diye sordu ve içinden “pek değil” diye düşündüm. 30 yaşındaydım ve birden bire senelerdir bir yalanı yaşadığımın farkına vardım.
 
O ana kadar kendimi hep biseksüel olarak düşünmüştür. Gençken erkeklerle düşüp kalktığım olmuştu ama üzerine pek düşünmedim. Karımla 20 yaşındayken tanıştım ve 23 yaşında evlendim. Dokuz sene birlikte olduk ve onu asla aldatmadım. Ancak deniz kenarındayken göz ucu ile erkeklere bakıyordum.
 
Eşime eşcinsel olduğumu söylediğimde bana inanmadı. Açık evlilik yaşamamızı önerdi – bence ilişkiyi ne pahasına olursa olsun sürdürmeye çalışıyordu.
 
Ayrıldığımda her şeyi ona bıraktım; evi, arabayı – işimi de bıraktım. Londra’ya taşındım ve eşcinsellerle tanıştım. 30′lu yaşlarımı 20′li yaşlarımı geçirmem gerektiği gibi geçirdim.
 
Eski karımla artık görüşmüyorum. Büyük annem ve babama eşcinsel olduğumu söyledi ve bu nedenle bütün aileme açılmak zorunda kaldım. Ailem durumu iyi karşıladı. Onlarla sık sık görüşüyorum. Kız kardeşim ise şöyle dedi, “Senelerce önce zaten ben anlamıştım!”
20′li yaşlarda bununla başa çıkamadığımdan insanlardan uzaklaşmıştım. Ama şimdi daha dürüstüm. Düzgün bir ilişki için Bay Doğru’yu arıyorum.
 
David dört senelik evliliğinin ardından eşcinsel olduğunu açıkladı.
24 yaşında David ve Julie, David kimliğini açıklamadan önce 4 sene evli kaldılar
David: Üniversitede tanıştım ve dört sene boyunca flört ettik. Ailesinin bir parçası haline geldim. Herkes bizi sonsuza kadar birlikte olacağız sanıyordu.
 
Gençken erkekleri düşünürdüm ama kendimi bu düşüncelerden uzaklaştırırdım. Evliliğimin dördüncü senesinde bir erkekle tanıştım ve onu kafamdan atamadım. Julie’yi kendimden uzaklaştırdım – onu hala seviyordum ama sonunda ayrıldık.
 
Sonra müthiş bir depresyona girdim. İntiharı düşünüyordum. Kimse ile konuşmuyordum. Sonunda bir yardım hattını aradım ve ilk kez avaz avaz eşcinsel olduğumu haykırdım.
 
Julie’nin öğreneceğinden korkuyordum, bunun onu çok yaralayacağını düşünüyordum. Bir gün Londra’dan dönerken trende Julie’nin annesi beni aradı ve birden herşey ağzımdan dökülüverdi. Bana çok iyi davrandı. Ertesi gün Julie beni aradı ve uzun bir konuşma yaptık. Şaşırmış ve üzülmüştü ancak beni hala sevdiğini ve benimle gurur duyduğunu söyledi.
 
Bu olaylar bir sene öncesiydi. Julie ile hala iyi arkadaşız. Hayata bakışım tamamıyla değişti, hayattan zevk almaya ve her günümü boşa geçirmemeye çalışıyorum.
 
Julie: David ve ben birlikte çok mutluyduk. En iyi arkadaşım olabilecek bir sevgili bulduğuma çok seviniyordum. Tutku ile birbirimize bağlıydık. Düşünceli ve romantikti ve gelecek hayalleri kuruyorduk – çocuklarımızın ismini bile belirlemiştik.
 
Sonra birden bire benden uzaklaştı. Depresyonda olduğunu düşündüm. Beni sevdiğini biliyordum ama benden neden kaçtığını anlamıyordum.
 
Eşcinsel olduğunu düşünmedim diyemem. Çok duyarlıydı, çok kız arkadaşı vardı ve benimle aynı TV dizilerini ve müzikleri seviyordu – zaman zaman şüphe duydum. Diğer erkekler gibi değildi. Ama beni çok sevdiğini görebiliyordum, bu nedenle annem arayıp söylediğinde çok şaşırdım.
 
