07/08/2014 | Yazar: Barış Sulu

Trans Danışma Merkezi Derneği’nden Barış Sulu: Çekinceliydik öncelikle, ya tüzüğümüzü onaylamazlarsa, genel ahlâk duvarlarına biz de çarparsak?

Bir yıl geçmiş bile…
 
Cinsiyet geçiş süreci ile ilgili el yordamı ile ulaşılan bilgileri toparlamak, kurumsal bir yapı olarak ilerlemek için 2013’ün Mayıs’ında fikirlerimizi ortaya dökmüştük. Doğa Asi, Deniz Eren, Aras ve ben ilk konuşmalarımızı, örgütlenme isteğimizi Haziran ayında kâğıda dökmeye başladık ve sosyal medya ile duyurduk.
 
Türkiye’de transseksüel bireylerin yasalarla düzenlenen tek hakkı olan cinsiyet değiştirme sürecini çalışacaktık (Türk Medeni Kanunu Madde 40). Nokta atışı olacaktı çalışmalarımız yani, hem çok büyük bir ihtiyaç olduğunu kendimizden biliyorduk, hem de bu alanla ilgili çalışmak için çok geç bile kalınmıştı. Şimdiye kadar trans politikası ile ilgili seks işçiliği ve nefret suçlarının dışında yer bulamayan bu önemli gündem yaklaşık 40 yıldan beri yasalarca düzenlenmekteydi. Diğer LGBT örgütlerin tüzüklerinden ve çalışmalarından destek alarak tüzüğümüzü şekillendirdik ve 22 Temmuz 2013’te Ankara Dernekler İl Müdürlüğü’ne başvurduk. Çekinceliydik öncelikle, ya tüzüğümüzü onaylamazlarsa, genel ahlâk duvarlarına biz de çarparsak? Beklediğimiz yanıt 3 hafta gibi kısa sürede geldi ve tüzüğümüz onaylanmıştı, transseksüel kelimesine alışmış demek ki Ankara Dernekler İl Müdürlüğü dedik ve kendimize ofis aramaya başladık. Yaklaşık 2 aylık süreçte ofisimizi tutabildik, Trans dediğimizde suratımıza bön bön bakanlar mı istersin, dernekler çok gürültü yapıyor, önceki kiracılar da dernekçiydiler, her gün halay çekiyorlardı vermiyorum kusura bakmayın diyenler mi, uzun uğraşlar sonucu terası ve konumu bizi cezbeden ofisimizi tutabildik, Adliye’ye ve Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’ne yakın olması da başka bir artı elbette, bir asansörümüz olsa çok iyi olacak ancak ne yazık ki merdivenler, merdivenler…
 
Kurulduğumuz duyulduğu andan itibaren danışanlarımız da bize ulaşmaya başladı, ofisimiz yokken evde yapılan toplantılar ile danışanlarımızın isim ve “cinsiyet değişikliği” davalarını açmaya, hastane süreçlerini izlemeye başladık. Derneğin içini de imece usulü ve Sivil Düşün AB Programı’ndan aldığımız destek ile döşemeye giriştik, toplantı masamız, bir bilgisayarımız, yazıcımız, telefonumuz, çalışma masalarımız ve sandalyemiz olduktan sonra kimse tutmasındı bizi. Kitaplıklarını ve sandalyelerini bağışlayan ve bize kira desteğinde bulunan Kaos GL Derneği’nin yanı sıra koskocaman bir buzdolabı bağışlayan arkadaşımız da oldu. Pencerelerimizi yenileyerek güvenliğimizi arttıran Front Line Defenders’ı da unutmamak lazım, Ankara’nın kışında hızır gibi yetiştiler. Kütüphanemiz için de bireysel bağışların yanında Sel Yayıncılık ve Yapı Kredi Yayınları desteklerini esirgemediler. Logomuzu tasarlayan Tennur’a ve logomuz için güzel önerilerini bize sunan Pelin ve Güngör’e de öpücük yollamazsam olmaz.
 
