27/01/2010 | Yazar: Umut Güner

  Gey rolü oynamam diyenlerin kervanına Kenan İmirzalıoğlu da katıldı.

 
Gey rolü oynamam diyenlerin kervanına Kenan İmirzalıoğlu da katıldı.
 
Evet, ben de gey olduğum halde “gey rolü” oynamam. “Gey rolü” denen şey nasıl bir roldür. Böyle bir rol olabilir mi? Seri katili oynamam diyebilirsiniz, tecavüzcüyü oynamam diyebilirsiniz ama bir Kürt’ü oynamam, bir Ermeni rolü oynamam diyemezsiniz.
 
Böyle bir şey dendiğinde benim zihnimde hiçbir şey canlanmıyor.
 
“Gey nasıl bir şeydir? Geylere yönelik böyle bir genelleme yapılabilir mi? Böyle bir genelleme yapmaya ihtiyaç var mı? Böyle bir genelleme bizi nereye götürür?” sorularının yanıtını sanırım hepimiz biliyoruz.
Geyler, kurşun kalem gibi, Amasya elması gibi belli özellikleri ile tanımlanamayacak kadar geniş ve çeşitlilik gösterir. İmirzalıoğlu şöyle bir tarifle gey rolü oynamam diyebilir; “eşcinsellere yönelik önyargıları besleyen, eşcinselliği karikatürize eden ya da kriminalize ederek toplumsal nefreti körükleyen bir gey rolü oynamam.” Sanırım kimsenin bu açıklamalara diyecek bir lafı olamaz.
 
İmirzalıoğlu şimdiye kadar hep mafya babası tadında rollerle karşımıza çıktığını söylüyor. Çok uzaklara gitmeden tam da resmettiği, rolünü oynadığı alandan örnek vermek istiyorum. Birkaç yıl önce İtalyan mafyası, mafya babalarının cinsel yönelimi nedeniyle çatırdamadı mı ve bu çatırtı bizim gazetelerimizin 3. sayfalarını süslemedi mi? Kıssadan hisse sonuç çıkartmak gerekirse sevgili İmirzalıoğlu, “Bütün mafya babaları heteroseksüel değildir!” demek istiyorum.
 
İmirzalıoğlu’ndan toplumsal erkeklik kodlarını yeniden kurgulayarak daha sert bir şekilde dolaşıma giriyor olmasından rahatsızlık duyuyor olmasını beklerken, “Ben toplumsal rolleri çok sert bir şekilde kurgulanmasından yanayım” tadında bir açıklamayı sadece kaosgl.org’un değil herkesin eleştirmesi gerektiğini düşünüyorum.
 
Zamansal olarak da çok kötü bir zamanlama da böyle bir açıklama yapıldığının sanırım farkındayız. Daha geçen hafta Türkiye’nin birçok yerinde bizler sokaklarda “Hepimiz Hrantız” dedik.
Bebeklerden katiller yaratan sistemi eleştirirken, televizyon dizileri ile katillerin nasıl ideolojik olarak beslendiği üzerine tartışmaya çalışırken, şiddeti meşru bir yol olarak gören ve her fırsatta kendine göre “kötü adamları öldüren” bir karakterin övünerek sokaklarda gezebiliyor olmasını gerçekten anlamıyorum.
 
Hrant’ın öldürüldüğü günün birkaç gün sonrasında mafya babasını oynayan, derin devlet ilişkilerini meşrulaştıran bir artistten böyle bir açıklama yapması yerine, bir de mafya babasını oynamayacağım ve insanları buna özendirmeyeceğim şeklinde bir açıklama beklerdim.
İmirzalıoğlu’na böyle bir açıklama yakışırdı.
 
İşin bir diğer boyutu ise, adıyla münhasır bir etki yaratan Şok gazetesinin bu haberi nasıl verdiği ile ilgili.. Şok gazetesi, flaş flaş mantığı ile manşetten duyurduğu bu haberle aslında homofobiye aracılık yapıyor. Gey rolü oynamanın kötü bir şey olduğunu söylemekle beraber aslında gey olmanın kötü bir şey olduğunu söylüyor.
 
Gazetecinin buradaki işlevinin sadece söyleneni olduğu gibi aktarmamak olduğunu aynı zamanda eleştirel bakış geliştirmek gerektiğini sanırım Şok gazetesine hatırlatmaya gerek olmadığını kimse düşünemez ve sanırım hiç kimse Şok’un bu haberi nasıl yaptığına şoke olmamıştır.


Etiketler: medya
nefret