14/05/2014 | Yazar: Bawer Çakır

"Aynı zamanda bir süredir heteroseksüellere benzemeye çalışan orta sınıf beyaz gey ve lezbiyen hareketini uyuduğu uykudan uyandırdı."

Kılı erkeğe armağan edip kadınlara kılları almayı dayatan toplumsal normlara karşı bir Zümrüdüanka gibi yükselen Conchita sadece yarışmayı kazanmakla kalmadı. Aynı zamanda bir süredir heteroseksüellere benzemeye çalışan orta sınıf beyaz gey ve lezbiyen hareketini uyuduğu uykudan uyandırdı.
 
Ekonomik kriz, giderek artan yabancı düşmanlığı, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, ülkelerinden Avrupa’ya gitmeye çalışırken bindikleri botların batması sonucu hayatını kaybeden mülteciler ve daha nicesi... Avrupa’nın gündemi haftalardır bunlardan hiçbiri değil. Koca kıta günlerdir bunları değil, Eurovision şarkı yarışmasına Avusturya adına katılan Conchita Wurst’u ve sakallarını konuşuyor.
 
Peki Conchita’nın sakalları koca kıtayı neden gerdi? Bu sakalların hikmeti neydi?
 
Sanırım herkes artık hikayeyi biliyor. Bilmeyenler için kısa bir özet geçelim:
 
Bu yıl 59.’su düzenlenen Eurovision Şarkı Yarışması’na Avusturya adına Conchita Wurst’un katılmasının açıklanmasıyla başladı bütün tantana. Çünkü bir drag sanatçısı olan ve kendinden bahsederken kadın zamirini kullanan şarkıcının ufak bir “problemi” vardı: Sakalları.
 
Uzun lepiska saçları, makyajı ve güçlü yorumuyla bir kadın “gibi” görünen Conchita ezberimizdeki kadın imajına uymayan sakallarıyla yarışmaya katılmaya karar verdi. Rise Like a Phoenix (Zümrüdüanka Gibi Yükseliyorum) isimli şarkısında kendi hikayesini anlatan şarkıcı şöyle diyordu:
 
“Yıkıntılar arasında uyanıyoruz
Cam kırıkları üzerinde yürüyoruz
Komşular bunlar bela diyor
E, o zamanlar geride kaldı
Aynadan bakan
Yo, bu ben değilim
Bana yaklaşan bir yabancı
Kim olabilir bu...”
 
Aynaya baktığında gördüğü kişinin kendi olmadığını fark ettikten sonra kendi olmak için yola çıkan ve bunun için ne istediğine karar veren Conchita şöyle devam ediyordu hikayesini anlatmaya:
 
“Görsen tanıyamazsın bugün beni
Sönen ışıktan çıkıp uçuyorum
Zümrüdüanka gibi
Küllerimden yükseliyorum
İntikam değil de
Diyet benim aradığım
Demedi deme
Ben dönüşmeye göreyim
Ben yeniden doğmaya göreyim
Biliyorsun Zümrüdüanka gibi yükselirim
Alevim de sensin.”
 
İstediği bir intikam değildi. Sadece kendi olmak istiyordu ve bunun için de ne gerekirse yapmaya hazırdı. Amacı bugün onun hakkında süregiden tartışmaları başlatmak mıydı bilmiyoruz ancak Conchita her kendi olmak ve böyle kabil edilmek isteyenler için yaptıklarıyla bir rol model, bir umut, toplumsal tabuları oluşturanlar ve insanları bu tabulara ve kalıplar hapsedenler için de kabus oldu. İyi ki de oldu!
 
Onun yarışmaya katılacağının açıklanmasının hemen ardından “bu nasıl kadın. Sakallı kadın olur mu” tartışmaları alev aldı. Çevreye verdiği rahatsızlık, aldığı tepkiler, yerle bir ettiği toplumsal cinsiyet rolleri ile o rollerin üzerine kendi toplumsal yapısını ve ahlakını inşa etmiş ülkeleri rahatsız etti. Bununla da kalmadı, karşı bir kampanyayı da harekete geçirdi.
 
Rusya’nın başını çektiği homofobi/transfobi kalesi Ukrayna ve Belarus bir imza kampanyası başlatarak Conchita’nın yarışmadan ihraç edilmesini talep ettiler. Ermensitan da onlara katıldı. (Türkiye’nin yarışmaya katılması halinde bu kampanyaya destek vereceğinden şüphesi olan yoktur sanıyorum. Varsa şayet Ak Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır’ın yazıp sildiği “Eurovision Şarkı Yarışması’nı  kazanan Avusturyalıya baktıkça, ‘iyi ki bu yarışmaya artık katılmıyoruz’ diyorum” tweetini okumalarını öneriyorum). Bu talep destek görmeyince de, yayıncı kuruluştan Concihta sahneye çıktığında kendi ülkelerindeki yayının engellenmesini istediler. Bunu kendilerinin yapacağıyla tehdit ettiler. Ne gam!
 
