23/06/2010 | Yazar: Erkan Altay

CHP Parti Meclisi (PM) ve MYK üyesi Gürsel Tekin, Eşcinsel Onur Yürüyüşüne katılacağı ile ilgili sözünü tutacağını bildirdi. 

CHP Parti Meclisi (PM) ve MYK üyesi Gürsel Tekin, Eşcinsel Onur Yürüyüşüne katılacağı ile ilgili sözünü tutacağını bildirdi. 

Tekin, Kaos GL Dergisinin Mayıs-Haziran sayısının “SOL VE LGBTT” dosyası için yaklaşık 2,5 ay önce, İstanbul İl Başkanı olduğu sırada Kaos GL ile söyleşi gerçekleştirmişti.

Gelen soruya yanıt olarak Onur Yürüyüşüne katılacağı sözünü de veren CHP’li Tekin, sözünün arkasında olduğunu tekrarladı.

27 HAZİRAN PAZAR günü saat 17:00’de, Taksim meydanı tramvay durağından Tünel’e kadar sürecek yürüyüşe binlerce eşcinselin ve demokrasiden yana olan herkesin katılımı bekleniyor. İşte Tekin’in, Kaos GL Dergisinin Mayıs-Haziran sayısında yayınlanan söyleşisi: 
 
CHP’Lİ TEKİN: “EŞCİNSELLER KORKMADAN, AÇIK BİR ŞEKİLDE YAŞAYABİLMELİ’’
 
CHP İstanbul İl Başkanı olarak yeniden yüksek bir destekle seçilen Gürsel Tekin Kaos GL’ye konuştu. Kendine has doğal tarzı, radikal söylemleri ve özgürlükçü Sol’dan yana duruşu ile son yıllarda CHP’nin en çok dikkat çeken isimlerinden olan Tekin, eşcinsel ve sol, ‘Genel ahlak’, yeni anayasa ve eşcinsel mücadeleye bakışları ile ilgili Kaos GL’ye özel açıklamalarda bulundu ve bu yılki İstanbul onur yürüyüşüne de katılacaklarının sözünü verdi.
 
Gürsel Tekin deyince, sırasıyla zihnimizde oluşan tanımlar. Dindar açılımının mimarı Tekin, halkın damarı Tekin, Anadolu insanı Tekin, Tekin ile yükselen CHP İstanbul İl Örgütü, Tekin yine iddialı ile başlayan cümleler... Fakat sizin zaman zaman vurguladığınız sosyal demokrat kimliğinizin cinsel eşitlik yönü vurgunuz gözden kaçıyor gibi. Bu bir ‘rastlantı’ mı, yoksa ülkemiz koşulları ‘kaosu’ mu buna zemin hazırlıyor? Özellikle son zamanlara kadar, kitle partisi iseniz ve sosyal demokrat kimliğinizle var olmanız gerekiyorsa, savunduğunuz ilkelerin törpülenmesi, olağan bir şey mi oldu Türkiye’de?
Hayır aslında öyle değil. Ben aslında açık ve net söylüyorum. Zaman zaman bu konuda İslami kesimle de tartışmalara giriyorum. Onların özgürlük alanları çok sınırlı, tek tip. Şimdi hayatta özgürlük deyince hayatın her alanında her şey özgürleşecek. O açıdan belki onu vurgulamıyorum. İnsanların cinselliğinden, yaşam biçiminden ve bütün koşullarda... Zaman zaman da 3 tip temel şey koymuşuz diyoruz ya. CHP’de ve sosyal demokrat partilerde insanların inançları sorgulanmaz insanların yaşam biçimleri sorgulanmaz. Eğer özgür bir ülkede özgür bir ortamda yaşayacaksak herkesin cinsel yönelimleri elbette ki son derece demokratik bir çerceve içersinde insanı dayalı olacak O bakımdan böyle bir soru gelmediği için cevap vermemişimdir...
 
