08/03/2010 | Yazar: Cihan Dağ

Kadınlar, erkekliğin mağdurları. Ruh sizin, beden sizin, el, göz, size ait olan ne varsa sizin. Bunu hiç bir erkek iktidarına kaptırmayın.

Kadınlar, erkekliğin mağdurları. Ruh sizin, beden sizin, el, göz, size ait olan ne varsa sizin. Bunu hiç bir erkek iktidarına kaptırmayın. Kim ahlak diye üzerinize geliyorsa, onlardan kaçının. Çünkü ahlaktan bahseden en büyük ahlaksızdır. Kendinizi pahalı pabuçların, taşların, elbiselerin, güllerin esiri etmeyin. Sahip olmayı arzuladığınız tüm o gösterişli şeyler size tutsaklıktan başka bir şey getirmeyecek.

Tarih boyunca kadın böyle şeylerle kandırılmış, dikkati dağıtılmıştır. Kadının yeri kültürlere göre elbette farklı yerlerde seyretmektedir. Lakin kapitalizmin dayadığı erkeklik-iktidar-otorite algısı tüm kültürlerde ökse otu gibi yayılıyor. Kadın her alanda kıskaç altına alınmak isteniyor. Neden küçük karabalıklar siz olmayasınız. Neden Ay'a bir kadın ayak basmasın, neden bir 'köyün' muhtarı kadın olmasın, gece yarısı sokaklarda dolaşmasın ya da istediği gibi giyinemesin ve neden bir kadın, erkek evladını erkeklik-iktidar-otorite olgusundan sıyırarak bir ağaç misali dünyaya daha fazla oksijen vermesin?

En önemlisi çocukken size anlatılan masalları unutun. Sindirella neden on ikiden sonra evde olmak zorunda? Barbie neden sarışın ve güzel olmak zorunda? Şeker Kız Candy neden şirin ve ağlak olmak zorunda? Atın bilinçaltınızdan bunları.

Özgürlük istiyorsanız bunu kendiniz alacaksınız. Kimse altın tepsilerde size sunmayacak özgürlüğü. Tabi bu özgürlüğü nasıl algıladığınıza da bağlı. Özgürlük arkadaşlarınla sinemaya gitmek, komşuyla sohbet etmek, gün boyu kadın programları ve dizi izlemek, sevgilinle gezebilmek hatta istediğin insanla evlenebilmek değildir özgürlük. Daha fazlasıdır. Biyolojik farklılıklar dışında, erkeğin yapıp da senin yapamadığın bir şey varsa orada sorun vardır.

Kaç koyun ettiğinizle değil, kaç koyun alabildiğinizle ilgilenin. 30 yaşınıza gelip hala evlenmediğinize değil, bu yaşa kadar dünya için bir şey yapmadıysanız ona yanın. Takılarınızın, kotlarınızın, deri montlarınızın çantalarınızın ihtişamıyla değil, onların sizin elinize geçene kadar kaç kişinin emeğinin, sağlığının ve canının çalındığıyla ilgilenin.

Sürekli birilerini memnun etme ihtiyacınızdan kurtulun. Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır diyenlere, "hadi len" deyin. Korkmayın deyin, "len" demekle kaba olmazsınız. Kadının ağzına küfür yakışmaz mı? Bunu diyenlere güzel bir örnek gösterin. Cennet anaların ayaklarının altındadır diyen bir erkeğe, "neden o zaman hem anayı hem de cenneti ayaklarının altına alırsın" diye bir sorun? Baba evin direğidir diyenlere dul kaldıktan sonra ailesine sahip çıkan, evi "direksizde" ayakta tutanları gösterin.

Yapın bunları, zaman yanılgısına sakın düşmeyin. Değişmesi gereken ne varsa şimdi değişmeli. Hemen şimdi!!!
 

Etiketler: insan hakları
nefret