Eşcinsel karşıtı yasayı uygulamaya koyarak tepkileri üzerine çeken ve ülkede yaşayan LGBTİ’leri hedef haline getiren Rusya’nın Başbakan Yardımcısı Dmitry Rogozin, "Bu sonuç Avrupa’yla entegrasyondan yana olanlara Avrupa’nın geleceğini gösterdi: Sakallı bir kız" diye tweet atarken, aşırı sağcı lider Vladimir Jirinovski söyle buyurdu;
 
“Bu Avrupa’nın sonudur. Avrupa’da artık erkek ya da kadın yok. ’O’ var... Sovyet ordusu 50 yıl önce Avusturya’yı işgal etti. Avusturya’yı özgür bırakmakla hata yapmışız. Orada kalmalıydık.”
 
Çıkardığı anti-gey yasa ile LGBTİ insanları kriminalize edip hedef haline getiren Rusya’dan gelen bu açıklamalar kimseyi şaşırtmadı, ancak uzun süredir bu konuda tepkili olan ve Rus büyükelçilikleri önünde eylemler yapan Avrupalı LGBTİ’leri harekete geçirdi. Conchita karşıtı kampanyaya karşı LGBTİ’ler Avusturyalı şarkıcıdan yana tavır aldı ve yarışmanın sonucunu da büyük oranda bu dayanışma belirledi. Hem Conchita hem de LGBTİ’ler Doğu Avrupa’lı homofobi/transfobi korosuna karşı doğal bir şekilde birleşti. Ne kadar teşekkür etsek az.
 
Tepkiler sadece Rusya, Ukrayna, Belarus ve Ermenistan’dan gelmedi tabii. Çok sayıda LGBTİ de Conchita’yı eleştiren şeyler yazdılar. Ona maskara diyen de oldu böyle bizleri rezil ediyor diyen de. Kadın mı erkek mi belli değil diye onu aşağılayan transların yorumları ya da bu toplum bu gibiler yüzünden bize saygı göstermiyor diye feryat eden gey... Conchita sadece heteroseksüellerin değil birçok sayıları az olsa da LGBTİ’lerin de nefretine maruz kaldı.
 
Peki bu rahatsızlığın nedeni ne?
Aslında bu sorunun yanıtı Rusya’nın aşırı sağcı Liberal Demokrat Parti lideri Jirinovski’nin açıklamalarında. Avrupa’daki LGBTİ özgürlük hareketinden ve kazanımlardan duyulan rahatsızlığa karşı kendi homofobik/transfobik cephesini yaratmaya çalışan Rusya kendi ülkesinde uyguladığı yasanın ve LGBTİ insanlara yönelik şiddeti açıkça desteklediğinin tepki alması üzerine açtıkları savaşta yeni cepheler kazanma hırsıyla Conchita’ya saldırdı. O’nu yarışmadan attırarak bir “zafer” daha kazanmak istiyorlardı ancak yaptığı plan geri tepki ve kaybeden kendileri ve peşine takılanlar oldu.
 
Bizleri kadın ve erkek bedenlerine hapseden, bu bedenlerin dışına taşmamıza müsade etmeyen bu zihniyet ve kendi olabilmek için çok sayıda riski alarak hayatına devam eden insanın mücadelesi ve birikmiş öfkesi Conchita’nın zaferiyle taçlandırıldı.
 
Avusturyalı şarkıcının sakalları kadın şöyle olmalıdır, erkek de böyle diye kafamıza vura vura dayatılan ve hepimizi aynı fabrikadan çıkmış gibi giydiren/süsleyen/gösteren/görmek isteyenlere karşı bunu reddederek her türlü dışlanmaya göğüs geren ve kendi gibi olmaya çalışan/olan insanların simgesine dönüşüverdi.
 
Kılı erkeğe armağan edip kadınlara yüzlerinde, bacaklarında, koltuk altlarında çıkan kılları almayı dayatan toplumsal normlara karşı bir Zümrüdüanka gibi yükselen Conchita sadece yarışmayı kazanmakla kalmadı. Aynı zamanda bir süredir heteroseksüellere benzemeye çalışan orta sınıf beyaz gey ve lezbiyen hareketini da silkeleyerek uyuduğu uykudan uyandırdı. Mücadelenin heteroseksüeller gibi değil kendi gibi olma mücadelesi olduğunu tekrar hatırlattı. Ödül konuşmasında hedeflediğimiz ve beklediğimiz şeyin tolere edilmek değil eşit bir şekilde yaşamak olduğunun altını çizerek de son yıllarda heteroseksüel topluma ve ahlak yapısına entegre olmaya çalışan bu orta sınıf harekete de -umuyorum ki- çimdiğini attı.
 
Conchita Wurst bilerek ya da bilmeyerek sadece homofobik/transfobiklere değil, çok uzun süredir kendileri gibi LGBTİ’ler görmek isteyen, bunu da homofobi karşıtlığı kılıfıyla süsleyen beyaz orta sınıf heteroseksüel topluma “biz size benzemeyeceğiz. Biz siz gibi olmayacağız, zorunda da değiliz. Biz buyuz, nasıl istersek de öyle olacağız. Ve sizlerle eşit olmak, haklardan eşit şekilde yararlanmak istiyoruz” dedi. Mesajın yerine ulaşıp ulaşmadığını ise zaman gösterecek. (Agos) 

Etiketler:
nefret