Ülkemizde yaşayan lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüeller’in (LGBTT) ne gibi sorunlar yaşadığını düşünüyorsunuz? Eşcinsellerin sorunlarına şahitliğiniz oldu mu?
Olmaz olur mu? Karşılaşıyoruz. Bire bir arkadaşlarım, dostlarım da var. Üzülüyorum da. Yani toplumsal baskı, özellikle iş yaşamındaki sorunlar, aile baskısı... Düşünün kendi ailesine kendini ifade edemeyen bir insanın sokakta, mahallede kendini ifade etmesini, çok zor... Yasakçı bir mantıkla hareket ediliyor. Kimileri bunu aşabilmiş ifade edebiliyor kendini belli ölçülerde... Ama ifade edemeyen ve bu eziklik içerisinde olan sayısız insan var. Bu da Türkiye’nin ayıbıdır diye düşünüyorum ve bu ayıptan da kurtulmamız gerekir.
 
Size göre Türkiye’de yaşayan bir eşcinsel neden CHP’ye oy vermeli?
Nedeni 3 ana başlıkla söyleyebilirim: Cumhuriyet, laiklik ve demokrasi. Eşcinsel bir insanın rahat yaşayabileceği 3 ana unsurdan 1 tanesi demokrasidir. İslam toplumlarında laiklik çok önemlidir. Dünyada 51 tane müslüman ülke var şu anda eşcinseller nerede kendilerini ifade edebiliyorlar Türkiye dışında? Eşcinseller için laiklik ilkesinin ne kadar önemli olduğunun bilinmesi lazım. Bu da CHP’nin vazgeçemeyeceği temel unsurlardandır. O açıdan CHP’nin bu konuda eksiklikleri olabilir. Ama genel çerçevede baktığımızda eşcinsellerin rahatlıkla oy verebileceği siyasi parti Türkiye’de, bu koşullarda bence CHP olması lazım.
 
‘’Genel Ahlak Dürüstlüktür’’

Türkiye’de bir genel ahlak kavramıdır almış başını gidiyor. Fakat bu tanımından yeri gelince en kötü kokular çıkıyor... Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz, ahlak ablukası altında ezilen eşcinseller adına, sizce genel ahlak kimin ahlakı? MAZLUM-DER İstanbul şubesinin Kadın ve Aile’den Sorumlu Bakan Kavaf’ın açıklamalarını destekleyen açıklaması ile birlikte değerlendirebilir misiniz?
Neye göre genel ahlak, hangi kıstas? Benim kişisel düşüncem genel ahlak dürüstlüktür. Dürüst olmayan bir insanın genel ahlak’ı olabilir mi? Şimdi bu terminolojiyi en çok kullananlara baktığımızda ne yazık ki en çok yolsuzluk ve pisliğe bulaşmış insanlardır. Ders veren insanlara bakalım. Özellikle geçen gün TV’de MAZLUM-DER İstanbul şubesi yetkilisini dinlerken dehşete kapıldım. Kuruluş amaçları: zalimlere karşı mazlumu savunacak! Böyle bir anlayış olabilir mi? Kuruluş felsefesine aykırı! Orada insan tarif ediyor ne diyor? Efendim bu özendirir! Allah Allah! Biri beni özendirsin, nasıl özendiriliyormuş? Bunun benzeri var mı dünyada? Genelde de AB ülkelerini örnek gösterirler. İşlerine geldiği zaman AB ülkelerini örnek gösteriyorlar. Ama cinsel yönelim konusunda ya da eşcinsel yaşam konusunda, sanki avrupada var da müslüman ülkelerinde yokmuş gibi. Osmanlı tarihine bakalım! Avrupada rahattır özgürdür, kendisini rahat ifade ediyor. Burada ifade etme olanağı bulamadığı için görünürlük sorunu var.
Son yıllarda özellikle büyükşehirlerde eşcinsel dernekleri kuruluyor. Fakat valilikler karşı adım olarak genel ahlak’ı gerekçe göstererek kapatma davaları açıyor. Şu aralar da İzmir’de Siyah Pembe Üçgen Derneği kapatılma davası ile karşı karşıya... Bununla LGBTT hareket yıpratılma amacı ön planda gibi görünüyor. Bu durumla ilgili düşünceleriniz nedir?
Tabi bu bir devlet ve iktidar politikası haline dönüştüğü için... Yani bir ülkenin bakanı kamuoyuna bu fikirlerini paylaşırsa... Doğal olarak valiler de emniyet müdürleri de ona benzer davranıyor. Yanlıştır. CHP döneminde bu yasakçı zihniyet ortadan kalkacaktır.
 
