10/02/2016 | Yazar: Ali Ersen Erol

Resmedildiği şekliyle, hiç bir şey devleti tanımaktan daha kolay değildir.

[bir tuvalde devlet resmi, altında da ‘bu bir devlet değildir’ yazdığını hayal edin]

Resmedildiği şekliyle, hiç bir şey devleti tanımaktan daha kolay değildir; "devletin ismini" telaffuz etmekten—ki dilimiz bunu bizim yerimize de bilir—daha kolay değildir hiç bir şey. Şimdi, resme yabancılık katan resim ve yazı arasındaki "çelişki" değil. Çelişki sadece iki söylem arasında, ya da aynı söylemin içinde var olabilir. Burada açıkça bir tane var, ama çelişkili olamaz çünkü cümlenin öznesi basit bir gösterge. Yanlış, o zaman, çünkü "gösterilen"—açıkça bir devlet—bunu doğrulamıyor. Ama yukarıdaki metinin üzerinde kesişen çizgilerin devlet olduğuna kim gerçekten karşı çıkar ki? Şunu mu demeliyiz: Tanrım, ne kadar da basit! Söylem mükemmel bir biçimde doğru çünkü belli ki devleti temsil eden çizim devletin kendisi değil. Ama dilin bir geleneği var: Bu çizim nedir? Neden bir buzağı, bir kare, bir çiçek? Temeli olan eski bir gelenek, çünkü böylesine bilgin ve akademik bir çizimin amacı tanınmayı sağlamak, temsil ettiği nesnenin benzersiz ve tereddütsüz bir şekilde görünmesi. Maddesi ne olursa olsun, kağıt ya da karatahta, grafit ya da tebeşir tozu. Bir ok gibi belli bir devlete ya da uzaktaki ya da başka bir yerdeki devlete nişan almıyor. O bir devlet.

Bizi yanlış yönlendiren, metini resme bağlamanın kaçınılmazlığı (gösterge zamirinin, devlet kelimesinin anlamının, ve resmin benzerliğinin bizi yapmaya davet ettiği gibi)—ve bu iddianın doğru, yanlış, ya da çelişkili olduğunu söylememize yardımcı olacak bir bakış açısı tanımlayabilmenin imkansızlığı.

Resmin alanından kovulduğunda, birbirine gönderme yapan şeylerin ilişkisinden dışlandığında, benzerlik ortadan kaybolur. Ama başka bir yerde hüküm sürmek için, benzerliğin sonsuz oyunundan kurtulmak için değil mi? Benzerliğin rolü, şeyleri göstermekte egemen olması değil midir? Benzerlik, maddenin olduğu kadar düşüncenin de özelliği değil midir?

O zaman gerçek bir devlete çok benzeyen bir devlet çizimini; yazılan metine güçlü bir benzerlik gösteren bir metin çizimini göze önünde bulunduralım. Aslında, çelişkili ya da beraber olsun, bu unsurlar sahip olmaları gereken içsel benzerliği yok ediyorlar ve yavaşça bir benzerlik ağı açıyorlar. Bu açılma, gerçek bir devlete değil, ama diğer benzer unsurlara oluyor ki, bu ağa çizildiği zaman esası olmayan bir taklidin yerini alsın. "Bu bir devlet değildir" de olan her unsur, olumsuz bir söylem olabilir, çünkü benzerlikle beraber, benzerliğin gerçekliğinin iddiasını da reddediyor—ama temelde doğrulayıcı: gerçeği olmayan bir taklidi doğruluyor, benzerlik ağındaki bir unsuru doğruluyor.

Bir gün gelecek, benzerlik yolu, sonsuz bir seri boyunca, bir imge boyunca, sahip olduğu isimle beraber anlatılacak, tüm kimliğini kaybedecek.


Etiketler:
İstihdam