22/02/2018 | Yazar: Umut Güner

Anılarını anlatırken her daim bize “Değişecekler, değişmek zorundalar, onlar değişmezse onlar yok olacak, bu tarihi biz yazacağız” derdi.

Kürşad Kahramanoğlu ile sanırım 2000 yılı baharında tanıştım. Kaos Kültür Merkezinde tanışmıştık. Kürşad, İngiltere’de LGBTİ hareketini- insan hakları hareketi ve sendikal hareketin homofobisi ile yüzleşmesine tanıklık etmiş ve bu alanda mücadele etmiş bir aktivistti. Biz insan hakları hareketi ya da sendikal hareket ile ilgili bir sıkıntımızı paylaştığımızda bugün hayranlıkla izlediğimiz Britanya’nın hiç de de o kadar aydınlık ve beyaz bir tarihi olmadığını anlatır; insan hakları, sendikal hareketin nasıl dönüştüğüne ilişkin örnekleri verirdi. PRIDE filmini izlemeden yıllar önce biz bu hikayeyi Kürşad’dan dinlemiştik. Ya da Türkiye’de kuruluşunun 15. yılını kutlayan Uluslararası Af Örgütü’nün Genel Kurulunu Londra’da nasıl bastıklarını ve LGBTİ alanında çalışmaya başladıklarını da gene Kürşad’dan dinleme fırsatımız olmuştu. Bu anılarını anlatırken her daim bize “Değişecekler, değişmek zorundalar, onlar değişmezse onlar yok olacak, bu tarihi biz yazacağız” derdi. Bu yüzden hep bir akran ilişkimiz vardı.

Kürşad’ın vefatı sonrasında 2000’lerin başından beri hareketin içinde olan, yoldaşlık hukukumuzun geliştiği, yoldaşlıkla birbirimize hareket içinde yarenlik yaptığımız aktivistlerle birebir konuşmalarımızda hep şu cümleler dilimize dolaştı. “Kürşad anlatırdı, biz Türkiye için imkansız derdik ama şimdi onu yapıyoruz.”, “Kürşad’ın deneyimleri bize çok uzak gelirdi ama şimdi onun deneyimlediği ve bizimle paylaştığı bir hat üzerinden ilerliyor hareketimiz”. Evet gerçekten de 2000’lerin başında daha anarşizan gençlerken hatta Kürşad’ı da yer yer kendimizce ti’ye aldığımız zamanlar bile incelikle kibarlıkla derdini bize anlatmaya çalışırdı.

Kaos GL gibi her şeyi yoktan vareden bir örgüt için Kürşad gibi aktivistler fazlaca kıymetlidirler. Toplumsal dayanışma, örgütler dayanışma kültürünün gelişmediği bir de üstüne üstlük homofobileri nedeniyle insanların yan yana durmaktan imtina ettiği bir dönemde yanı başınızda olan insan sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Kürşad Kahramanoğlu o bir elin parmaklarından biri idi Kaos GL için. Yurt dışından birine ulaşmak istediğimiz de, etkinliğe gelmesini istediğimiz de Kürşad üzerinden ilerledik. Uzunca bir süre uluslararası alandaki en büyük referansımız Kürşad Kahramanoğlu oldu. Kürşad’a bir şey sorduğumuz da mutlaka o alana ilişkin önerileri ve alternatifleri sıralardı.

Hareketin içinde “yılların aktivisti” ya da “dinozor aktivist” sıfatları benim ki 40’larında olan aktivistler için söyleniyor. Yani bizler bu işe gönül verdiğimiz de bizden bir önceki kuşaktan bir şey devşirmedik, devşiremedik, dinlediğimiz bir deneyim yada devraldığımız bir miras olmadı. Kürşad’ın deneyimi ve onunla kurduğumuz ilişki bu yüzden de bizim için biricikti.

Ben en son sonbaharda kendisiyle görüştüm. İki üç saat sohbet etme imkanım oldu. İlk kez kişisel hayatlarımız üzerinden konuştuk ama bunu konuşurken de bir şekilde işi aktivizme bağladık. Bana, “kendin için mücadele ederken, mutlu olmayı ve hayattan keyif almayı unutma” tavsiyesinde bulunmuştu. Kendi adıma “Kürşad bunu nasıl yapabiliriz” sorusuna yanıt alamayacağımı bilmek kadar eski aktivistlerle birlikte onu kaybettiğimiz zamanki düşüncelerimizi kendisiyle paylaşamıyor olmak üzüyor. Ancak diğer yandan ona sürekli akıl danışmalarımızın, ona olan güvenimizi kendine hissettirdiğinden eminim.

Bir Kaos GL’li aktivisti kaybetmenin üzüntüsüyle…

Kürşad Kahramanoğlu 13 Ocak günü hayatını kaybetti. Ardından Kaos GL’nin açıklaması şöyleydi:

“Derneğimiz Kaos GL’nin Yönetim Kurulu Üyeliği, Uluslararası Lezbiyen ve Gey Birliği (ILGA) Genel Sekreterliği, UNISON sendikasında dış ilişkiler koordinatörlüğü gibi sorumlulukları da üstlenen dostumuz, yoldaşımız, arkadaşımız gazeteci, yazar, sendikacı, akademisyen, LGBTİ ve insan hakları aktivisti Kürşad Kahramanoğlu’nun vefat haberini aldık.

“Homofobi ve transfobiye karşı mücadelemizde kendisinden çok şey öğrendiğimiz, her daim bizle dayanışma içerisinde olan, bizi asla yalnız bırakmayan Kahramanoğlu yeri doldurulamayacak bir yoldaş oldu bizler için. Sevenlerinin, LGBTİ toplumunun, uluslararası insan hakları hareketi ve sendikal hareketin başı sağolsun…”

Fotoğraflar: Kürşad Kahramanoğlu’nun da katıldığı ilk 17 Mayıs Uluslararası Homofobi Karşıtı Yürüyüş, Ankara 2008


Etiketler:
İstihdam