02/10/2013 | Yazar: Ozan Gezmiş

Peki, her gün şiddetle iç içe yaşayan ve hatta öldürülen LGBT’lerin yine bir ‘demokrasi’ paketinde anılmamış olması ne anlama geliyor?

Geçtiğimiz gün Başbakan Erdoğan kaçıncısı olduğunu artık unuttuğumuz “yeni” bir demokrasi paketi daha açıkladı. Kürt sorunun çözümü ve insan hakları temelinde atılması gereken ciddi adımların gerekliliği aşikârken toplumda yeni ve doyurucu bir paket beklentisi yüksekti. Bu tabii ki gerçekçi bir yaklaşım değildi çünkü biliyoruz ki çarşıdan mı pazardan mı alınır tam bilmediğimiz, uzaktan duyduğumuz bir kelime bu “demokrasi”…  

Tek adam yönetiminde komplo teorileri üzerinden beslenen bir hükümetin “demokratik” bir çaba içinde olacağını düşünmek özellikle Gezi olaylarından sonra zaten pek mümkün değil ancak çözümü elzem olan Kürt sorunu için yapılması gerekenler apaçık ortada dururken hükümetin artık kaçacak yeri kalmadığını da biliyoruz. Sadece Kürtlerin değil azınlıkların, kadınların, lezbiyen, gey, biseksüel ve transların(LGBT) yani özetle demokrasi beklentisi içerisinde olan hiç kimsenin taleplerini karşılamayan oldukça yetersiz bir paketle ne yapılmak istenildiğini anlamak zor. Hakların tepeden inme, birilerinin birileri adına belirlediği bir hiyerarşide olduğuna kuvvetle inanıyor olmaları muhtemel ya da basit bir oyalama da olabilir her şey zira önümüzde yeni bir seçim dönemi mevcut…

LGBTler için ise paketteki önemli iki başlık hiç kuşkusuz nefret suçları yasası ve ayrımcılıkla mücadele komisyonuydu. Her iki başlıkta da Erdoğan konuşmasında LGBT’leri ya da cinsel yönelim, cinsiyet kimliği kavramlarını anmadı, kendisinden sadece “cinsiyet” ifadesini duyabildik. Meclis komisyonlarında yapılan tartışmalarda “cinsiyet” ifadesinin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği kavramlarını kapsamadığı ve kapsamayacağına ilişkin çok sayıda tartışma yürütüldü dolayısıyla bu kavramı Erdoğan’ın kapsayıcı olarak kullandığını düşünmek tüm inkar geçmişini de düşünürsek sanırım safdililik olur.

Peki, her gün şiddetle iç içe yaşayan ve hatta öldürülen LGBT’lerin yine bir “demokrasi” paketinde anılmamış olması ne anlama geliyor? Bu apaçık bir şekilde “LGBT’lere hayatın her alanında ayrımcılık yapılmasına devam” denilmesiyle eşdeğer çünkü biliyoruz ki evlerden okullara, okullardan iş yerlerine kadar her yer bir ayrımcılık alanı. Yasalarda yok sayılan adı bile anılmayan lgbt bireylerin yaşadığı şiddet ve baskı artık yok sayılamayacak kadar ortada ancak demokrasi derken bile lgbt bireyleri hala görmeyeceğim, duymayacağım diyen ısrarcı bir yaklaşımla karşı karşıyayız.

Yakın zamanda hiçbir sorunun çözümüne çare olmayacak bu “yeni” demokrasi paketi ile Türkiye daha demokratik bir ülke olamayacak ne yazık ki ancak bunun bizim daha çok mücadele alanı geliştirmemize vesile olması gerektiğini düşünüyorum. Bugün bize ne gibi haklar verecekler diye televizyon karşısında beklemek yerine haklarımızı kendi ellerimizle kazanmak gibi bir misyona sahibiz zira…

 

    


Etiketler:
İstihdam