05/02/2010 | Yazar: KAOS GL

Yıllardır süren bir savaş, bitmek bilmeyen yoksulluk, hükümet deste

Yıllardır süren bir savaş, bitmek bilmeyen yoksulluk, hükümet destekli sömürü, gölge düşürülmüş kardeşlik -ki kim tarafından nasıl yapıldığı malumunuz-, elimizden alınmış eşitlik, mücadele etmeden almanın imkânsız olduğu haklarımız ve Güneydoğu'da bir eşcinsel olmak... Bu topraklarda yaşamanın avantajı ya da dezavantajı tüm gerçekleri görmektir. Hele bir de Kürt Alevisi bir eşcinselseniz, bu durumda siz ‘en ötekisiniz.’

 
25 yıldır akan kanla kızıla boyanmış Fırat kıyılarında doğduk biz. Üstelik körüklenen düşmanlıkların arasında emdik sütümüzü. Ama insanlığımızdan bir şey yitirmedik.
 
İşçi bir ailenin yarı işçi yarı öğrenci çocuğu olmak bu topraklarda yaşayan her emekçi ailenin çocuğunun kaderidir sanki. 15'inize geldiğinizde elleriniz nasır tutmuştur artık ve nasır tutan ellerinizle televizyonlardaki dizilerde izlediğiniz gençler arasındaki çelişkiden kafanız allak bullaktır.
Ve sonra kendinizi keşfedersiniz. Çocukluktan beri hep o ‘ibne’ olanları öcü olarak tanıdınız. ‘Kötüydü’ onlar, ‘ahlaksızdı’, ‘sapıktı’... Kısaca uzak duracaktınız, küçük görecektiniz onları. Sonra bir soru ‘yoksa siz de mi onlardan birisiniz artık?’ Bu çelişki içerisinde ananızdan öğrendiğiniz dili duyamadığınızı fark edersiniz televizyonlarda, okullarda sizin ibadet biçiminiz anlatılmaz, bahsedilecek olursa da namussuz diye bahsedilir sizden, siz korkudan söyleyemezsiniz bile bir Alevi olduğunuzu.
 
Sizi ‘ÖTEKİ’ yapan ‘BERİKİLER’dir. Berikiler ‘İBNE’ değildir. ‘ALEVİ ya da KÜRT’ değildir onlar. Kendi mahallenizde, evinizde sizi daha da öteki yapan şeydir ‘İBNE’ oluşunuz. Kabul etmezsiniz, sindiremezsiniz. Bir kadını sevmeye çalışırsınız ama olmaz. Sonra büyük olasılıkla bir ‘fahişe’nin şefkatli kollarına atarsınız kendinizi ama sonuç yine aynıdır. Bu sırada bir şeyi daha öğrenirsiniz; berikiler dünyayı ‘temizlemek’, ahlaksızlıklardan ‘arındırmak’, kardeşçe yaşamı kurmak için ötekileri öldürür. Ahlaklı, iyi ‘berikiler’ kurdu ya bu dünyayı, siz yeni çıktınız, bir pisliksiniz sanırsınız.
 
Sonra 17'nizde o ‘lanet olası şeyi’ yaşar, hemcinsinize âşık olursunuz. Üstelik çevrenizden birisidir. Artık kendinizi kabullenmiş, internet üzerinden sizin gibi birileri ile umarsızca ilişkilere girmişsinizdir. Ama aşk başkadır.
 
Çevrenizden birisine âşıksanız yandınız. Bunu nasıl söylersiniz ona? ‘Ben bir ibneyim ve sana aşığım’ demek kolay mı bu kadar. Hele bir de o başka bir şehirde yaşıyorsa ve senede bir kaç gün görebiliyorsanız onu. İşte size işkencenin ta kendisi.
 
Eninde sonunda söylersiniz bunu. Ve şanlıysanız -ki buna şans mı denir artık- o da ‘ben de bir ibneyim ama seni sevemem, bir başkasını seviyorum’ der büyük olasılıkla. Özlemin de körüklediği bir aşk vardır ortada ama o sizi sevemeyeceğini, çünkü yaşınızın küçük olduğu, mesafenin uzak olduğu gibi cümleler kurar.
 
Oysa siz farkındasınızdır her şeyin; ‘çirkin’sinizdir. Sevdiğinizin yaşadığı şehir sizinkinden daha büyüktür, sizden daha yakışıklılar, daha güzeller vardır orada.
 
Hiç değilse elleri nasır tutmamış doğru düzgün konuşabilen birileri...
Kısaca sizi beğenmiyordur. Siz ona göre de ‘öteki’sinizdir. O sizden daha beridedir yani dünyaya.

İşte Güneydoğu'da Kürt Alevisi çirkin bir ibne olmak, ötekinin de ötekisi olmaktır.


Etiketler:
İstihdam