‘‘Beyinlerinde Demokrasi Yok’’

Başbakan Erdoğan 2002 seçimlerinden önce katıldığı Abbas Güçlü ile Genç Bakış programında eşcinselleri de korumak için kanunlar çıkarılması gerektiğini söylemişti. Fakat iktidara geldikten sonra bu söylemin tersini gördük. Eşcinselleri koruyan kanunları çıkarılması bir yana eşcinsellere olan sistem baskısı boyut değiştirerek ya da artarak devam etti. Yolda yürüyen travestilere ‘teşhircilik kabahatinden’ para cezaları kesiliyor. İktidara yakın psikiyatr, psikologlar iktidara yakın gazetelerde eşcinselliği tedavi edeceğiz diyerek kendilerine rant yaratıyorlar. Öte yandan ağızdan düşmeyen bir 72 milyonun iktidarıyız söylemi var. Eşcinsellerin iktidarı olan bir iktidar eline geçirdiği RTÜK’te adeta eşcinsellere kin püskürüyor. Hükümet bununla kalmayıp nefret cinayetlerini izliyor ama önlem almıyor. Öte yandan Fatih Altaylı bununla ilgili olarak Kaos GL ile yaptığı söyleşide tüm bunlar için, ‘İkiyüzlülükten de kötü bir davranış.’ benzetmesini yapmıştı. Siz bu anlayışı nasıl adlandırıyorsunuz?
2002 yılında Tayyip Erdoğan’ın söylediği birçok şey var. 3 Y formülü ile yola çıkacağım dedi: Yoksulluk, yasaklar, yolsuzluk. Daha önemlisi 72 milyonun gözünün içine baka baka milletvekili dokunulmazlığını kaldıracağını söyledi. Şimdi neresine baksan ikiyüzlülük. O açıdan Erdoğan’ın öyle demesi beni şaşırtmıyor. Onların yaşam biçiminde demokrasi yok. Beyninde demokrasi olmayan bir insanın eşcinseli normal olarak görmesi mümkün değildir.
 
’Kavaf’ın Kafası Çürümüş’’

Bakan Aliye Kavaf,’eşcinselliğin tedavi edilmesi gereken biyolojik bir hastalık olduğunu düşünüyorum.’ dedi. Bu bilimdışı fikirden öte, iddia ve nefret söylemi ile ilgili duyarlı kesimlerden gelen tepkiler üzerine kendisinin ifade özgürlüğünü kullandığını belirtti ve sözlerinin arkasında durdu. Sizin ifade özgürlüğü sınırlarınızda nefret söylemlerinin yeri nerededir? Ya da somutlaştırma adına, AKP’den farklı olarak, CHP’li bir hükümetin kadın ve aileden sorumlu bakanı nasıl olurdu?
CHP’de Aileden sorumlu bir bakan bir de kadınsa böyle bir demeç verdiği gün istifa ederdi. Yani sayın bakan unutmasın birincisi kadındır. İkincisi bakandır. Öyle bir özgürlük düşüncem falan diyemez. İstifa eder bakanlıktan, sıradan bir vatandaş gibi elbette özgür düşünebilir. Ama beni yöneten, Türkiye’yi yöneten bir bakanın bakış açısı böyle ise utanç vericidir. Sadece utanırım. Bir kadın bakan’ın böyle bir söylemini ilk okuduğumda şaşırdım, yanlış yazılmıştır diye düşündüm. Sonra doğruladı. Dehşet. Görüntü olarak da çağdaş bir kadın görüntüsü ama maalesef kafası çürümüş.
 
Bakan Kavaf’ın sözleri üzerine Kaos GL’ye açıklama yapan Mehmet Sevigen, parti tüzüğüne cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ifadelerinin de eklenmesini önerebileceğini söyledi. CHP’nin tüzüğüne cinsel yönelim ne zaman girecek? Diğer bir deyişle:‘Şimdi değilse ne zaman?’
Evet. Aslında bizim programımızda var. Ama Tüzük ve program konusunda yeni çalışmalar yapılıyor. Tüzüğe de girmesi gerektiğini ben de düşünüyorum. Bununla ilgili de çalışmalarımız var.
 
