14/03/2013 | Yazar: Esmeray

Acısıyla tatlısıyla bir 8 Mart haftasını geride bıraktık ve tabii ki kadınlar yine alanlardaydı.

Acısıyla tatlısıyla bir 8 Mart haftasını geride bıraktık ve tabii ki kadınlar yine alanlardaydı. Talepleri ile ürettikleri ile kadına yönelik şiddetin durdurulması için her yıl olduğu gibi bu yıl da haykırdılar. Fakat tam 8 Mart arifesinde 7 mart günü birden duyduk ki, Bayram Sokağı abluka altına alınmış, polisler sokağa girişleri durdurmuş. İnsanlar ne olduğunu anlamaya çalışırken polis hiç kimseyi sokağa sokmuyor. Aradan zaman geçtikten sonra duyuyoruz ki, polis orada oturan trans kadınların hepsini gözaltına almış.

Yine bildik hikâye. Doksanlı yıllarda Hortum Süleyman döneminde olduğu gibi balyozlarla kapılar kırılarak gözaltılar gerçekleşiyor. Bu haberi alan sivil toplum örgütleri, insanlar karakolu arıyor ve bilgi almaya çalışıyor. Karakoldakiler şöyle cevap veriyor: “Sokakta fuhuş yapılıyormuş ve esnaftan şikâyet varmış. O yüzden gözaltılar gerçekleşti. Esnaftan şikâyet gelmese de zaten biz Beyoğlu’nda İstiklal Caddesi’nin arkasında fuhuş yapılmasına izin vermeyiz.” İyi de otuz beş yıldır o sokakta trans kadınlar yaşıyor. Birden bire ne oldu size? Acaba fuhşu durdurmaya mı çalışıyorsunuz yoksa İnci Pastanesi’ni, Emek Sineması’nı boşalttığınız ve yıktığınız gibi oraları da mı sattınız? Bir temizlik mi yapıyorsunuz? Bunun adına da Kentsel Dönüşüm diyorsunuz ve her şeyi kılıfına uyduruyorsunuz!

Ertesi sabah bir duyuyoruz ki, (daha önce Avcılar Meis Sitesi’nde trans kadınların da evleri buna benzer şekilde basılmış ve mühürlenmişti) orada oturan bir trans kadın Eda, mahallelinin saldırısına uğruyor. Dört kişi tarafından öldüresiye dövülüyor. Şu an Eda’nın cansız bedeni halen morgda! Ailesi sahip çıkmıyor ve cenazeyi almıyor maalesef. Zannedersem Bayram Sokağı’ndaki evler de mühürlenecek. Sizler ne yapıyorsunuz biliyor musunuz? Bu evleri mühürleyerek, seks işçiliği yapmak zorunda olan kadınları olmaması gereken insanlar olarak meşrulaştırıyorsunuz. İnsanlar da çok rahatlıkla böyle cinayetler işleyebiliyor. Hani nefret söylemi diyoruz ya, sizler nefret söylemini pratikte gerçekleştiriyorsunuz. Evleri basarak, evleri mühürleyerek... Yani suç ortağısınız. 10 martta bir 8 Mart mitingi oldu. Miting dağıldığında kadınlara saldırılar gerçekleşti. Bursasporlu taraftarlar kadınlara otobüslerine binerken taşlarla sopalarla saldırdı. Her zaman olduğu gibi Emniyet olaya seyirci kaldı. İşte böyle bir 8 Mart haftasını geride bıraktık.Caddenin ortasında tecavüz girişimi!

Gelelim daha vahim bir olaya. 10 Mart 2013 sabahı isimleri hiç önemli değil ama benim de çok iyi tanıdığım iki arkadaşım saat dört buçukta Beyoğlu’nda bir bardan çıkıyorlar. Taksim’den Bakırköy dolmuşlarına binmek için yürürlerken durağa varmadan bir kadın çığlığı duyuyorlar. Arkadaşlardan birisi bana telefonda anlattı. “Bir baktım üç dört tane adam dizilmiş, tek bir adam da bir kadını köşeye sıkıştırmış, bir eliyle ağzını kapamış diğer eli de mahrem yerlerinde! Önce bayağı bir durdum, ne olduğunu anlamaya çalıştım. Kadınla göz göze geldik, kadın çığlık atacak, atamıyor. Bir yandan korktum bir yandan duramıyorum. En son dayanamadım. Gidip adamlara ‘Siz ne yapıyorsunuz’ diye sordum. Adamlardan birisi ‘Sen git karışma!’ dedi. Ben ‘Polisi arayacağım!’ dedim. Aradım ve koşarak uzaklaştım oradan. İki tanesi beni yakaladı koşarken, önce bir dövdüler sonra gözlüklerimi kırdılar. Ve arabaların önüne attım kendimi. Geçen arabalardan yardım istedim, kimse inmedi. Bütün herkes bizi izliyor. Açık olan dükkânlar var; esnaf seyrediyor. Bir yandan kadına bakıyorum. Ne yapıyorlar kadına diye... Kadını altı kişi, saçlarını yerlerde sürükleyerek, arabaya atarak uzaklaştılar. Giderken birisi bağırdı ‘Polisi arasan ne olur, polis zaten bizden!’ diye. Yarım saat sonra olay yerine gelen polis, arkadaşa ‘Zaten biz de o adamları arıyoruz. Siz karakola gidin!’ demiş. Arkadaşlar karakola gidip şikâyette bulunmuş. Taksim İlkyardım Acil Servis’e yollamışlar rapor almak için. Doktor muayene etmeden geçici bir rapor vermiş. Karakolda da bu arkadaşlara demişler ki, ‘Biz bir hafta sonra size geri döneceğiz’.”

Şimdi burada savcılara yetkililere sesleniyorum. Beyoğlu’nun göbeğinde bu insanlar kimden cesaret alıyorlar? Arka sokakta da değil, caddenin ortasında bir kadına tecavüze yelteniyorlar; oradaki esnaf, geçen arabalar hiçbir şekilde olaya müdahale etmiyorlar. Ben bu kadının akıbetini çok merak ediyorum ve buradan yetkilileri göreve çağırıyorum!

Etiketler:
nefret