27/10/2010 | Yazar: Kürşad Kahramanoğlu

Doğduğum yılda Hikmet Ran şöyle yazmış:

Doğduğum yılda Hikmet Ran şöyle yazmış:

“Satarsın gözlerinin dikkatini, ellerinin nurunu, bir lokma bile tatmadan yoğurursun bütün nimetlerin hamurunu. Büyük hürriyetinle çalışırsın el kapısında, ananı ağlatanı Karun etmek hürriyetiyle hürsün! Sen doğar doğmaz dikilirler tepene, işler ömrün boyunca durup dinlenmeden yalan değirmenleri, büyük hürriyetinle parmağın şakağında düşünürsün vicdan hürriyetiyle hürsün! Başın ensenden kesik gibi düşük, kolların iki yanında upuzun, büyük hürriyetinle dolaşıp durursun, işsiz kalmak hürriyetiyle hürsün! En yakın insanınmış gibi verirsin memleketini, günün birinde, mesela, Amerika'ya ciro ederler onu seni de büyük hürriyetinle beraber, hava üssü olmak hürriyetiyle hürsün! Yapışır yakana kopası elleri Valstrit'in, günün birinde, diyelim ki, Kore'ye gönderilebilirsin, büyük hürriyetinle bir çukura doldurulabilirsin, meçhul asker olmak hürriyetiyle hürsün! Bir alet, bir sayı, bir vesile gibi değil insan gibi yaşamalıyız dersin, büyük hürriyetinle basarlar kelepçeyi, yakalanmak, hapse girmek, hatta asılmak hürriyetinle hürsün Ne demir, ne tahta, ne tül perde var hayatında, hürriyeti seçmene lüzum yok hürsün. Bu hürriyet hazin şey yıldızların altında.”

Ben büyüdüm, çok diyarlar gezdim, çok şeyler gördüm, biraz öğrendim; Hikmet’e yaklaştım “hürriyet” hala “hazin” bir şey...Hele bu ülkede.

Şimdi de bir tarikatlar koalisyonu, hapse atmaya hazırlanıyor hürriyeti. Ah “yetmez ama evetçiler” ah!
Etiketler: yaşam
İstihdam