04/04/2013 | Yazar: Seyhan Arman

Ne yapıp edip gidip Umut’un gullümlerini, madiliklerini, tarizliğini, kolilerini kısacası görmezden geldiğiniz, unuttuğunuz, ötekileştirdiğiniz, bir komedi unsuru zannettiğiniz Umut’un ve Umut’ların varoluş hikâyesinin gerçek bir bölümünü izleyin!

Ne yapıp edip gidip Umut’un gullümlerini, madiliklerini, tarizliğini, kolilerini kısacası görmezden geldiğiniz, unuttuğunuz, ötekileştirdiğiniz, bir komedi unsuru zannettiğiniz Umut’un ve Umut’ların varoluş hikâyesinin gerçek bir bölümünü izleyin!

“Dün de insandım, bugün de insanım. Sadece insanım. Beraber şarkı söylemek varken, dans etmek varken… Neden bunları giydiriyorsunuz bana? Neden beni hizaya çekiyorsunuz? Neden? Bak, gözlerim gözlerinden farksız, kahkaham şen şakrak… Ben Umut, sen?” 
 
“Bu oyun insanlığımızın trans bir kadınla imtihanıdır…”
 
Girişte bir gökkuşağı bayrağı tüm merdiveni kaplamış, ardından bir kaç farklı kumaş sanki çook uzun kuyruklu bir eteğin kuyruk kısmıymış gibi fuayeden sahneye, transseksüel Umut’un evine kadar uzanmakta. Kumbaracı50’ye Altıdan Sonra Tiyatro’nun ’6 Üstü Tiyatro’ projesinin ilk oyunu ’Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi’ adlı oyun ve Sumru Yavrucuk’u izlemek için gelindi.
 
Projeyi ilk duyduğum günden beri ilgimi çekmişti hatta yapabileceğim bir şey olabilir mi diye mesaj da attım ama geç kalmıştım. Oyun fotoğrafları basına yansıdığında projeyi duyduğumdaki ilgim daha da arttı ve nihayet 1 Nisan 2013 oyunu izleyebileceğim tarih oldu. Yanımda bu güne kadar götürdüğüm oyunlardan pek memnun kalmayan bir arkadaşımla birlikte 45 dakika öncesinden Kumbaracı50’deydik.
 
Dekorda makyaj aynasını görür görmez başladık ’Ay bu trans projelerinde de makyaj aynası olmazsa olmaz’ diye:) Ardından ’Niye biyolojik kadın oynuyor ki? Sen niye oynamadın?’ -Transseksüel ve oyuncuyum ya benim oynamam gerek:)- ’Hem nasıl anlayacaklar transseksüel olduğunu?’ ’Sesi ne olacak?’ Niye anlamasınlar, sesini do yapacaktır herhalde -itiraf ediyorum bunu söylerken çok yapay bir do(!) bekliyordum- ayrıca oyun broşürünü okumuşlardır dedim ve ekledim oyun için botoks yaptırmış diye haberler çıktı diye. Anlayacağınız çok erken geldiğimiz için dedikoduya bol bol zamanımız kaldı :)
 
Ve ışıklar karardığında dış kapıdan do bir ses ile Sumru Yavrucuk 1 Nisan vs diyerek geliyor-Aaa oyun interaktif mi ne?- Pullu payetli elbisesi ile sahneye geldiğinde o da ne? Bu Sumru değil ki, Umut bu!
 
Platform topuklu kırmızı ayakkabıları, sarı peruğu, dişleri, dudakları, do sesi, göğüsleri ile Umut başlıyor anlatmaya, bir yandan da seyirci ile şakalaşmaya. Derken birden ışıklar ve umduğum dramatik sahne başlıyor. Dur bakalım ne kadar ajite edecek? O da ne umduğumu alamıyorum çünkü bu anlatılanlar, bu gözyaşları, bu sahne çok gerçek, üstelik çok tanıdık. Dikkat kesilmeliyim oyun başlıyor, ağladı ağlayacak diye düşünürken Umut tekrar başlıyor şakalarına. Oyun sonuna kadar böyle devam ediyor Umut, güldürüyorken  ağlatacak kıvama getiriyor. Açık söyleyeyim ben ağlamadım, utandım. Belki de bu mevzulara daha önce çok ağladığım için normalleşmiş mevzulardı benim için ama sizin ağlayacağınız, güleceğiniz ve çok beğeneceğiniz kesin.
 
Anlatılan bazı olaylar, birçok trans kadının “ay bu da anlatılır mı? Keşke anlatmasaymış” diyeceği  olaylar ama Ebru Nihan Celkan o kadar gerçek anlatmış ki kızmak mümkün değil, çünkü o cümlelerin çoğunun sahiplerini tanıyorum. Aa bu cümleyi böyle Arzu kullanır, bu kesin Eda’nın lafıdır gibi düşünmeden edemedim. Çünkü anlatılan hikâye bana yabancı değil, trans kadınların hiç birine yabancı kalacağını zannetmiyorum. Ebru Nihan Celkan ’Ne yazsam, ne yazsam? LGBT hikâyeleri ilgi çekici, onu yazayım bari’ diye düşünmemiş, oturduğu yerden kalemini oynatmamış belli, kalkmış gitmiş araştırmış ve yazmış. Hem tebrik etmek, hem de örnek olmasını dilemek gerekli. Hassas grupların, öteki kılınanların hikâyesini oturduğu yerden zaten varolan önyargıları ile yazan yazarlara(!) duyurulur! 
 
Sumru Yavrucuk sadece Kumbaracı50’de değil, birçok sahnede oyununu sergilemeye devam ediyor. Umarım çok uzun süre devam eder. Benimle beraber gelen ve bu güne kadar götürdüğüm oyunların çoğunu beğenmeyen arkadaşım bile Umut’u ve hikâyesini çok beğendi! Siz de benim gibi bahaneler yaratmayın 16 yaşından büyükseniz -oyun +16 yaş için- ne yapıp edip gidip Umut’un gullümlerini, madiliklerini, tarizliğini, kolilerini kısacası görmezden geldiğiniz, unuttuğunuz, ötekileştirdiğiniz, bir komedi unsuru zannettiğiniz Umut’un ve Umut’ların varoluş hikâyesinin gerçek bir bölümünü izleyin!
 
İyi Seyirler
 
 
Oyun Tarihleri:
 
2-3-11-12-13-14 Nisan - Kumbaracı50
6 Nisan – Akatlar Kültür Merkezi
9 Nisan – Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi
10-30 Nisan – Oyun Atölyesi
15 Nisan – Caddebostan Kültür Merkezi Küçük Salon
18-19 Nisan  – İzmir Atatürk Kültür Merkezi Küçük Salon

Etiketler: kültür sanat
İstihdam