20/05/2017 | Yazar: Selin Mavi

Amatör sporcular adına; bedeniyle zor vakitler geçiren, bedeninin bir uzvuna bir günde yabancılaşan o ‘diğer sporcuların’ derdi hatrına bir not düşeyim istedim.

Yaklaşık 2.5 yıldır Sportif Lezbon’da top koşturuyorum, Bir gün sahada aktivizmimi ve pek tabi ki arzumu gerçekleştiriyordum ki, o ses vuku buldu. Tık. Ama biraz derinden geldi. Dedim arkadaşlar bunda bir hal var, yetişin. Neyse ben sahadan apar topar… Belki de bir şey olmamıştır diye geçen iki hafta, ama geçmeyen diz ağrısı. Akabinde MR çekimleri, sonuç beklemeler. Duygusal da bir süreçmiş, yalan yok. Sonuçlar açıklandı, derken efendim dizimi değim yerinde ise mundar etmişim. Ön çapraz bağ sizlere ömür… Tekrardan futbol oynayabilmek için ameliyat olmak dışında bir şansım yoktu, ben de oldum. Neyse ki genelde çok olmaz ama bu konuda aileden şanslı biriymişim. Ablam memleketin iyi sporcu fizik tedavi merkezlerinden birinde fizyoterapist olarak çalışıyor. Onun da yönlendirmesiyle sakatlığın üzerinden 1.5 ay geçtikten sonra ameliyat oldum. Ameliyatla bitseydi keşke. Ameliyat sonrasında bir anda haftada iki üç günümü artık fizik tedavi merkezinde geçirmeye başladım. Tabi bu da bana değişik karşılaşmalar yarattı. Örneğin sakatlanan süper lig topçularıyla yan yana egzersiz yapıyorum falan. Sanırsın ben de bir ‘‘süper oyuncuyum’’,  bonservisim 5 milyon Euro. Bende bir heves, bir şevk başlarda. ‘‘Yeni sezona yetişir miyiz hocam? Temmuz'da turnuva var’’ havalarındayım. Zamanla o motivasyonum biraz düştü tabii. Psikolojik olarak o kadar da güçlü kalamadım. Benle aynı dönemde ameliyat olmuş profesyonel sporcular bir bir sahaya dönmeye hazır hale gelirken, ben her egzersiz günü biraz daha huysuz bir insan oluyordum. Takımdan ayrı düz koşuya da razıydım ama koşamıyorum da.

Benim ameliyatın üzerinden de 4 ay geçti neredeyse. Bilindik hikaye vardır ya, ‘‘A oyuncusu sahalardan 6 ay uzak kalacak.’’ Benimki de öyle ama ne beni heyecanla bekleyen menajerim, ne de teklifleriyle milyonluk kulüpler var. 27 yaşında belki kariyerinin zirvesinde yada ortasında bir erkek furbolcu olsaydım, dizimin  akıbeti daha çok dert olurdu. Fakat bana kalırsa zaten kariyerimin zirvesindeydim. Lezbon’da oynuyordum. Sahada olmanın profesyonellerinkiyle kıyaslanmaz bir derdi ve hissiyatı olduğu kesin… 

Nereye gelmek istiyorum? Aslında lezbiyen futbolcuların da ön çapraz bağ sakatlığıyla ya da başka türlü sakatlıklarla ilgili hikayeleri var. Fakat biz hikayelerini duyamadık onların. Fotomaç, Fanatik, AMK(!), bilimum anaaakım spor medyası son dakika haberlerinde o ‘ünlü futbolcuların’ sakatlık haberlerini, ne zaman sahaya döneceklerini yazmadılar. Ben yine de onlara ithafen; sahaya dönüşü heyecanla beklenmeyen, ama kendileri sahaya dönmeyi çok bekleyen özellikle kadın, amatör sporcular adına; bedeniyle zor vakitler geçiren, bedeninin bir uzvuna bir günde yabancılaşan o ‘diğer sporcuların’ derdi hatrına bir not düşeyim istedim. Yolu gözlenmeyenler için.


Etiketler: yaşam, spor
İstihdam