10/03/2014 | Yazar: Ali Can

"Enka Mutfağı diğer performanslara nazaran daha kısa sürdü ve sanırım kesmişlerdi."

Yazı yazmaya başladığım dönemden itibaren daha az televizyon izlemeye başladım. Hatta, çok çok az. Ya da, hiç. Bahsetmek istediğim konu; benim ne kadar sıklıkla televizyon izlemiş olmam, değil. Bir yandan da üniversiteye hazırlanıyorum. Kafam Türkçe-Sosyal Bilimler testlerinin arasında kaybolmuş bir durumdayken, salona geçip televizyon açayım dedim. En son Kanal D izlenmiş olmalı ki, karşıma Kanal D çıkıyor. Karşıma çıkan programın şarkı yarışması olduğunu hemen anlıyorum. Bu tür programlarda en çok jüriyi merak ederim. O sırada, kamera jüriyi gösteriyor ve Armağan Çağlayan’ı görüyorum. Armağan Çağlayan var ise, programın izlenilebilir bir nitelik taşıdığına kanaat getirdim. Sıra sıra gruplar çıkıyor ve kendilerini en iyi şekilde göstermeye çabalıyorlar. Sevdiğim şarkılara eşlik edip, elenenlere ise üzülüyorum.
 
Bildiğiniz Türk seyircisi kafası yaşıyorum o an. Sonra, bir grup çıktı. İlk başta gülümsememe neden oluyorlar. Televizyonda görmeye alışık değilim. Çünkü; giyimleri ile, halleri-hareketleri ile ve söylemiş oldukları parça ile diğerlerinden çok farklılar. Belliki farklılıklarında aslında aynı olduğunu göstermeye gelmişler. Şarkıya girdikleri anda, gönlüme taht kurmayı başarıyorlar. Çok seviyorum. Grup adları; Enka Mutfağı.
Şarkılarını söyledikleri sırada, anlam veremediğim bir şeyler oluyordu. Diğer performanslara nazaran daha kısa sürdü ve sanırım kesmişlerdi. Çok belli oluyordu. Performanslarını sergiledikten sonra, stüdyodaki seyirciler ve jüri tarafından çok beğenildiler. Performansları son bulunca televizyonun sesini kıstım ve Youtube’ dan, Enka Mutfağı’nı tanımaya koyuldum. Sonra mı? Kanal D’ nin, homofobik olduğuna kanaat getirdim. Bir daha izlememek için kendime söz vermiş olsam bile Enka Mutfağı orada oldukça izleyeceğime tekrar kendime söz verdim.
 
Bu yazdıklarımı da Enka Mutfağı’nın “Kafan Mı Güzel” adlı, parçasının altında yazıyorum.
Altında derken, öyle değil. Kendime sansür koyasım geldi. Bak, “koyasım” da olmuyor. “Veresim!..." Yok, olmuyor.
Neyse, diren Enka.
 
Sonra, Mabel Matiz’in “Öteki” adlı, parçasını dinleyeceğim.
 
Şarkılar, şiirler, hikâyeler iyi ki var.
 
Biz kurtaracağız.  

Etiketler:
İstihdam