02/06/2016 | Yazar: Derya Barış

Saklanacak bir şey yoktur. Hepimiz birbirimizin deli gömleğinin terzileri değil miyiz?

İlacı kullanmadan önce kullanım talimatını mutlaka okuyunuz.

Bu kullanma talimatını saklayınız. Daha sonra tekrar okumaya ihtiyaç duyabilirsiniz.

Eğer ilave sorularınız olursa, lütfen öykücünüze danışınız.

Bu ilaç kişisel kullanımdan ziyade halk kullanımı için reçete edilmiştir, başkalarına vermekten çekinmeyiniz.

Bu talimatta yazılanlar tamamen gerçeği yansıtmaktadır.

Firdevs’in İlacı nedir ve ne için kullanılır?

Firdevs’in ilacı, zor yaşanmışlıkların üstüne binen ani ruhsal bunalımlarda ve sayıklamalarda kullanılan, anti-sayıklama ve anti-kişisel-zarar sınıfına dahil bir ilaçtır.

Firdevs’in ilacı, ilk doğan ama geçirdiği havale ve kötü yaşam şartları nedeniyle çok yaşayamayan kızının potinlerinin rengindedir. Kızın çıkamayan ilk dişinden daha hafiftir.

Firdevs’in ilacı, olmayan şeyleri kurgulama, karakterler yaratma, her şeyden şüphe etme, elinden dayaktan başka şey yenmeyen kocanın sizi öldürme planları yaptığı gibi düşüncelere kapılma şeklinde karakterize edilen hastalığın tedavisinde kullanılır. Ancak kesin çözüm olduğu söylenemez. En iyisinin koyvermek olduğu yönünde çeşitli rivayetlere rastlanmaktadır, öykücünüzden habersiz koyvermemeniz tavsiye edilir.

Firdevs’in İlacı’nı kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler

Eğer ne haltlar karıştırdığı, hangi orospuyla düşüp kalktığı bilinmez dayakçı koca İbrahim’le işi pişirdeyseniz,

Firdevs gibi zamanında felç geçirip fizik tedaviyle bunu atlattıysanız,

İşiniz gereği durmaksızın yerleri paspaslarken, camları silerken, bilumum eşyanın tozunu alırken kaslarınızda sertlik fark ederseniz,

Çalışırken bal döküp yalanacak kıvama getirdiğiniz yerleri ıslatacak kadar terlerseniz,

Firdevs’e söylemeyin, üzülür. Kuzu kuzu öykücünüze gidin.

Firdevs’in İlacı nasıl kullanılır?

İyice özümsemek için sindire sindire kullanılır. Bunun için gerekirse üç kez aynı işlemi uygulamak gerekir. Ancak aksi belirtilmediği takdirde öykücünüzün söylediği gibi kullanın.

Firdevs’in İlacı, her yaştan edebiyat okuyucusu tarafından gönül rahatlığıyla kullanılabilir. Gel gelelim anlaşılır mı, orası edebiyatın çözemediği bir muamma.

Olası yan etkiler nelerdir?

Aşağıdakilerden biri olursa Firdevs’in İlacı’nı kullanmayı derhal durdurunuz:

İntihar: Bırakın, midemi yıkatmak istemiyorum. Tansiyon ilacı içmediğim sürece ölmem zaten, meraklanmayın. Beni günlerce burada tutamazsınız. İstediğim an çekip giderim. Ay bayılıyo…

Sayıklamalar: Benim kimseye anlatacak hiçbir şeyim yok. Yalan söylüyorum, dokunsanız ağlayacağım. Ben deli değilim, psikiyatristle işim olmaz. Bokun soyları sizi. Berbat ettiniz mis gibi memleketi. Dâye, megrî! Ben ilk değilim, son da olmam. ♫Ana ben gidiyoooooom düşmana karşııııı...♪♪ Artık analar ağlamasın, hele senin gibiler hiç ağlamasın. O şerefsiz İbrahim Tatlıses’le Şiwan Perver rezil etti halkımızı. Herkes barış olsun diyor, onlar gidip kıç yalıyor. ♪♪ mitralyööööz mitralyöööz halaybaşı mitralyöz…♫

Halüsinasyonlar: Teyzecim benim bir kızım vardı, öldü küçücükken. Şimdi Allah bağışlasın bir oğlum var. Eşi hamile, miniminnacık ayaklarıyla yürüyüp dünyamıza, bir oğlan açacakmış gözlerini. Ağabeyime bakma sen, hem vallahi hem billahi torunum olacak. Amin teyzecim amin. Allah inşallah analı babalı büyütür. Ay dikkat et, yüzünde böcek dolaşıyor teyzecim. Ha tabii, yaş ilerleyince böyle lekeler oluyor. Ben acil hastasıymışım, ona rağmen hala bekliyorum. Çıkarın beni buradan, çıkarın!