Derneğin tek amacı transların davalarını açıp, hastane süreçlerini takip edip, kimlik renklerini değiştirmek elbette değil, bu süreçlerinin nasıl işleyeceğini anlatmak, bu süreçleri kolaylaştırmak ve diğer translarla iletişim kurmalarını, sosyalleşebilmelerini sağlayabilmek. Bu nedenle 25 hafta boyunca aralıksız olarak süreceğini tahmin edemediğimiz “Trans Sohbetler” etkinliğini düzenledik. Bu etkinliğimize her Salı LGBTİ bireylerin yanı sıra Sosyal Hizmetler, Psikoloji, Sosyoloji, Tıp Fakültesi gibi bölümlerde bulunan öğrenciler ve öğretim elemanları da ilgi gösterdi. Din, aile, askerlik, cinsel sağlık, LGBTİ kavramlar, açılma, taciz gibi birçok başlığı konuştuk, tartıştık, içimizi döktük… Konuşmaya ne çok ihtiyacımız varmış…
 
Bu süreçte siyasilerle de görüştük, CHP milletvekili Aylin Nazlıaka’yı TBMM’de ziyaret ettik, bir diğer CHP milletvekili Mahmut Tanal derneğimize gelerek cinsiyet geçiş süreci ile ilgili bilgiler aldı. HDP Çankaya Belediye Eş Başkan Adayı Elçin Öz de seçim çalışmaları çerçevesinde derneğimizi ziyaret etti. Seçimleri de izledik ve kimlik renklerinden dolayı oy kullanmaktan çekinen trans arkadaşlarımızı cesaretlendirdik.
 
Dünyadaki en önemli LGBTİ çatı örgütlerinden olan TGEU (Transgender Europe) ve ILGA (International Lesbian Gay Bisexuel Trans and Intersex Association) üyesi olduk. TGEU’nun Budapeşte’de düzenlediği 5. Trans Konseyi’ne katıldık ve trans aktivistlerle “Dikkat! Okulda Trans Var” filmini izledik.
 
Şu an sürecini takip ettiğimiz 120 trans danışanımız bulunmakta, bu başvuruların %80’i Ankara dışından gerçekleşti, bu da bize sadece Ankara’da değil Türkiye’nin birçok ilinde faaliyette olduğumuzu gösteriyor. Bu danışanlarımıza akran danışmanlarımızın yanı sıra Avukatımız Sinem Hun da danışmanlık vermekte. Hollanda Elçiliği’nin katkılarıyla da Eylül ayından itibaren Türkiye’de ilk kez Psikolog ve Estetik, Plastik Cerrah uzmanlarımız da danışanlarımıza bir telefon kadar uzakta olacaklar. Bu hattın diğer bir önemi de bir yılın sonunda danışma hattına gelen sorular ile cinsiyet geçiş sürecinde sık sorulan sorular kitapçığının yayınlanacak olması.
 
Ayrıca Planet Romeo Foundation’ın finansal desteği ile 30 trans birey ile cinsiyet geçiş sürecini görüştük, Eylül ayında bu görüşmeler sonucu oluşturduğumuz ve ilk kez Türkçe’de bu kadar kapsamlı geçiş süreci hikâyeleri okuyabileceğiniz “Türkiye’de Cinsiyet Geçiş Süreci” kitapçığını yayınlayacağız.
 
Önümüzdeki süreçte planladığımız toplantılardan ilki İngiltere Elçiliği’nin finansal desteği ile 4 ilde (Gaziantep, İstanbul, İzmir ve Ankara) gerçekleşecek. Bu toplantıların sonuçları bize TMK Madde 40 üzerinde hukukçuların neler düşündüklerini gösterecek ve böylece bu maddenin ayrımcı taraflarını masaya yatırabilmemize olanak sağlayacak ve ileride bu maddenin değişmesi için yapacağımız çalışmalarla trans bireylerin cinsiyet geçiş süreçlerini kolaylaştırmak için attığımız önemli bir adım olacak. Diğer toplantılarımız da Amerika Birleşik Devletleri’nin finansal desteği ile trans akran danışmanlarımız ve avukatımızın Diyarbakır, Gaziantep, Adana ve Mersin’de düzenleyecekleri birer günlük cinsiyet geçiş süreci atölyeleri olacak.
 
Bu arada transların istihdamı için kapılarını açtığımız T-Kafe yaz boyunca haftasonları sizleri bekliyor. Terasımızda bir çayımızı içmeye, sohbetimizi paylaşmaya hepinizi davet ediyoruz.
 
İşte şimdi Trans Danışma Merkezi Derneği bir yılını tamamladı. Yayında ve yapımda emeği geçen tüm dostlara teşekkürü bir borç biliriz!
 
Mottomuzla bitireyim: “Trans Danışma Merkezi trans bireyler için var, çünkü trans bireylerin desteğe, güçlü ve örgütlü olmaya ihtiyacı var.”

Etiketler:
nefret