14/09/2009 | Yazar: Deniz Uğur

Millet olarak ha bugün, ha yarın çıkacak diye beklediğimiz yasa nihayet 19 Temmuzda çıktı, hepimizin gözü aydın… Artık İnsan Haklarına saygımıza laf edecek kimse kalmadı.

Millet olarak ha bugün, ha yarın çıkacak diye beklediğimiz yasa nihayet 19 Temmuzda çıktı, hepimizin gözü aydın… Artık İnsan Haklarına saygımıza laf edecek kimse kalmadı. Çünkü artık dumanımızla bile kimseyi rahatsız edemeyeceğiz… Hem belki bu yasayla Avrupalı(!) bile olmuşuzdur kim bilir? Yasaya göre; kapalı alanlarda sigara içmek para cezasıyla cezalandırılacakmış… Büyük ihtimalle bu cezalar eğitim ya da sağlık alanında kullanılır, böylelikle yıllardır hiç zam yüzü görmeyen harçlarımız bekli de bu yasa sayesinde daha da düşebilir(*)… 

Neyse dediğim gibi artık insan hakları konusunda elimize su dökecek kimse kalmadı... Mesela bir cafede otururken içeri bir transseksüel girdiğinde kimse rahatsız olmaz, (trans/homofobik değil, sadece ve sadece dumanfobiğizdir… Toplumsal bilincimiz devlet tarafından okullarımızda bu denli geliştirilmiştir, bundan dolayıdır ki bizde nefret suçları işlenmez (**)) amma hele bir kişi o cafede sigara içmeye görsün öyle rahatsız olurduk ki… Neyse ki her şey artık geride kaldı hukukun üstünlüğünün reel olarak sağlandığı, insan haklarına tam saygılı, dumansız (fakat bol f-16’lı) hava sahası olan bir ülke olduk, bu halk artık ne isteyebilir ki sizlerden?
 
Artık o kadar adapte olmuşuz ki devletin bize sunmuş olduğu insani değerlere yaraşır yaşama, geçenlerde şu anda ismini hatırlayamayacağım ülkede bir mahkûma kanser teşhisi konmasına rağmen hâlâ tecritte tutulduğunu duyduğumuzda ailecek şaşırdık. Şöyle bir düşünelim bizler insanların %10’luk kanser olma riski artmasın diye yasalar çıkaraduralım, millet kanser hastasını ölümle baş başa bıraksın, ne kadar da insan onuruna ve devletin koruyuculuğuna ters bir durum… Allah’tan bizim ülkemizde böyle şeyler olmaz(***), umarım herkesin bir gün dumansız hava sahası olur… Fakat bu olurken dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise perhiz ile lahana turşusu arasındaki bağıntı kadar basit ve ironiktir… 
 
(*) Oysa ‘Şu çılgın Türkler’in Türkiye’sinde her yıl en az bir kez öğrenci harçlarına zam yapılmaktadır… En son yapılan zam % 500’lere kadar dayanıyordu…
 
(**) Oysa ‘Şu çılgın Türkler’in Türkiye’sinde her yıl onlarca faili meçhul transeksüel cinayetleri işlenmekte son yıllarda daha da artan bu cinayetlerde devletin yapma gereksinimi duymadığı bilinçlendirme çalışmaları ve bu insanlara seks köleliğinden başka iş imkânı sunmaması üstüne bir de medyanın bu cinayetleri meşrulaştırmasının payı oldukça büyüktür…
 
(***) Oysa ‘Şu çılgın Türkler’in Türkiye’sinde yasa dışı örgüt üyesi olmak suçundan 34 yıl hapse çarptırılan ve cezaevindeki 14. yılında damak kanserine yakalanmasına karşın, devrimci mahkûm Güler Zere’nin tutukluluk hali hâlâ devam etmekte, gerekli tedaviyi görememektedir… Bu olayın yaşanmasında Güler Zere’nin ve diğer devrimci mahkumların diğerleri kadar ‘çılgın’ olmaması etken faktörlerin başındadır…
 
Bizlere gelen son duyumlar arasında ülkemizde çıkan yasanın bir benzeri de Türkiye’de çıktığı yönündedir… Eh ne diyelim hayırlı olsun… Git gide daha da çılgınlaşıyorlar… Neredeyse döviz kurunun TL’den bile değersiz olan insan hayatıyla ölçüleceği Türkiye yine bizleri şaşırttı…
 

Etiketler:
nefret