28/02/2011 | Yazar: Burika Tutu

Haritada gözükmeyen halk var Akdeniz'de. Barış yalanıyla sömürülen bir halk var. Ve sınırların ötesinde gibi dursa da bizim ''üvey evladımız''.

Haritada gözükmeyen halk var Akdeniz'de. Barış yalanıyla sömürülen bir halk var. Ve sınırların ötesinde gibi dursa da bizim ''üvey evladımız''. Artık o halk ses çıkarıyor! İster adanın öbür kesiminden bak ister uzaydan bak o adanın kuzeyi gözükmüyordu. Kıbrıs neden bu ülkede konuşulmaz ki? Çünkü orda bir halk yok. Orası Türkiye Cumhuriyeti’nin sömürgesi. Kıbrıslı Türk diye de birşey yok! Kıbrıs Türk’ü var. Çünkü bizden besleniyorlar. Madem bizi istemiyorlar neden paramızı alıyorlar.

Türkiye Karabağ sorununda olsun Ortadoğu’da olsun sürekli bir barışcı arabulucu babacan tavırlar içinde de olsa aslında iki tane sömürgesi olduğunu unutuyor galiba. Ulusalcıların ilk deneyimi, Ergenekon'un ilk pratik eylemlerini gerçekleştirdiği toyluğu attığı yerdir Kıbrıs. Binbir yalanla Türkiye işgal etti Kıbrıs’ı! Garantörlük demenin orayı işgal etmek olduğunu Türkiye Cumhuriyeti’nde öğrendim. Haritada gözükmeyen ülkenin halkını Türkiye yalnız bıraktırdı. Kendi üstüne aldı o yükü. Çünkü ''ulusalcılık'' fikir önderlerinden Mümtaz Soysal uzun yıllar Denktaş'ın özel danışmanıydı. Sen bu halkın herşeyine karış. Parası olana okur eğitim sistemi kur, sömürgenin ilk yıllarında Adana, Mersin cezaevindeki azılı insanları kapıları açarak oraya yolla, sonra zaten bir yandan Kürdistan'ı yakıp yıkarken ordaki bazı aileleri oraya yolla. Bir taşla iki kuş, yok yok oldukca kuş. Tüm dünya ülkelerinden siktiri yiyen Azerbeycan’ın bile tanımadığı, sadece Libya’nın tanıdığı, o da Kaddafi’nin devrilmesiyle sona ereceği bir adadan bahsediyoruz. Adanın Güney kısmına göre Kuzey kısmı daha değerli. Yeşil ormanları var, turizm için herşey elverişli… Ama orası Türkiye’nin kara para aklama merkezi. Sadece mafya babalarının kumar oynamaya gittiği, kaçaklığın ve uyuşturucunun aleni olduğu, kara para aklamayanın devletten teşvik alamadığı bir yer. Zaten Türkiye'nin namus anlayışı da gariptir ya.

Kıbrıslı Türkler ilk defa bir mitingte baş kaldırdılar. Gerçi bunun sinyalini Avrupa Birliği referandumunda göstermişlerdi. Ver kurtul demek de saçma Türkiye için, çünkü senin olmayan birşeyi nasıl sahiplenirsin ki? Kıbrıslı Rumlar ve Türkler sınırları kaldırmak istiyorlar. Onlar Ortadoğu’dan ve Afrika’dan gelen sese ayak veriyorlar. Rumlar artık her sabah uyandıklarında Beş Parmak Dağları’ndaki Türk Bayrağı’nı görmek istemiyor. Türkler ise silinmiş bir ülkenin halkı olmayı... Onlar egemen sınıflar olmaksızın bir arada yaşamı savunuyorlar. Ecevit sadece Türklere değil Rumlara da barış götüreceğiz demişti. Barış olmasa da Kıbrıslı Rum ve Türklerden oldukca şey götürdüler. Kuzey kısmında Rumların evlerine el konuldu. İnsanlar dostlarını telefonla bile arayamadı. Ve komik bir yanı da var, fazla fazla alalım, zaten çekiliriz bazılarından da denmiştir. Bu da açık açık işgal zihniyetini özetler. Tayyip Erdoğan Avrupa Birliği süreçinde Kıbrıs’ı desteklerken şu an tam tersi tarafta yer alması, tamamen seçimlerde MHP'nin oylarına göz dikmesindendir. Ve şu hakikattır ki bu tutum Kıbrıs halklarını güçlendirecek. Ve Türkiye solu'nun büyük kısmı da yine suskun kaldı. Sadece BDP, EDP ve DSİP Türkiye’nin işgalci olduğunu açıkladı. Tek yapılması gereken şey vardır,Türkiye’de sokağa çıkmak ve Kıbrıs halklarının yanında olduğunu göstermek.


Etiketler: yaşam, siyaset
nefret