03/10/2013 | Yazar: Kürşad Kahramanoğlu

‘Nefret Suçlarından’ bahsedeceksiniz, bireyin yaşam biçimine müdahaleyi suç kapsamında algılayacağız diyeceksiniz, ayrımcılık yasası da çıkaracağız diye övüneceksiniz, sonra da "cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği" ayıplarını unutuvereceksiniz öyle mi?

Demokrasi, demokrasi dedikleri ne menem şeydir? Kökleri Türk müdür, Müslüman mı? “Bizde var” diyince var mı oluyor? Çok fazla tekrar edince, manası ve önemi kaybolmuyor mu? Hakikaten evrensel mi; bütün insanlık hak ediyor mu? Vatandaşın, ülkesine, dinine, mezhebine göre değişiyor mu? Konuştuğun dil, mensub olduğun ırk demokratik haklarını belirliyor mu? Herkes demokrasiyi anlayabilir mi? İnsan demokrasiyi "cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği"ne göre mi hak ediyor? Yok sayılmaları caiz olanların da demokratik hakları var mıdır?
Bu sorular ve daha bunun gibi bir sürüleri adı “Demokratikleşme Paketi” olan şeyin geçtiğimiz Pazartesi başbakan tarafından açıklanmasından sonra beynimi doldurdu. Pakette geylerin adı yine yok! Ülkemizde sayılarının yedi milyon civarında olduğunu zannettiğim ve haklarında genellikle cahil olduğumuz, aklımızdaki yarım yamalak fikirlerlerle ve önyargılarla kirlenmiş olan bu azınlık, bir başka pakete kaldı!
 
“Nefret Suçlarından” bahsedeceksiniz, bireyin yaşam biçimine müdahaleyi suç kapsamında algılayacağız diyeceksiniz, ayrımcılık yasası da çıkaracağız diye övüneceksiniz, sonra da "cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği" ayıplarını unutuvereceksiniz öyle mi? Hangi “aferin” beklediğiniz demokrasiyi hakikaten ikna edebilirsiniz? Eşcinsellerin artık evlenmelerinin bile mümkün olduğu seçim sistemlerini burada da uygulamaya geçirmeyi teklif ettiğiniz Birleşik Krallık mı? Almanya mı? Fransa mı? ABD mi? İsveç mi? Danimarka mı? Sizin bu iki yüzlülüğünüzü ve “acaba oy mu kaybederim” korkunuzu görüp bıyık altından gülümseyecek demokrasilerin listesi uzun; buraya sığmaz. Yoksa acaba Filistin’e gitmeme izin verir diye İsrail’den mi övgü veya takdir bekliyorsunuz? Boşuna beklersiniz: İsrail LGBT vatandaşlarına Türkiye’nin kat be kat üstünde değer verip eşitlik sağlıyor. Ha bu adı “demokratikleşme paketini” yutacak yerler var dünyamızda; Afrika’da BM’ler Güvenlik Konseyi için destek istediğiniz bazı Afrika demokrasileri(!) var, İran var, birçok Müslüman Demokrasiler(!) var, Rusya var...Türkiye’de zaten onlar kadar demokratik ve insan hakların saygılı.
 
 
 
Haberdar etmek isterim: Gezi olayları Türkiye’de ki LGBT bireylerinin bilinç düzeyini Cumhuriyet tarihinde hiçbir olayın beceremediği kadar yükseltti. Sivil anayasa yazıyoruz diye Türkiye’nin politik partilerinin Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda "cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği" konularında yaptıklarından ve söylediklerindenden de haberimiz var! Tahminim odur ki önümüzde ki seçimlerde, ilk defa, bu sessiz ve ezilmiş azınlık, bugüne kadar Türkiye’de görülmediği bir şekilde, sesini sandıklarda yükseltecek. Hem de bu “yetti gari” feryadı, Türkiye’yi inim inim inleten Sunni Müslüman erkeklerin çocuklarının, eşlerinin desteği ile çıkacak.

Demokrasilerde “litmus test - turnusol kağıdı testi” diye bir kavram var. Politikacıların veya politik partilerin bir konuda hakiki yüzlerini görebilmek için uygulanan deneyin adı. Seçimlere giderken ağzı olan herkes, ama özellikle politikacılar demokrasi, insan hakları, hukuk devleti konularında birbirinden yaman. İçinde bulunduğumuz seçim atmosferinde ses veren insanların güvenebileceğimiz hakiki litmus testleri, "cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği" konularında ki duruşları ve bu duruşu dile getirip getirmedikleridir.
 
Bu sizin “Demokratikleşme Paketi” dediğiniz şey kabak mabak bile değil! Memleketimizi daha da baskıcı, daha da utanılası bir hale sokacak, Sunni Müslüman erkek egemenlerin, köylü kurnazlığı manevrası. İçinde bulunduğumuz yüzyılda demokrat olduğunu iddia eden bir hükümetin çıkarmayı önerdiği “Demokratikleşme Paketi”nde geylerin adı yine yok

    


Etiketler:
İstihdam