18/08/2017 | Yazar: Umut Güner

İlknur bizim mücadelemize eşlik ve tanıklık etti! Biz de İlknur Üstün’e tanığız!

İlknur Üstün ile yollarımız nasıl keşişti hatırlamıyorum. Sanki hep tanıyorum gibi geliyor. İlk nerede karşılaştık, kimin toplantısıydı bilmiyorum ama sanki İlknur’u kendimi aktivist bildim bileli tanıyorum gibi geliyor. Hafızamı zorladığımda beni 2004 yılına kadar götürüyor. Gerisi meçhul.

Kaos GL’nin dernekleşmesi sürecinde, dernek içindeki cinsiyetçilik tartışmalarını nasıl dönüştürücü bir sürece evriltebiliriz sorusunu sorduğumuzda, karşımıza çıkan üç isimden biri idi İlknur Üstün. 2000’lerin ilk yarısında Ankara’da feminist olup aynı zamanda heteroseksizm meselesini dert edinen onlarca kadının olmadığı zamanlardan beri kendisini tanıyoruz, tanıyorum. Feminizm, insan hakları, örgütlenme, kadın sağlığı, insan hakları eğitimi hatta daha genel başlıkla sivil toplum meselelerinde aklımız ne zaman karışsa aklımıza gelen ilk isimdi İlknur Üstün. Cinsiyetçi bir söylemde bulunsanız, bir yol yöntem hatası yapsanız dahi İlknur o kadar şiddetsiz, o kadar sakin ve duru duru derdini anlatırdı ki; birlikte çözüm bulurdunuz.

2008 yılında eşcinsel ve biseksüel kadınlara yönelik nasıl bir proje yapabiliriz toplantısı yaptık Kaos GL’den kadınlar, İlknur, Melek ve Aksu ile. İlknur kendiliğinden toplantının ev sahibi, moderatörü olmuştu.

2010 yılında Pembe Hayat ile Kaos GL arasında yaşanan tatsız gerginliği çözmek için de İlknur Üstün’ün kapısını çalmıştık. Her iki derneğin de üstünde uzlaştığı, bize eşit mesafeden yaklaşacağını bildiğimiz biri idi İlknur. Nitekim o toplantının da moderasyonunu üstlendi. İki derneğin çalışanları, gönüllüleri ile toplantımızı yaptık. Gergin başladığımız toplantı sonrasında İlknur’un yönlendirmeleri ile tokalaşarak ayrılmıştık. Şu anda düşünüyorum da, kaç kişi gönüllü olarak bunu dert edip üstlenirdi? İki örgütün birikmiş ve katmanlaşmış sorunlarını çözmek için sorumluluk almayı kabul ederdi?

Kaos GL Danışma Kurulu oluşturduğumuzda aklımıza ilk gelen isimlerden biri idi İlknur Üstün. Sonrasında ombuds sorumlumuz olmayı kabul etti.

İlknur sadece bizim talebimizle bizimle ilişkilenmekle kalmadı. Mücadele ettiği her alana bizi taşıdı. Kaos GL’nin o alanlarda olması için bizimle birlikte, hatta bazen bizden önce mücadele ettiğini biliyoruz.

Son iki senedir de sadece Kaos GL üzerinden değil, Uluslararası Af Örgütü İnsan Hakları Eğitimleri alanında İlknur ile birlikte çalışma imkânı buluyoruz. İlknur her konuştuğunda sanki Kaos GL’nin hassasiyetlerini aktarıyor gibi geliyor ya da bir şey anlatmak istiyorum ama anlatamadığımı düşündüğüm anda İlknur toparlıyor.

İlknur’un gözaltına alındığı süreden bugüne sürekli Kaos GL’de kendisinden bahsederken, “İlknur bizim canımız” diyerek cümleler kuruyorum, kuruluyor. İlknur gerçekten bizim canımız, samimiyetinden kuşku duymadan, yanlış anlaşılır mıyım diye bir an olsun düşünmeden ve başımız ne zaman sıkışsa yanı başımızda olacağını bildiğimiz canımız.

İlknur serbest bırakıldığında hemencecik başına ekşimek istemedik, istemedim. Biraz nefes alsın, görürüz, sıkı sıkı sarılırız, dertleşiriz dedim. Sonra yeniden tutuklanma kararı…

İlknur’un gündeminde o yandaş medyada aktarılan çirkin ithamlar yok. İlknur’un gündeminde, feminizm var. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi var, LGBTİ’ler var, insan hakları eğitimi var, başörtülü kadınlar var, eşcinsel ve biseksüel kadınlar var, kadınların eşitlik mücadelesi var. İlknur Üstün serbest kalana kadar bizim gündemimiz de İlknur Üstün olacak.

İlknur bizim mücadelemize eşlik ve tanıklık etti! Biz de İlknur Üstün’e tanığız!

*Bu yazı Kadın Koalisyonu’nun tutuklu insan hakları savunucusu İlknur Üstün ile dayanışmak için başlattığı İlknur’a Mektuplar kampanyası kapsamında yazılmıştır.


Etiketler: insan hakları
İstihdam