Öldürme tehdidi: Erkekler yaratıktır kızım. Demek evleneceksin. Tekrar ediyorum, erkekler yaratıktır. Yaratıkları öldürmeliyiz. Ne garip değil mi, onları da bizler yaratıyoruz. Âlim miyiz bilmem ama, hep zalim doğuruyoruz. Senin gözlerinde kalsın bakışım oğlum. Bana bir isim uyduracaksın, bir kader giydireceksin. Yoksa çat, gönderiveririm seni tahtalıya.

Bunlar çok ciddi yan etkilerdir. Size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz.

Yüzleri karıştırma: Doktor bey, siz Almanlara benziyorsunuz. Was machen Sie? Ja, ich kann Deutsch sprechen. Ich wohne in Deutschland. Doktor bey, ben temizlikçi olarak çalışıyorum. Önceden kantin işletirdim. Bizim okul müdürü siz değil miydiniz? Neyse karıştırıyorum herhalde. Bir merhabayı çok görmeyin bana.

Sürekli konuşma: Dilime motor bağlamışlar gibi. Durmadan anlatmak istiyorum, içime atılanlar duvarlarını yıkıp dışarı taşıyorlar. Bentlerini çiğneyip aşıyorlar.

Yerinde duramama: Anacım ağlamasan. Oturamıyorum anlasana. Sanki o sandalyeye yapışacakmışım gibi geliyor bir otursam. Sözde acil hastasıyım ben, ki bence değilim, ben hasta filan değilim. Doktora da bir girsem, tekme tokat girmeden bir çıksam, temizlikçi abla sana da zahmet oldu boylu boyunca adımlarım iz yapmış, odasından bir ok gibi fırlasam özgürlüğüme, tam on ikiden vursam hayatı.

Öldürülme korkusu: Allah o İbrahim’in belasını versin. İki yumurta kırdığını görmedim, ama iki tokadı yüzümden eksik olmadı. Ondan habersiz Türkiye’ye geldiğimi bilse kafamı kırar. Belki de peşimde. Görevliler kapıyı kilitleyin. Ne demek kilitleyemeyiz? Beni öldürmeye gelecekler diyorum, korumak göreviniz değil mi? Doğru, devletin korumazken, hadi senin der Turkei’ını geçtim, benim Deutschland bile bir şey yapamam diyor, sen niye koruyasın?

Bunlar ciddi yan etkilerdir. Doktorunuza en kısa zamanda danışmanız gerekebilir.

Geceleri kâbus görme: Ah be ahretlik, ilk gittiğimde gurbete her sabah havalimanına koşup başörtülü kadın aradım. Anam belki gelmiştir diye. Gördüğüm bütün eşarplarda onun kokusunu aradım. Dur ne anlatayım sana. Bir gece, bir botun içindeyim. Koskoca bir ummanı geçmeye çalışırken suyumuz bitiyor. Memelerim süt kokuyor. Karnım şiş. Birden üstüme atlayıp bana saldırıyor herkes. Mememden hayat özümü emiyorlar. Emdikçe canavarlaşıyorlar. Kan revan içinde atıyorlar denizin derinliklerine. Tuzlu suda süzülürken kanıma üşüşüyor deniz canavarları. Her şeyimi alsınlar, kalbimi bıraksınlar istiyorum. Balığın teki zıpkın gibi kalbime dalarken uyanıveriyorum. O gece anamı daha bir özledim. Gerçek olmayan kanımı, tuzlu terimi silsin istedim.

Yorgunluk: Sabahları işteyken, önce yerleri süpürmekle başlıyorum güne. Sonra toz alıyorum, ütü yapıyorum. İş camlara gelince yorgunluk çöküyor üstüme. Sanki dışarının ne kadar kirli olduğunu unutturacak bana ayna gibi parlayan camlar. Sanki üzerime giydiğim ev sahiplerinin abiyelerinin, ayağıma küçük gelen ayakkabılarının, yanaklarımı kızarttığım allıkların büyüsü bozulacakmış gibi geliyor.

Endişeli hissetme: Eyvah, ya şimdi doktor hastaneye yatmama karar verirse? Torunumun doğumunu göremezsem ya? Ya annemin beni görmesine, saçlarımda elini gezdirmesine izin vermezlerse?

Terleme: Buranın neden penceresi yok? Hava gelsin diye kapıyı açık tutmak istiyorum ama çok gürültü var. Sanki beynimin içinde konuşuyorlar. Durmadan konuşuyorlar. Ne dediklerini anlamak için çaba sarf ediyorum ama nafile. Kendi düşüncemin filizlenmesi için zorlamam gerekiyor kafamı. Sinirlerimi kırk yama misali paramparça ediyorlar. Hayır anne terden hasta olmam, ben hiç hasta olmam. Ben hasta değilim.

Bunlar seyrek yan etkilerdir. Kontradiksiyonların devamı halinde doktorunuza danışınız.

Firdevs’in İlacı’nın saklanması

Saklanacak bir şey yoktur. Hepimiz birbirimizin deli gömleğinin terzileri değil miyiz?

Ruhsat sahibi: D.B. Öykü San. ve Tic. 200516 Bornova-İZMİR


Etiketler:
nefret