16/05/2009 | Yazar: Alex Bora

Aslında anlatılması gereken çok şey var bu toplum ahlak kuralları çerçevesinde.

Aslında anlatılması gereken çok şey var bu toplum ahlak kuralları çerçevesinde. Ama nedense insanlar sadece kendileri için olanları veya kendine uygun olanı seçip bir de o şekilde olayı yorumlamayı tercih ediyor.

Yeri ve tam zamanı olarak düşündüğüm Homofobi Karşıtı Yürüyüşlerin düzenlendiği bu günlerde ben de iş arkadaşlarıma, aileme, kısacası günümü geçirdiğim insanlara eşcinselliğe bakış açılarını sorsam nasıl bir cevap alırım diye düşündüm…

Onlara bir tek soru sordum: "bir gün oğlunuz, kızınız veya arkadaşınız size eşcinsel olduğunu söylerse nasıl bir tepki verirsiniz?"

Cevaplarına bazen üzüldüm bazen şaşırdım. İsimlerini sadece ad soyadı şeklinde baş harflerini yazıyorum, sonuçta onların bu olaydan haberleri yok.

 
G.A. (Öğretmen): Yıllardır aynı konu çevresinde çok olaylar ve çok tartışmalar oldu. Bu bir gerçek tabi yaratılıştan mı yoksa sonradan kazanılan bir edim mi bilmiyorum ben de. Ama benin çocuğum bana böyle bir durumda olduğunu söylerse direk psikiyatra götürür tedavi ettiririm. İyileşmesine yardımcı olurum ve gerekirse ona yaptırım da uygulayabilirim.
 
Eşcinselliğin hastalık olmadığını hâlâ ona anlatamadım. Ben onun  düşüncesine saygı duyuyorum ama o eğitimci olmasına rağmen kendini eğitmekte hâlâ güçlük çektiği belli.
 
S.R. (Yönetici): Böyle bir şey başıma gelirse tepkim çok sert olur karşımdakine. Hem bu başlı başlına isyan değil midir doğaya? Tanrı insanları kadın-erkek diye yaratmış ki insanın soyu tükenmesin diye ama bu şekilde yaşayan insanlar çıkıyorsa onların kendileriyle sorunları var demektir. Ya ret edilme duygusunu aşırı yaşayıp kendilerini farklı yönlere çekiyorlar ya da farklı yaşamak istiyorlar. Ben eşcinselliğin doğuştan geldiğine inanmıyorum, öyle olsaydı Lut kavmi neden helak edilsin ki?
 
C.Y. (Memur): Aslında gerekçeli bir şekilde karşımdaki kendini bana anlatırsa belki onu kabul ederim diye düşünüyorum. Sonuçta toplumumuzun bu tip olaylara baya karşı olduğunu biliyoruz. Ama insanları dışlayarak bir yere varamayız. Bazıları da belki de sırf tepki çekmemek için üstü kapalı yaşıyor ilişkilerini. Ben biraz ılımlı bakıyorum aslında. Sonuçta kimse herkesin tepkisini çekecek bir davranışta bulunmaz veya sırf ilgi çekecem diye farklı yönelimlerde bulunmaz. Benim oğlum veya kızım söylerse tabii ki de kabullenmek çok zor olur ama çocuğumdan vazgeçeceğime toplumdan vazgeçerim desem yeridir. Bir insanın bana göre kişiliği daha önemlidir. Eğer insan dürüstse işini iyi yapıyorsa bana ne onun cinsel tercihinden.
 
A.D. (Ögrenci-eşcinsel): İnsanlara göre çok büyük günah işliyoruz veya sapıklık yapıyoruz. Ama onların da bizim hakkımızda bilmedikleri o kadar çok şey var ki! Bir insanı tanımadan sadece dış görünüşle nasıl onun hakkında yorum yapabiliyorlar anlamış değilim. Ben bazı şeylere kısıyorum kendimi. Toplumun tepkisini çekmemek için gizli saklı yaşıyorum hayatımı. Biraz beddua gibi olacak ama umarım bir gün onların da ailesinden biri eşcinsel olduğunu açıklar ve o zaman ne yapacaklar görmek lazım.
 
H.Ç. (Emekli): Ben bir erkek çocuğun kız gibi küpe takmasına ve de saç uzatmasına karşıyım. Erkek kendine yakışanı yapmalı. Biz zaten ne zaman Avrupa’yı kendimize örnek alsak hep kötü yönlerini alıyoruz. Bunlar bana göre Avrupa’nın hâlâ Türkleri çökertme çabasının olduğunun göstergesidir. Ama bizim gençliğimiz bu şekilde yaşarsa bu ülkenin hali hiç de iyiye gitmiyor.
 
D.K. (Eşcinsel-öğretmen): İşim ve ailem gereği ben de eşcinsel olduğunu saklayan bireylerdenim. Ailem muhafazakâr görüşlü olduğu içinde açıklamayacam gibi bir şey benimkisi. Din toplum aile baskısı yüzünden Türkiye'de eşcinsellik hep tartışılacak ama bir çözüm bulanamayan konu olarak kalacak. Televizyonda bu konuyu araştırmadan çıkıp konuşan o kadar insan var ki sözde bunlar aydın insanlar. Aslında bunlar bana göre o kadar kör ki veya at gözlüğü takmışlar, çevresinde olup bitenleri gözlemlemiyorlar. Konu 2-3 kişinin bir araya gelip çözüm bulmaya çalışması değil işte bu konuda Avrupa’ya danışmak lazım bence onlar nasıl eşcinsel bireylerin varlığını kabul ediyorlar. Yoksa onlar dinsiz de veya aile kavramı yok da sadece Türkiye’ye özgü bir şey mi bu. O kadar çok konuşulması gereken konu varken aslında birilerin çıkıp sadece insanların cinsel eğilimlerini ön plana atmaları saçma. Mesela Cemil İpekçi dünyanın tanıdığı moda tasarımcısı ama halen eşcinsel olduğu için eleştiri alır. Bizim Avrupalı olmamız için daha çok düşüncelerimizin değişmesi lazım.
 
Birkaçının düşüncesini yazdım buraya. Artık her gün bir televizyon kanalında insanların çıkıp bilgisizce eşcinsellik hakkında konuşmalarından bıktık. En son Ali Bulaç diye biri çıktı saçmaladı durdu. Bizi rahat bırakın. Böyle ahlak olacaksa AHLAKINIZ BATSIN...
 

Etiketler:
İstihdam