Eşcinsel hakları konusunda CHP genel başkanı Deniz Baykal’ın istikrarlı bir söylemi eşcinsel kamuoyunda algılanmış değil. Öncelikle bundan yıllar önce eşcinsel sorunu üzerine,’eşcinsel polikası da mı olurmuş?’ demişti. Daha sonraki yıllarda, ‘Ben siyaseti cinsellik sorunu ile karıştırmama anlayışındayım.’ dedi. En son da onur haftasına CHP’yi temsilen gelen Mehmet Sevigen ise genel başkanlarının bilgisi dahilinde orada olduğunu söyledi. ‘Deniz Baykal bu konuda duyarlılığını zamanla geliştiriyor.’ mu demeliyiz?
Hayır aslında. Deniz Baykal’ın hayatın her alanında olduğu gibi orada da duyarlı olduğunu biliyorum. Ama ısrarla sadece söylem üzerinde durduğumuz için. Sayın Deniz Baykal’ın bir kere insana bakışı çok farklı. Önce insan diyoruz. Önce insan dediğimizde herkes içine girer. İlk açıklamasını bilmiyorum. O yüzden yorum yapmam mümkün değil. Yanlış aktarılmış olabilir.
 
Türkiye’de sol, sosyal demokrasi hareketi özellikle fakir insanlar, eşcinseller gibi toplumun ezilen kesimlerine mesafeli oldu ve söylem geliştiremedi tezi son dönemde parti içinde de kabul edilen özeleştiriler. Özellikle Cumhuriyet Halk Evleri(CHE) halkla iç içe geçilmesinde önemli yararlar sağladı. İstanbul’da her yaz düzenlenen LGBTT onur haftası sonunda Taksim’de yapılan yürüyüşe parti bayrakları ile katılan siyasi partiler var. Siz de CHP İstanbul İl Örgütü olarak destek vermeyi ve yürüyüşe katılmayı düşünür müsünüz?
Geçen yıl arkadaşlarımızın, il yöneticililerimizin de katıldığını biliyorum. Elbette katılırız. Nerede hak arama eylemi varsa CHP oradadır. Biz olabildikçe, katıldığımız sivil etkinliklere parti bayrakları ile katılmıyoruz. Sonuç itibari ile sadece destek veriyoruz. Ama parti bayrakları ile de, kurumsal destek olarak istenirse tabi ki katılırız. Bu yıl ben de gelirim sizinle iletişime geçeriz.
 
İstanbul Sevdamız adlı bir kitap yazdınız. gercekgundem.com’daki yazılarınızdan derlediğiniz kitapta istanbulla ilgili sorunlar ve çözüm önerileriniz yer alıyor. Kitabın geliri CHE’ye(Cumhuriyet Halk Evleri) gidecek. Kitabınız niçin okunmalı?
İstanbul’da özellikle 2004 yılından sonra yani daha il başkanı olmadan önce, İstanbul’da olup biten olumsuzlukları ne yazık ki ulusal medyaya yansıtamadık, zaman zaman yazamadılar. Yazamadıkları için bir kitap haline getirdim. Yazmış olduğum, hiçbir ulusal medyanın yazamadığı çok önemli yazılar var. Yolsuzluklar ile ilgili belgeler var... İhtiyaç oradan kaynaklandı; yazılmayanları yazmaktı... Ben bu işte uzman değilim, gazeteci değilim, romancı değilim, siyasetçiyim. Bunu toplumun da okuması gerektiğine inandım. Şu anda satışlar da çok iyi, iyi bir noktada. Gelirinin tamamı da CHE projemizde yani sosyal yaşamdan yoksun bırakılmış bölgelerde hizmet vermek içindir. Eğer bu kitap istediğimiz düzeyde olursa ikinci kitabı da yazmaya devam edeceğim.
 