Uzun süre ağladım – ama sonra da bir o kadar uzun güldüm. Herşey yerli yerine oturdu. Tüm davranışları birden bire anlam kazandı ve onun için çok üzüldüm. Bu kadare süre çok kötü hissetmişti ve benimle konuşamamıştı.
 
Sonraki gün her şeyden konuştuk: eşcinsel olduğunu ne zaman anladığını, kime çekildiğini her şeyi anlattı. Zac Efron’u ne kadar sevdiğini ve High School Musical’ı birlikte ne kadar seyrettiğimiz konusunda şakalar bile yaptık.
 
Sonrasında kendimi rahatlamış hissettim. Kalbimi kırdığı için ona kızmıştım ama bana neden hemen söyleyemediğini de anladım.
 
Şimdi mutlu bir birlikteliğim var. David ile ayrıldığımızdan beridir bir sene geçti bu nedenle bazı anılar hala taze.
 
Birkaç gün önce eşcinsel olduğunu açıklayan rugby oyuncusu Gareth Thomas’ın karısının hikayesini okudum ve ağlamaya başladım. Dediği her kelimeyi anlayabiliyordum ve bu kadar açık olması çok güzeldi.
 
David en iyi arkadaşlarımdan biri. Birlikte çok şey atlattık ve hala birbirimize değer veriyoruz.
55 yaşındaki Jane 30 senelik evliliğinin ardından kadınlarla görüşmeye başladı
Kadınlara çekildiğimi 16 yaşımda hissettim. Kızlara çekiliyordum ama bir yandan da aile kurup “normal” bir hayat sürmek istiyordum. 20′li yaşlarımda bir kızla ilişkim oldu. Ancak bundan 70′lerin o liberal ortamında bile kimseye bahsetmedim.
 
Sonra yine 20′lerimde kocamla tanıştım. Çok iyi bir koca ve baba olacağını düşündüm. 30 sene sonra hala birlikteyiz.
 
Ona bir kızla ilişki yaşadığımı söyledim ve 15 sene boyunca bu duygularımı sakladım. Duygular kutudan her çıktığında onları geri kapatmak da bir o kadar zorlaşıyordu. Sonunda kocama açıldım ve bana çok iyi davrandı. Eğer istediğin buysa hiç durma dedi.
 
Çocuklarımız 8 ve 10 yaşındaydılar ve ben de 30′lu yaşlarımın sonundaydım. Time Out’taki bir ilana cevap verdim ve evli ve çocuklu olduğumu ve kocamı bırakmayı düşünmediğimi söyledim.
Bir kadınla ilişki yürütmek zordu. Zaman bulmak çok zordu ve kocamla aramızdaki tansiyonu da yükseltmedi diyemem. Onu terk edeceğimden korkuyordu ama bir yandan da bunu yapmak zorunda olduğumu biliyordu. Detayları konuşmuyorduk, bana sadece biraz yer ve zaman açtı.
 
O ilk ilişki çok sorunluydu ve sonlandırdım. Birkaç ay sonra evli olan bir başka kadınla ilişkim oldu ve bir sene sürdü. O zamandan beridir sekiz sene içinde iki kısa ilişkim daha oldu.
Kadın vücudunu tercih ediyorum; bu kadar basit. Hayat seksten oluşmuyor. Olduğu zaman çok güzel ama sahip olduğum hayatı riske atacak kadar değil. Kadınlarla birlikte olduğumdan beridir kocamla seks çok daha iyi. Çok iyi arkadaşız ve birbirimizi hala seviyoruz.
 
Çocuklarımıza bir sorumluluğumuz var. Artık büyüdüler ve evi terk ettiler ama bu yaştan sonra ebeveynlerinin boşanmaları iyi bir etki değil. Kızlarımdan biri de eşcinsel ve kendi cinselliğini sorguladığında ona kendi tecrübelerimi anlattım. Yardımcı olur diye düşünüyordum ama sonra pişman oldum çünkü bu onu üzdü.
 
