01/02/2015 | Yazar: Beren Azizi

Bu suça, bu dile kimse ortak olmamalı. Eşcinsellik önlenemez; bastırılır, kıyılır, yakılır, yıkılır; ama önlenemez!

Bu suça, bu dile kimse ortak olmamalı. Eşcinsellik önlenemez; bastırılır, kıyılır, yakılır, yıkılır; ama önlenemez!

Bu yazı AKP İstanbul Milletvekili İsmet Uçma’nın M.S. 2015 yılının orta yerinde, Türkiye Cumhuriyeti’nde, meclis tutanaklarına da geçen “Farklı cinsel tercihleri hiç arzu etmeyiz ancak eşcinsellik önlenebilir” şeklindeki açıklamasına eleştiri olarak yazılmıştır.

Milattan sonra 2015 yılındayız.
 
Ankara diye bir şehirde bir bina var, içinde insanlar var.
Bu binanın içindeki insanlar, bu zamana kadar insanlık tarihinin ürettiği ve öyle ya da böyle ortaklaştığı yöntemlerle “Devlet”i yönetmek/koordine etmek/modere etmek için toplanıyorlar, konuşuluyor bundan önceki zamanlarda yapıldığı gibi.
 
İnsanlık ilk harfi yazdığı zamandan bu yana çok ama çok zaman geçmiş gibi…
 
Mesela bir kadın cadı diye yakıldığı zamandan bu yana zaman çok zaman geçmiş gibi…
 
Dünya dönüyor dediği için birinin asıldığı yıllardan bu yana çok zaman geçmiş gibi…
 
Neyse ki görsel obur bir çağdayız artık, ne var ne yok kayıt altında. Tarih hiç olmadığı kadar hızlı ve detaylı kayıt altına alınıyor. Her geçen gün “karanlık çağlar” diye öğretilmiş çağların ikon meseleleriyle yüzleşiyor. Dışlama, öldürme, yakma, yok sayma, konuşturmama, konuştuğu için öldürme, parçalama…
 
Ve yüzleşelim:
 
“Hiç arzu etmeyiz ama sevgili arkadaşlar, toplumumuzda bunlar hiç olmasın, insanlıkta hiç olmasın isteriz ama aykırı cinsel tercihlerle ilgili yaşanmış olaylara ilişkin bir istatistiki bilgi elimizde yok. Bu şöyle ya da böyle, kabul edilsin ya da edilmesin toplumun bir vakıası. Bunu şunun için önemsiyorum: Bunun önlenebilir metotları ve yöntemleri vardır, dünyadakinden farklı, bizim kodlarımızdan da üretilebilecek birtakım çözüm önerileri olabilir. En azından, toplumsal olarak yani doğuştan getirmiyorsa yaygınlaşması önlenebilir…” dedi İsmet UÇMA!
Şimdi ben bu metinde “aykırı cinsel tercihler”i siliyorum. Ve yüzleşelim:
 
“Hiç arzu etmeyiz ama sevgili arkadaşlar, toplumumuzda bunlar hiç olmasın, insanlıkta hiç olmasın isteriz ama ………………. ilgili yaşanmış olaylara ilişkin bir istatistiki bilgi elimizde yok. Bu şöyle ya da böyle, kabul edilsin ya da edilmesin toplumun bir vakıası. Bunu şunun için önemsiyorum: Bunun önlenebilir metotları ve yöntemleri vardır, dünyadakinden farklı, bizim kodlarımızdan da üretilebilecek birtakım çözüm önerileri olabilir. En azından, toplumsal olarak yani doğuştan getirmiyorsa yaygınlaşması önlenebilir…”
 
Şimdi düşünelim, dünya tarihini de göz önüne alarak bu boşluğu dolduralım. Dil, din, ırk, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği vb. aklınıza hangi kimlik gelirse koyunuz. Aklınız alıyor mu? Bunun söylenebilir bile olmasını aklınız alıyor mu?
 
Son olarak yılmadan söyleyelim! Eşcinsellik bir hastalık değildir! İnsanların dilleri, dinleri, ırkları, cinsiyetleri, cinsel kimlikleri ve yönelimleri hastalık değildir. Bunları önlemek, bunları önlemeyi düşünmek, bunları önlemeyi teklif etmek, bunları önlemek istemek ve bunlardan herhangi birini istememek dünya tarihinde savaş suçlarına, insanlık suçlarına, soykırımlara sebep olmuştur. Bu suça, bu dile kimse ortak olmamalı. Eşcinsellik önlenemez; bastırılır, kıyılır, yakılır, yıkılır; ama önlenemez!
 
Nefret suçları önlenebilir!
 
Nefret cinayetleri önlenebilir!
 
Soykırımlar önlenebilir!
 
Arturo Ui Tırmanışı önlenebilir asıl!

Etiketler:
İstihdam