10/02/2012 | Yazar: Ramazan Başar

Seçme özgürlüğü kısıtlanan insanların bir yandan mahremiyet hakkı ihlal edilerek başka bir hukuksuzluğun kapısı açılmaktadır.

Giderek gelişen ve hayatımızın vazgeçilmezi olan internet bir yandan eğlendirip stres atmamızı sağlayıp bilgi sunarken öte yandan insanları yozlaştırıp yalnızlığa itmektedir. Sanal ortamda enformasyon dezenformasyona uğratılarak, bilgi kirliliğiyle zihinler bulamaç haline getirilip sisteme nefes aldırır hale getirilmek istenmektedir. Bunu gerçekleştirmek için bizi bizden daha fazla düşünen "güzel ve yalnız ülkemiz" 2007 yılında yasal düzenlemeyi yeterli bulmayarak filtre uygulamaları ile otokritik sığ denizlere rotayı kırmıştır…

Yasalar korur mu- Sansür mü, yoksa Foucault yanılıyor mu?
Son zamanlarda filtre uygulaması ile birlikte yaşanan tartışmalar modern toplumların denetim ve gözetim altına alındığının en açık örneğidir. “Güvenlik için gözetim” uygulamalarıyla açık hapishaneye dönüştürülen zihinler, devletin ideolojik aygıt aracına dönüştürdüğü yasalarla birbirine mesafe koyan ve güvenmeyen toplum meydana getirmektedir. (Tabii ki Foucault haklı beyler)  Hapishanenin Doğuşu adlı eserinde iktidarın toplum üzerindeki tahakkümünü ’panopticon’ nitelendirmesiyle zihinlerimize uyarıda bulunmuştur. Althusser’in “ideoloji ve devletin ideolojik aygıtları” eserinde de dikkat çektiği gibi sistem topluma mal olmuş kişilikler ve afyon haline getirilmiş değer yargıları arkasına alıp, gizli kapaklı her haltı paramiliter örgütlerle yapıp, görünürde ise bu çürümüşlüğü yasal düzenlemeler ile meşru hale getirmektedir. 13 yaşında 26 kişinin tecavüzüne maruz kalan N.Ç.’nin kendi rızasıyla ilişkiye girdiğini kanaat getiren yargı sistemi Gramsci’nin rıza imalatını haklı çıkaran niteliktedir. Sistemin dayanılmaz ahlaksızlığı bu insanları da haklı çıkarıp! Çarpık ahlak yasalarını koruma ve kollamaktan öteye gidemeyip egemenin ideolojik aygıtlarıyla küçük bir kız nezdinde tüm halkın yüreğine tedirginlik salıp sindirilmek ve susturulmak istenmiştir.
             
Temiz ve güvenli uygulamalar diye bilince aşılanan düzenlemeler, toplumda histeri ve öfke kabarmasını biriktirip paranoyak bir ikilemde bırakmaktadır. Seçme özgürlüğü kısıtlanan insanların bir yandan mahremiyet hakkı ihlal edilerek başka bir hukuksuzluğun kapısı açılmaktadır. Ülkemizde hukuk dışı dinleme, gözetleme ve izleme konusunda kabarık olan sicilini göz önünde tutarsak bu kanun adı altında yapılan kanunsuzlukların ne kadar havada kaldığını ve birilerini es geçtiğini görürüz.
 

Etiketler:
nefret