Siz bugün Türkiye’sinde eşcinsel olsaydınız, nasıl bir yol izlerdiniz, ne yapardınız, nasıl mücadele ederdiniz?
Hiç fark etmez. Bugün nasıl mücadele ediyorsam aynı mücadeleyi devam ettirirdim. Aynı yere gelebilir miydim bilmiyorum ama yine burada olmak için her türlü mücadeleyi verirdim. Bu bir süreçtir tabi, insanların kendilerini ifade edeceği alanlar olmak ile birlikte bu alanların da artması lazım. Halen baskıdan kendisini kurtaramamış binlerce insan tanıyoruz. Cinsel yönelimini biliyoruz ama o inkar ediyor, korkuyor. İnsanlar korkmadan, açık olabilmeli.

CHP’nin şimdiye kadar eşcinseller için yaptıklarından bazıları:
 
TCK (Türk Ceza Kanunu) reformu kampanyası boyunca 2004 yılında, TBMM’de dile getirilen cinsel yönelime dayalı ayrımcılığın suç kapsamına alınması talebi TBMM Adalet Komisyonunda önce kabul edildi. Fakat dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek tarafından tasarıdan gerek olmadığı iddiası ile çıkarıldı. Komisyonda Çiçek’in cinsel yönelim ibaresini ayrımcılık maddesinden çıkartmasına tepki veren tek milletvekili CHP’li Orhan Eraslan oldu. Eraslan cinsiyet ve cinsel yönelim arasındaki farka dikkat çekse de bakan ikisinin benzer olduğu konusunda ısrar etti ve cinsel yönelim yasa tasarısından çıkarıldı.
 
Eşcinsel hakemin işinden edilmesi ile ilgili olarak CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen konu ile ilgili Mecliste soru önergesi verdi. Bu ayrımcılığa dikkat çekildi. Mehmet Sevigen aynı yaz İstanbul eşcinsel onur haftasında siyaset paneline katıldı. Eşcinsellerin sorunlarından habersiz oldukları özeleştirisini yaptıklarını, Parti genel başkanları Deniz Baykal’ın bilgisi dahilinde orada bulunduğunu söyledi. Eşcinselleri CHP’ye üye olmaya çağırdı. Eşcinsellerin sorunlarının çözümü için CHP adına destek sözü verdi. Mehmet Sevigen Aile Bakanı Kavaf’ın sözleri ile ilgili olarak da Kaos GL’ye konuştu ve Kavaf’a kendi kafasının içindeki hastalıklara bakmasını önerdi ve topluma Kavaf’ı ciddiye almamayı önerdi. Aynı şekilde Kaos GL’nin görüşlerini de alarak Başbakanın yanıtlaması isteği ile Aile Bakanı Aliye Kavaf’ın sözlerini Meclis’e taşıdı ve soru önergesi verdi. Sevigen daha sonra eşcinsel dernekleri temsilcilerini meclise davet etti. Sorunlarını dinledi. Basın toplantısı düzenleyerek eşcinsellere yapılan haksızlıklara dikkat çekti.
 
Eşcinsel hakem olayı ile ilgili olarak gazetelere konuşan CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, “Kimsenin cinsel tercihi (yönelimi) yapacağı işe engel olmamalı. Yasalarımızda birçok şeyi cinsel tercihlere göre de düzenlemeliyiz. Töre ve namus cinayetleri isimlendirmesi de yanlış; cinsel tercihi farklı olan kişileri kapsamıyor. Çağdaş bir ülke olacaksanız, insan haklarını önemsiyorsanız, cinsel tercihleri de saygıyla karşayıp onların da haklarını korumak zorundayız. Bütün mesele kişinin iş ahlakına sahip olması.” dedi.
 
Eşcinsel hakem konusunda CHP İstanbul İl başkanı Gürsel Tekin de hakemi destekleyen açıklamalarda bulundu. CHP Milletvekili Çetin Soysal da eşcinselleri destekleyen ve meclis gündemine taşıyan isimlerden oldu. Katıldığı bir TV programında CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok da, “Elbette eşcinsellerin sorunları da bizim değerlendirmemiz gereken ve değerlendirdiğimiz sorunlardandır.” dedi. Baytok, Eşcinsel hakemin yaşadıklarına da dikkat çekti.
 
Eşcinsel derneklerinin düzenledikleri paneller, etkinliklerde bazı CHP’li belediyeler yer temini konusunda destek verdi.

Fotoğraflar: Yasin Atayılmaz
 

Etiketler: yaşam
nefret