14/03/2014 | Yazar: Hatice Kapusuz

Hani şu devlet var ya bekası ve selameti herkesten değerli, hani bize yedirtmeyeceğiniz insan yiyor, canlar alıyor ve doymuyor.

Tam 269 gün direnmişti Berkin, ama ufalmış bir gözyaşı damlası kadar kalmış bedeni daha fazla direnemedi ve uçtu gitti bu dünyadan. Havan topuyla yitip gitmiş Ceylan gibi, 12 yaşında 13 kurşunla ölen Uğur gibi, Roboski’de başına bombalar düşen çocuklar gibi, el bombasıyla oyun oynarken bize bakışları kalmış Behzat gibi. Hani şu devlet var ya bekası ve selameti herkesten değerli, hani bize yedirtmeyeceğiniz insan yiyor, canlar alıyor ve doymuyor.
 
Teröristmiş, kaçakmış, elinde sapan varmış, devlete başkaldırıyormuş, taş atıyormuş… Ayıp değil mi, günah değil mi yaşından büyük ölümler yaşamış çocukların ölümünü bu kelimelerle meşru kılmak. Görmüyor mu gözleriniz siz bu cümleleri kurdukça yeni                                                   insanlar, çocuklar, gençler ölüyor.
 
Biz ki Berkin’i, Behzat’ı, Uğur’u hiç görmeden sevmiştik. Berkin’in 16 kiloya düştüğünü duyduğumuz da elimizdeki lokmamız düşmüştü. Biz ki görmediğimiz çocukların yaşayamadıkları çocuklukları, eksik kalan gülüşleri için gözyaşları dökerken sizler ey bize terörist, hain diyenler! Siz nasıl böylesine taş ve gaddardınız ki ölen bir çocuğa “su testisi su yolunda kırılır” diyebildiniz? Siz nasıl yitirmiştiniz ki insanlığınızı “hak etti” diyebildiniz? “Her ölüm erken ölümdür” demişti Cemal Süreya, ama onlar daha çocuktu, aşıktı, oyundu, gülüştü, ölüm yakışır mıydı gözlerine, küçük ellerine?
 

Ölüm nicedir ve kimler için hak edilen bir şeydir? Kimin hak edip kimin hak etmediğine kim karar verir? Ne zamandır uğramıyor vicdan kapınıza yurdunuza ki sizler karar verir oldunuz buna? O çok sevdiğiniz devlet için kaç çocuk, kaç genç daha ölsün, öldürsün? Sayı kaç olunca yeterli olur? Yeter artık denir? Hepimiz o devleti o kadar da sevemeyen, cinayetine ortak olamayanlar hepimiz ölünce mi rahat edecek kana susamış vicdanınız? 
 
Yetsin artık bu insanlıktan uzak haller, direniyorsam bu cinnete, öfkeye yeni bir can daha gitmesin diye. Ben öldüğümde sen üzülmezsin belki ama sen yitirirsen canını bir kör kurşunla yine acıyacak benim içim sebepsiz giden bir cana!  

Etiketler:
nefret