30/01/2014 | Yazar: Ali Erol

ırkçılığılın, milliyetçiliğin, cinsiyetçiliğin ve de heteroseksizmin vülger veya entelektüel bahanesi olmadığı sürece hem karşılıklı hem de kendine dönük eleştiri gibisi var mı!

kck eşbaşkanı bese hozat’ın “lobi” sözlerinin ardından ermeni halkına yönelik öcalan’dan beklenen “duzeltme” mektubu geldi!
 
nihayet newroz mesajına alevilerin anlaşılabilir ve de aslında haklı tepkilerine karşılık selahattin demirtaş’ın ikna edecem derken politikacı hoyratlığı ile kaygıları daha da arttırmasının ardından öcalan’dan gelen alevi açıklamasını da hatırlarsak (peki ya lgbt’ler? sorusunu hadi şimdilik paranteze alalım) yaklaşan yeni newroz öncesi “özel” mesajlar tamamlanmış olmalı.
 
demirtaş’ın erkek politikacı hoyratlığı şaşırtıcı değildi zaten öcalan’ın açıklamaları da (alevilerin tedbiri elden bırakmayan tarihsel haklı gerekçeleri şüphesiz ki eleştiri dışı tutulmalı) kaygıları karşılayacak tarzdaydı.
 
ermeni halkına yönelik mektupta ise iyi de, bese hozat’ın günahı neydi dedirten bir tekrarda (ırkçı-milliyetçi tuzaklar, sinsi lobiler) beis görülmediği anlaşılıyor! aleviler gibi ermenilerin de anlaşılabilir ve de şüphesiz ki haklı tepkisi artı demirtaş’ın alevilere yönelik üslubundan farklı olarak hdp’nin eşitlikçi bir seslenmeye davet eden hatırlatmasına rağmen edilen tekrarın telafisi istenirse sevgili hrant dink’in yoldaşlığı ile hallolabilir.
 
biz de, bugün artık anonimleşmiş ve haliyle herkesin kendi özgüllüğüne uyarladığı “eşcinsel ve transseksüel kanlarıyla kirlenmiş ahlâkınız batsın!” sloganımıza gelen ifade/anlam/teknik eleştirilere yönelik açıklamalarımızı aynı şekilde sevgili hrant’ın hayatına kast eden devletin güya bahanesi olmuş sözleriyle ikna etmiştik.
 
fransa’nın ibnesi jean genet yıllar önce söylemişti, biz de kaos gl olarak yola çıkarken heteroseksizm işbirlikçisi eşcinsellerin olabileceğini/olduğunu biliyoruz ama mücadeleyi seçmeyenlerin eşcinselliğini araçsallaştırıp entelektüel homofobilerine bahane yapanlara da müsaade etmeyeceğimizi baştan söylemiştik. bülent ersoy’u bülent ersoy’a rağmen savunduğumuz gibi!
 
ırkçılığılın, milliyetçiliğin, cinsiyetçiliğin ve de heteroseksizmin vülger veya entelektüel bahanesi olmadığı sürece hem karşılıklı hem de kendine dönük eleştiri gibisi var mı! bese hozat sonradan bunu zaten yerine getirdi.  
 
hem özelde “barış süreci” hem de toplumsal barış, dikey şartı paranteze alırsak, yatay şartta ancak birlikte dönüşüp birlikte özgürleşebildiğimiz oranda kurulmayacak mı… başka koşulu kalmadıysa akıl vermek ve açıklamak yerine anlamak zor olmasa gerek. içinde “hrant” geçen bir cümleyle sorumluluğumuzu savmak yerine tam da hrant dink’in hayatına mal olan “tedirginlik” üzerinden karşımızdakini dinleme seçeneğini deneyebiliriz…  
 
böylesi bir çaba ile belki sevgili hrant dink’i de huzur içinde uyuması için rahat bırakabiliriz!

Etiketler:
İstihdam