Biseksüel miyim, eşcinsel miyim, ya da neyim bilmiyorum. Eğer kocama birşey olursa bir başka erkekle birlikte olabileceğimi düşünemiyorum. Büyük ihtimalle bir kadınla birlikte olurum.
31 yaşındaki Rosie Johnson’ın ebeveynleri o 11 yaşındayken ayrıldı ve ikisi de eşcinsel olduğunu açıkladı.
 
Ben 11 yaşımdayken ebeveynlerim ayrıldı ve annemin kadın sevgilisi evimize taşındı. Bize söyledikleri günü çok iyi hatırlıyorum. Beni ve abilerimi okuldan önce karşılarına oturttular. “Ayrılacağız” dediler. Bu beni biraz şaşırttı ama üzmedi. O zamanlar Judy Blume ve Paula Danziger kitapları okuyorduk ve onlarda ayrılan pek çok karakter vardı. “Bristol’a taşınmak zorunda kalabiliriz. Babanız evden ayrılacak ve yardımcı olmak için Sue gelecek.” Sue’yu uzun süredir tanıyorduk bu nedenle bu habere şaşırmadık.
 
Sonuçta babam evimizden 5 dakika ötede bir eve taşındı ve haftanın yarısını onunla, diğer yarısını da annem ve Sue ile geçirdik. Annemin ve Sue’nun sevgili olduğunu anladığım anı hatırlamıyorum. Çevremizde çocukları olan lezbiyen çiftler vardı ve bu bize çok doğal geliyordu. Biz çocuklar onların hayatlarından çok kendi hayatlarımızla ilgileniyorduk.
 
Benim için esas sorun diğer insanların dedikleriydi. Bir gün bir kız bana “annem diyor ki senin annen lezbiyenmiş” dedi. Kızardım. “Annen yanılıyor” dedim. “Peki öyleyse evinizde neden sadece üç yatak odası var?” Sanırsam bir takım yalanlar uydurdum ve ailemi savunma gereği hissettim.
 
Üniversiteye geçtiğimde işler kolaylaştı. Üçüncü senemde babam beni aradı. “Oturuyor musun?”
“Neden?”
“Ebeveynlerinin ikisi de eşcinsel olsa nasıl hissedersin?”
“Komik olma” dedim. Babam daha sonra Richard isminde bir yazarla birlikte olduğunu ve Pazar günü onu tanıştırmak istediğini söyledi. Ben hep doğru kadını bulamadığı için bekar kaldığını zannetmiştim.
 
Onun için sevindim. Bir baba olmaktan çıkıp benim için üç boyutlu bir insana dönüştü. Sürreal bir durumdu. Pek çok sorum vardı. Üniversite arkadaşlarımın ise daha çok sorusu vardı. “Yani birbirlerini hiç sevmemişler mi? Peki sen istenmeyen bir çocuk musun yani?”
 
Ne olduğumu bilmiyordum ama bunu onlara sormayı hiç düşünmedim. Heteroseksüel olduğumdan ne kadar eminsem onların da bir şekilde birbirlerini sevdiklerine emindim. Eğer annem babamdan ayrılıp bir başka erkekle birlikte olsaydı daha fazla sorum olurdu. Bir kadına aşık olması nedense dikkati cinselliğe ve cinsiyete çekiyor. Oysa ortada farklı konular var.
 
Benim durumunda ikisi de eşcinsel ebeveynlere sahip olmanın avantajları oldu (özellikle tanımadığım kişiler için ilginç konuşma konusu olması dışında). Sue bize normal anlamda bir üvey anne asla olmadı. Tüm hayatımız boyunca bizi destekledi ve iyi davrandı. Düğünümden önce 15 saat boyunca yemek yaptı ve gecenin birinde gelip müthiş bir gün geçirdiğini söyledi. Onu ne kadar sevdiğimizi biliyor mu diye bazen merak ediyorum.
 
Annem, babam ve Sue’nun bizim için normal bir hayat oluşturmak için ne kadar çaba sarf ettiklerini şimdi görebiliyorum. Aileler olarak daha çok konuşmalı ve farklılıklarımıza daha çok saygı duymalıyız.
 


Etiketler: insan hakları, aile
İstihdam