02/10/2013 | Yazar: C

‘Namus bacak aramda mı ulan’ diye sokaklarda bağıranlar, orospuluk damgası korkusuyla pozisyon beğenmiyor, anal uyarılmadan haz alan erkekler "yoksa ben ibne miyim" diye telaşa kapılıyor.

Evet, gördüğünüz gibi paketten ben çıkmadım, kuş da çıkmadı. Zaten uçacak kuş pakette durmaz velhasıl demokrasinin ilerisi de, paketi de olmaz. Masala bağladık, kişinin teki bize bizim olanı teklif ediyor. Teklif de etmiyor, bahşediyor. Sağolsun, sayesinde konuşacak konumuz hiç bitmiyor. Ama sağlığına duacı değiliz, çünkü biz konuşacak konu buluruz.
 
Cumartesi gecesiydi. Gündüz çalışmış, güneş batmadan demlenmeye başlamıştım, yorgunluk da bastırınca apar topar eve geldim. Çayımı koydum, takılıyorum.
 
Telefon çaldı. Eda arıyordu, nefes nefese ve heyecanla "kızııım gelmelisin, Yonca’ya dildo lazım, sana soracakları var" dedi. Seks shop’um yok, ama oyuncakları severim. Hemmen hazırlanıp çıktım.
 
Gittiğimde herkes sarhoştu. Uygun birini bulamayıp bir türlü enerjisini atamayan bedenlerle doluydu bar. Herkes sevişmek istiyordu. Yonca’ya konuyu anlatmaya "ne kadar bütçen var" sorusuyla başladım, aslında hemen çeşitlerine gelmek istiyorduk, geldik.  Titreşimliler, klitorise baskı uygulayanlar, oynar başlıklı vibratörler, çift taraflı penisler, kayganlaştırıcılar...
 
Çift taraflı penise gelince şöyle bir durdu Yonca, "aaa o olmaz!"
 
“Bilemeyiz ki” dedim, “bilemezsin denemeden.”
 
Sohbet koyulaştı.  Zaten herkesin en sevdiği konu… En hiç işim olmazcı bile, istemem yan cebime koy edasıyla dinler konuşulanları. Neyse…
 
Çıkan sonuç şuydu: kimse bir avuç et parçasıyla nasıl başa çıkacağını bilmiyordu. Kadın erkek herkeste bir göt deliği korkusu vardı, herkes homofobik, herkes de bir iffet. “Namus bacak aramda mı ulan” diye sokaklarda bağıranlar, orospuluk damgası korkusuyla pozisyon beğenmiyor, anal uyarılmadan haz alan erkekler "yoksa ben ibne miyim" diye telaşa kapılıyordu. Kimse yatakta rahat değildi, ee orgazmı gören de yoktu.
 
Bir mastürbasyon bile çok görülüyordu bedenlere çoğu zaman. Oysa mastürbasyon yapmak haz verir, insanın kendi bedenini keşfetmesini sağlar ve kolaydır. Yani penisiniz ya da vajinanıza dokunmak için sohbetler etmenize, biralar içmenize, güzel gözükmenize, çok konforlu bir yer bulmanıza gerek yoktur.
 
Çoğu kişi cinselliği sadece birleşme olarak görür, öyle tanımlar. Böyle tanımladıkça da kurallar üretmeye başlar. Entelektüel olsun, yok sporcu olsun, dar kıyafetler giysin, şık olsun, konuşmayı bilsin, açık olsun, karizmatik olsun, güzel söz söylemeyi bilsin, içkimi o ısmarlasın, evi olsun, işi olsun, arabası olsun, kara olsun, kızıl olsun, kıllı olsun, kılsız olsun, uzun bacaklı olsun, kısık gözlü olsun, zayıf olsun, göbekli olsun, tuttuğu altın olsun… Olsun da olsun. Şart üstüne şart, ancak o zaman açacak bacakları, ancak o zaman dikleştirecek çubuğu haspam.
 
Bir ilişkin olsa da olmasa da, evli olsan da olmasan da (bunu özellikle yazıyorum ki, bazıları ilişki ve evliliği ayrı tutar –öyle ya karısı orospu mu siksin-) birleşme yaşadıysan da yaşamadıysan da, 13 yaşında bir ergen de 43 yaşında bir yetişkin de 83 yaşında bir ihtiyar da olsan, ve kadın da olsan, kafanı özgür bırakacaksın, hayal kuracak, kendine dokunacaksın.
 
Zaman harcayacaksın, kendine emek vereceksin, belki bir ayna alıp karşısında soyunacaksın. Öyle hızlı hızlı banyo sonrası giyinmesinden bahsetmiyorum. Çıplaklıktan bahsediyorum. Bir bak kendine, sev bedenini. Sen sevmezsen başkasının sevmesini nasıl bekleyesin? Sen hazzı keşfetmezsen partnerini nasıl yönlendiresin? Sevişmelisin. Önce kendinle, sonra partnerinle.
 
Ayrıca aksi ispatlanana kadar hepimiz biseksüeliz. Ve aksi, ancak öldüğümüzde ispatlanabilir. Kim bilebilir ki bir gün hemcinsinden hoşlanmayacağını?
 
Hayat kısa, öyle çok kafa yormayın. Oyuncaklı-oyuncaksız, elli-dilli, önlü-arkalı bırakınız bedeninizi hazza… Mutlu olacaksınız.

Etiketler: yaşam, cinsellik
İstihdam