10/08/2015 | Yazar: Ata Kan

Bin ağaçtan bin dal oluyoruz. Bin daldan bin meyve. Binimizi de yiyorlar. Bitmiyoruz.

Nefes alamıyoruz.

Boğuluyoruz.

Susuyoruz.

Bağırıyoruz, bağır bağır bağırıyoruz.

Düşüyoruz kalkamıyoruz, kalkıyoruz düşüyoruz. Üstümüze geliyorlar, üstümüze kusuyorlar. Bir turna sürüsü olup havalanıyoruz. Kalabalık bir katar tutuyor başımız. Bulutların üstünde süzüm süzüm süzülüyoruz. Bir görünüp bir kayboluyoruz. Semaha duruyoruz. Dönerken Otel Madımak'ın orta yerine düşüveriyoruz aleve atıyorlar. Nefes alamıyoruz, Yanıyoruz.

Üstümüze geliyorlar. Susuyoruz. Hakaret ediyorlar. Susuyoruz. Vuruyorlar, kırıyorlar sırçadan kanatlarımızı. Susuyoruz. Kovuyorlar bizi pislik dünyalarından. Güzelleştirmeye çalışıyoruz. Tertemiz hayallerimizle dayanıyoruz şehirlerinin kapılarına. Vuruyoruz, açmıyorlar. Vuruyoruz, açmıyorlar. Kırıyoruz.

Hrant’ın vurulduğu yere düşüyor katardan bir turnanın kanadı. Gördünüz mü? Ağlıyoruz. Evlerimize giriyorlar. Direniyoruz. Ağaçlarımızı kesiyorlar. Dal oluyoruz. Sulara atıyorlar. Sal oluyoruz. Bir parmak acı sürüyorlar ağzımıza. Bal oluyoruz. Arkadaşlarımızı öldürüyorlar. Lal oluyoruz. Çığırıyoruz. Konuşamıyoruz.

Sen orospusun, diyorlar. Gülüyoruz. Gülüşümüze düşman oluyorlar. Evden çıkma diyorlar. Çıkıyoruz. Varlığımıza tahammül edemiyorlar. Erkek misin lan sen diyorlar. O erkekliği başlarına yıkıyoruz.

Gördünüz mü onları? Cani gülüşlerini, pespaye kahkahalarını işitmedi mi kulaklarınız? Hayat alanlarımızla küfürleriyle saldıranlar yoldaşlarımızı öldürüyor. Biliyoruz. Geliyorlar. Birken on, onken yüz oluyorlar. Onlar çoğaldıkça biz güçleniyoruz. Mücadeleyi katmerlendiriyoruz. Bırakmıyoruz can damarlarımızı. Sokaklarımızı, meydanlarımızı, gecelerimizi, ağaçlarımızı vermiyoruz. Kol kola girip sermayenin karşısına dikiliyoruz. Cümle karanlığa bir kibrit çakıyoruz. Gökyüzü ışıl ışıl oluyor. Bir turna katarı daha yola koyuluyor. İktidarınıza boyun eğmiyoruz.

Semah tutuyor katarın başındakiler. Mola veriyorlar. Herhal yorulmuş kuş yürekli turna canları. O kadar yorulmuş ki duymuyorlar çanları. Birden yok oluyoruz. Son gözünü kapatanın sesi yankılanıyor cömert dağlarda. "Bir turna katarı daha geliyor."

Gitmiyoruz. Bir düşersek bin kalkıyoruz. Gözyaşlarımızı damlatıyoruz yoldaşlarımızın yaralarına. Gülüyorlar. Ağlıyoruz. Ne çok ölüyoruz. Ne çok geliyoruz. Ne çok ağlıyoruz. Ne çok gülüyoruz. Ama gitmiyoruz. Toprağa düşen bir fidandan bin oluyoruz. Bin ağaçtan bin dal oluyoruz. Bin daldan bin meyve. Binimizi de yiyorlar. Bitmiyoruz. Bitmiyoruz. Bitmiyor...


Etiketler:
İstihdam