05/09/2013 | Yazar: Yıldız Tar

Cihangir merdivenlerinin yeri ilk olması dışında da önem taşır. Zira o Cihangir sokakları tarihe Ülker Sokak olayları diye geçen gri günlerin izlerini taşır her adımda.

27 Ağustos’ta İstanbul Fındıklı’da Salı Pazarı esnafı 64 yaşındaki Hüseyin Çelikel, mahallenin gri, renksiz ve sıkıcı merdivenlerinden çok sıkılır, yanı başındaki devasa merdivenleri -kendi ifadesine göre LGBT hareketinin sembolü olduğunu bilmeden- gökkuşağı renklerine boyar. Birkaç arkadaşıyla birlikte Cihangir’e gökkuşağını armağan ederken, merdivenden geçenler onlara yiyecek ve su getirir. Böylece hummalı bir çalışmanın ardından Boğaz’a inen rengarenk merdivenler kolektif emek ile ortaya çıkmış olur.

Faşizmin grisinin direnişin gökkuşağına boyanması sosyal medyada dikkat çeker. Gökkuşağı merdivenleri çok kısa sürede bir fenomene dönüşür, merdivenler insanların fotoğraf çekmek için gittiği bir uğrak yeri haline gelir. Ve tabi Beyoğlu Belediyesi grilerini kuşanıp ’olaya müdahale eder’. LGBT’lerin her gün şiddete uğradığı, taciz edildiği, katledildiği Beyoğlu’nda gökkuşağı merdivenleri egemenleri ziyadesiyle rahatsız eder, yerlerinden hoplatır. Beyoğlu’nun göbeğinde gökkuşağı mı olurmuş?

Ellerinde grilerle belediye görevlileri direnişin üzerine faşizmi boca eder. Ama nafile, artık kaldırım taşlarının altında kumsal olduğu gibi merdivenlerin de altında gökkuşağı vardır. Türkiye ve Kürdistan’da artık her merdiven direniş alanına dönüşür. Amed, Ankara, İzmir, Bursa, Edirne, Eskişehir, Adalar, Wan, Fethiye, Çanakkale, Mardin, Dersim, Denizli, Datça, Adana, Sinop, İzmit, Ordu ve İstanbul’un sokakları gökkuşağını giyinir. Gökkuşağının yanında kimi zaman #direngezi, kimi zaman Haziran şehitlerinin isimleri kimi zaman da ayaklanmanın birbirinden yaratıcı sloganları uzanır. Cihangir merdivenleri de yeniden gökkuşağına boyanır el birliğiyle.

Tüm diller, halklar, cinsiyetler, cinsel yönelimler, inançlar, her yaştan insanlar, tüm renkleriyle bir araya gelip faşizmin grisine müdahale etmektedir artık. 12 Eylül’ün gri zindanları ve tek tip kıyafetlerinden hayatın renkleri hesap sormaktadır artık. AKP’nin devraldığı faşist devlet geleneğinin grisine, LGBT hareketinin öncülüğünde renklerin şöleni meydan okur.

Bütün bunların içerisinde Cihangir merdivenlerinin yeri ilk olması dışında da önem taşır. Zira o Cihangir sokakları tarihe Ülker Sokak olayları diye geçen gri günlerin izlerini taşır her adımda. Kentsel dönüşüm adı altında Hortum Süleyman isimli katil emniyet şefinin polisleri ve ülkücü faşistleri translara saldırmaya başlar. Kentin temizlenmesi adı altında, işkence, taciz ve tecavüzlerle translar Cihangir’den sürülür. Cihangir halkı da bu operasyona dahil olur. Translar gittiğinde evlerine konacağına düşünenler, evlerinin pencerelerini TC bayraklarıyla donatır. “Mahallemizde ahlaksızlık istemiyoruz” nidalarıyla polis, ’halk’ el ele cins kıyımına soyunur.

Translar yaşam alanlarını uzunca süre savunsa da nihayetinde Cihangir ’temizlenir’. Artık nezih burjuva semt haline getirilebilir. Transların evleri ve sokakları artık linççilerin, devletin ve sermayenin elindedir. Hızlıca butik oteller, şık restaurantlar inşa açılır. Mutena Cihangir zenginlerin hizmetindedir bundan böyle. Bu hikaye Tarlabaşı’nda, Avcılar’da, Eryaman’da tekrarlanır. Senaryo hep aynıdır. Bugünün Cihangirli ev sahipleri, transların kanları üzerinden yaşamlarını sürdürmektedir ’hür beldelerinde’.

Ama Cihangir sokaklarına geri döndü işkenceden geçirilen translar. Çelikel, hiç farkında olmadan Ülker Sokak direnişini Cihangir’e geri taşıdı. Hortum Süleyman’ın işkenceden geçirdiği translar evlerine döndü artık. LGBT bayraklarıyla Sıraselviler boyunca yürüyen ve Cihangir’i özgürlüğe boyayan trans kadınlar, Ülker’in polis ve ülkücülerin kafasında bira şişeleri kıran gacılarını yanı başında taşıdı Cihangir’e.

Sadece Cihangir’de değil, Kürdistan ve Türkiye’nin şehirlerinde katledilen transların her biri bir renkle hayata döndü. Eğer elinize boyayı alır ve uslu çocuk olmazsanız, Şirinleri değil ama nefret cinayetlerine kurban giden transları görebilirsiniz merdiven basamaklarında. Bursa’da vahşice katledilen İrem Okan nöbet tutuyor Altıparmak merdivenlerinde. Aycan göz kırpıyor Fındıklı’da. Ailesinin katlettiği 17 yaşındaki eşcinsel genç Roşin gülümsüyor Amed sokaklarında... (Atılım)   


Etiketler:
İstihdam