09/12/2009 | Yazar: Kürşad Kahramanoğlu

İstanbul’da gördüğüm DOT’un Pornografisi, Almanya ve İskoçya’da da seyrettiğim Stephens’ın ‘Pornografi’ versiyonlarından daha iyiydi.

İstanbul’da gördüğüm DOT’un Pornografisi, Almanya ve İskoçya’da da seyrettiğim Stephens’ın ‘Pornografi’ versiyonlarından daha iyiydi. Murat Daltaban bu işi biliyor.

Geçtiğimiz Perşembe akşamı, DOT’un Maçka G-Mall’daki yeni evlerinde sahnelemeye başladıkları ‘Pornografi’ adlı oyunlarını izlemeye gittim. Oyunu görmek istememin asıl nedeni, 2005’te Londra’da spesifik olaylara atıfta bulunmasıydı. İngiltere’yi mi özledim, ne?  Daha önce de iki ayrı ülkede seyrettiğim oyunun, Türkiye’de pek gişe yapmayacağını düşünüyordum.


Bütün iyi yazılmış tiyatro eserleri gibi, Simon Stephens’ın oyununda tabii ki hepimizin, içinde kendimizi bulacağımız karakterler ve evrensel mesajlar var, ama pek Londra referanslı diye, düşünmüştüm. Bu benim umurumda değildi. Oyunda adı geçen sokaklardan birinde yıllarca oturmuş, diğerinde ise çalışmıştım. Kimse gelmese, salon boş bile olsa DOT bana oynar, ben de zevkle seyrederim diye, düşündüm.

Ensesti oynamak çok zor ama...
Yanılmışım. Salon boş falan olmadığı gibi, oyunun ileriye dönük bilet satışları da çok iyiymiş. Oyun başlayınca da, nedeni belli oldu. Türkiye’de hakikaten çok iyi genç oyuncular var. Doğru dürüst bir tekst ve iyi yönetimle, dünya klasmanında yer bulabilecek oyunlar ortaya çıkabiliyor. İstanbul’da gördüğüm DOT’un Pornografisi, Almanya ve İskoçya’da da seyrettiğim Stephens’ın ‘Pornografi’ versiyonlarından daha iyiydi. Murat Daltaban bu işi biliyor. İstanbul’daki yüzlerce tiyatrosever gibi ben de Şehir Tiyatroları’na, Murat’ın kıymetini bilemedikleri, onu küstürüp, Türkiye’ye DOT’u kazandırdıkları için minnettarım!

Dedim ya, bu gençlerin bir tiyatro zaferi. Pınar Töre oyunu iyi tercüme etmiş. Bu arada, beni bir de sürpriz bekliyordu. Berrak Kuş daha öncelerden, Ali Poyrazoğlu tiyatrosundan bildiğim ve beğendiğim bir oyuncu. ‘Pornografi’de, onun da yer aldığını bilmiyordum. Ensest, en deneyimli oyuncuların bile hakkını vererek oynamakta zorlanacakları bir rol. Berrak ile Cemil Büyükdöğerli, aile içi yasak ilişki yaşayan çifti fevkalade oynuyorlar. Emre Yetim’i ilk defa sahnede seyrettim. O da zor bir role soyunmuş. Londra’da yaşayan bir İtalyan göçmen ailenin son jenerasyonundan bir genci, İstanbul seyiricisine nasıl sunarsınız? Emre’yi gidip seyredin, anlayacaksınız!

Buradan adını zikredeyim, etmeyeyim, yüreğimi sevgi ve heyecanla dolduran bu gençlerin en gencini sona bıraktım. İpek Bilgin inanılmaz bir oyuncu. Oyunun en sonunda sahne alıp sakin bir performansla, bir oyun nasıl bu kadar yükseğe  çekilebilinir? Ben daha önce, o da ömrümde bir kere, bunu Judi Dench’in başardığına şahit olmuştum. Hani derler ya, ‘akıl yaşta değil, başta olur’ diye. İpek’i ‘Pornografi’de seyrettikten sonra, ben de ‘gençlik kafa kâğıdına göre değil, hayata nasıl baktığınıza göre olur’ diyorum. İpek Bilgin, sen ne akıllı bir gençsin!

Seyredin Ufkunuz Açılsın
‘Tiyatro artık öldü’, ‘seyircisi bitti’, ‘tiyatrodan para kazanılmaz’, ‘Türkiye’de tiyatro iyi değil’ gibi zaman zaman absürd şeyler yazanlar, söyleyenler, her yaştaki gençler DOT’un oyunlarını kaçırmayın. Kendini entelektüel, sanatçı, zannederek ona buna ‘ayar’ vermeye çalışanlar, DOT’un oyunlarını seyredin. Seyredin ki ufkunuz açılsın, tazelenin.


Etiketler: kültür sanat
İstihdam