Elektiriğiniz Çarpsız Sizi!

Hepimizin bildiği evlilik programları zannediyorum yalnızca tek bir kanalda yayınlanmaktaydı. Şimdi ise hangi kanalı açarsanız açın bu tarz programlara rastlayabiliyorsunuz. Ben genelde böyle programları izlemem ama tesadüf bir gün bir arkadaşım beni yemeğe çağırmıştı; televizyon açıktı ve ekranda bir evlilik programı yayınlanıyordu. O gün oturdum izledim. Esra Erol sunuyor malum programı. Bir kadın telefonla bağlandı programa ve evlenmek istediğini, Hollanda’dan aradığını söyledi. Kendini tanıtmaya başladı. Yaşını söyledi. Genç bir kadın, tabii Esra Erol orada hemen araya girdi. Yanlış hatırlamıyorsam, “Evlenmek istediğiniz erkekte beklediğiniz özellikler neler” diye bir soru sordu. Telefondaki kadın, “Esra Hanım benim kanım size çok kaynadı ve programınıza güvendiğim için aradım. Aradığım eşi de burada bulacağımı düşünüyorum.” Hemen bunun arkasından hop direk “Ben bir kadınla evlenmek istiyorum!” dedi.

Televizyonda bir evlilik programında bir kadın bir kadınla evlenmek istediğini söyledi. Esra Erol’un ağzı açık kaldı. O programa katılan herkeste bir şok etkisi, kimseden ses çıkmıyor. Esra Hanım ayağa kalktı, arkasını dönerek “Yanlış programı aradınız, burada öyle bir şey yok. Bu söyledikleriniz başka sitelerde, başka yerlerde var, internette bulabilirsiniz” gibi sözler sarf etti. Esra Hanım aslında farkında olmadan pot da kırdı. Ayol o siteleri nereden biliyorsun? Bu nasıl bir televizyonculuk, bu nasıl tavır ve üsluptur. Öyle kalkıp, yüzünü çevirip laflar etmek, karşınızdaki insanın suratına telefonu kapamak yerine, şunu deseydiniz daha iyi olmaz mıydı Esra Hanım: “Henüz bizim ülkemizde bu anlamda medeni kanunlar yasalaşmadı. Aynı cinste insanlar bizim ülkemizde evlenemiyorlar henüz. Yasal olarak size yardımcı olamayacağım” deseniz daha makbul olmaz mıydı acaba? Seks siteleri önereceğinize, ki eşcinsel insanların âşık olamayacaklarını da ima ederek , bunları söyleseydiniz! Burada Esra Hanım’a sormak istediğim başka bir soru var: Acaba neden eşcinsel denince aklınıza hemen cinsellik geliyor? Bunu kendinize hiç sordunuz mu, çok merak ediyorum? 

Tabii ki bu olaydan sonra hemen araya reklam girdi. Biz kanalı değiştirmedik, izlemeye devam ediyoruz. Anam bacım bir komedi oynanıyor sanki karşımızda. Örneğin bir kadın çıkıyor, paravan araya giriyor. Paravanın diğer tarafında bir erkek var. Konuşmalar oluyor. Adam diyor ki; “Ben emekliyim, sadece maaşım var, kirada oturuyorum. Allaha şükür geçinip gidiyoruz.” İnanılmaz bir şekilde daha adamı görmeden kadının yüzü düşüyor. Kadın kendini tanıtıyor bu sefer. Evlenip boşandığını, çocuğun babasında kaldığını, vs. anlatıyor. Paravan açılıyor. İzleyenler ve Esra Erol bekliyor, acaba ne olacak diye. Esra Erol soruyor kadına, “Nasıl buldunuz beyefendiyi?” Kadın, “Esra Hanım, çok beyefendi bir insan ama elektrik alamadım.” İzleyenlerden yorumlar geliyor. Yakıştıran, yakıştırmayan oluyor. İkinci bir paravan açılıyor. Yeni bir çift... Adam konuşuyor yine, her zaman olduğu gibi: “Ben emekliyim ama şu an bir iş yerim var. Oturduğum ev kendime ait, onun dışında iki tane dairem var.” Kadının yüzünde güller açıyor. Çok mutlu, seviniyor. Kadın kendini tanıtıyor: “Benim de Allah’a şükür bir dairem var ama yeni boşandığım için emeklilik maaşım yok.” Paravan açılıyor. Kadın adamdan müthiş bir elektrik alıyor. “Esra Hanım biz görüşme odasına geçip bir çay içelim” diyor. Anam bacım anlamadım ben şimdi. Burada evlilik programı mı gerçekleştiriliyor yoksa bir pazarlama mı oluyor? Bu nedir? 

Efendim evlilik programlarında bunlar olurken, yetkililer de Türkiye’deki genelevleri kapatma kararı vermişler. Orada çalışan seks işçisi kadınların bundan sonraki geçimlerinin nasıl olacağına dair bir zemin oluşturmadan bunu yapmak istiyorlar. Hangisi Türk aile yapısına örf, adet ve geleneklerine uygun? Bir yandan eşcinselliği ve aşklarını tanımayacaksınız; sonra işin içine daire, para girince elektrik alınacak ve siz buna aşk diyeceksiniz, sonra da genelevleri kapatıp garibim seks işçilerini sokağa atacaksınız! Bu ne yaman çelişki! 

Pınar Selek için!

“Türkiye ve dünyadan pek çok insan hakları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, öğretim üyeleri, öğrenciler, sanatçı, gazeteci ve yazarların desteklerini açıkladığı davanın yeni duruşması tarihinde, 24 Ocak 2012 Perşembe 09:30’da Çağlayan Adliyesi C Kapısı önünde basın açıklaması yapılacak. Ardından 10:30’da duruşmaya geçilecek. Hepinizi bu sembolik önemdeki davaya el vermeye çağırıyoruz. Yasaların zulüm değil adalet getirmesi için, üç kez beraat etmiş Pınar Selek’e beraat kararının geri verilmesi için oradayız. Ta ki Pınar özgürce Türkiye’de yaşar ve yaratır oluncaya kadar...” (Hâlâ Tanığız Platformu.)